Her belayı kendine çekebilecek potansiyelde olan muhabirimiz ile belalardan hiç hoşlanmayan yakışıklı başkomiserimizin tatlı aşk haberine hoş geldiniz...
Işık Yıldız & Atilla
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gülümseyerek parmağımdaki yüzüğe bakıyordum. Çok garipti. Sanki hep parmağımdaymış gibi bir his vardı içimde.
Tebessümümü bozmadan yüzükten bakışlarımı çektim. O yaşadığımız güzel anlardan sonra bizim için hazırlanmış yemekler eşliğinde keyifli saatler geçiriyorduk. Gerçi ben bulutların üzerinde olduğum için ne yediğimden ne içtiğimden hiçbir şey anlamamıştım.
Yanımda oturan, kolunu sandalyemin arkasına uzatmış Atilla'ya değdi bakışlarım. Gülümseyerek Özgür'ü dinliyordu. Ona bakmam ile bakışlarını bana çevirdi hissetmiş gibi.
Işıl ışıldı bakışları.
"Minik cadı?"
Onun bu tabirine gülümseyerek göz devirdim. "Yalnız minik cadı diyorsun da. Sen bu minik cadıya bir saat önce evlenme teklif ettin. Hatırlatırım."
Atilla masanın etrafında oturanların bize bakmadığından emin olup başını bana eğdi. "Unutmam mümkün değil. "
Sonra biraz daha eğildi. "Sen unuttun mu yoksa?"
Gözlerimi kısıp konuştum. "Unutsam hatırlatır mıyım ya? Mantık biraz başkomiserim." Atilla konuşmam ile birlikte gülerek burnumu sıktı.
"Mantık hanım da konuştu."
"Ya Atilla acıttın." Atilla bana bakarak göz kırptı.
"Öperdim de... " iç çekip masadakileri gösterdi. "Ortam müsait değil."
Önüne dönen Atilla ile utangaç bir şekilde tebessüm edip bende önüme döndüm...
"Ya Işık abla çok tatlılar. Anne baba bende kedi ve köpek istiyorum."
Kucağımda oturan Miray'ın sözleri ile gülümsedim. Mecnun ve Leyla'ya bayılmıştı. O kadar çok oynamıştı ki onlarla , sonunda Leyla ve Mecnun pes ederek bir köşede uyuklamaya başlamıştı.
" Olur kızım. Yarın barınağa gideriz."
Miray babasının sözleri ile ellerini neşe ile çırpıp kucağımdan indi. Adımları, ona kollarını açan babasınaydı. Baba kızın sarılmasına iç çekerek baktım.
