Her belayı kendine çekebilecek potansiyelde olan muhabirimiz ile belalardan hiç hoşlanmayan yakışıklı başkomiserimizin tatlı aşk haberine hoş geldiniz...
Işık Yıldız & Atilla
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oflayarak Can'ın yanına doğru ilerledim. Can şimdilik Melih'in yerine bana yardımcı oluyordu. Sabahları benimle, öğleden sonra ise başka birimdeydi. Melih üç gün daha izinliydi.
Yanına varınca konuştum. "Bilgi vermiyorlar. Birazdan çıkacakmış zaten hazır olalım."
Can başını sallayıp ardımdan yürümeye başladı. Açıkçası çok sessiz birisiydi. Hiç konuşmak istemiyor gibiydi. Dört gündür çok sohbet ettiğimiz yoktu. Esprilerime de gülmüyordu. Bende israf olmasın diye bir daha espri yapmamıştım zaten.
Esprilerim altın kadar değerliydi çünkü.
Kapıdan çıkan iş insanı Ali Yüksel ile oradaki ben dahil tüm gazeteciler hızla hareket geçtiler. Herkes bir şey soruyordu. Ne oldu? Ne bitti? Hatta biri eski sevgilinizle neden ayrıldınız diye bile sordu.
Konuları karıştırdı galiba.
Ali Yüksel tüm basın mensuplarına şöyle bir bakıp konuşmaya başladı. Kendini beğenen bir tarzı olduğu aşikardı. Hareketleri bile üstten bakıyor gibiydi.
"Üç gün önce şirket bilgilerimize bir saldırı olduğunu tespit etmiş uzmanlarımız. Bende bunun için de emniyete gelip ifade verdim."
Gene tüm herkes tek bir ağızdan soru yönetmeye başladılar bende sesimi duyurmak için bağırarak konuştum.
"Üç gün önce neden gelmediniz emniyete? Neden geç bilgilendirildiniz? Anında gelmeniz gerekmiyor mu?"
Sorularımı duymamış sanmıştım ama bir kaç saniye sonra Ali Yüksek garip bir ifadeyle tam gözlerimin içine baktı. Ağzını açıp bir şey demek istese de vazgeçip avukatına bakış atıp kapıları açık olan arabaya doğru ilerledi.
" Arkadaşlar gerekli açıklama sizlere ulaştırılacak. Kolay gelsin." avukatta hızlıca arabaya bindi.
Hareket etmek üzere olan arabaya bakarken camı aralayan Ali Yüksel direkt gözlerini benim olduğum tarafa çevirdi. Ve o anda gene göz göze geldik. Aynı biraz önceki gibi garip bakışlar ile bana bakıyordu. Anlayamamıştım. Ama umursamadım. Zaten arabanın uzaklaşması ile başını çevirmişti.
