CİHANGİR
Birkaç gün ortalıkta görünmedi Rüzgâr. Neşe Hanım sık sık kontrol ediyordu. Ben de böylece kendisinden haber alabiliyordum. Sakladığımı düşünüyordum ama Neşe Hanım anladı. Ben sormadan Rüzgâr'dan bana haber veriyordu. Bahane üretip ağzını aramama gerek yoktu. Hatta telefon edip önce annemi soruyor sonra bana Rüzgâr'dan haber veriyordu. Oysaki annemi direkt arayabilirdi. Sağ olsun beni düşünüyordu Neşe Hanım. Restoranı boyama işi olduğu söylediklerinde gönüllü oldum ben de. İmece usulü iş, yapılmayan şey değildir bu kasabada. Hem boyumun uzun olmasının verdiği avantajla çabuk bitirmelerine yardım ederdim. O gün bir ara Neşe Hanım yanıma yaklaştı. Gülümsedi.
"Dün uğradım Rüzgâr'a" diye söze girdi.
"İyi. Ayağını uzatmış abu cubur yiyordu. Kilo aldım diye şikâyet ediyor ama keyfi yerinde" Dedi. Neşe Hanım'a gülümsedim.
"Çok mu belli ediyorum?" Diye sordum.
"Aslında etmiyorsun. Başlarda hatta sevmemiştin Rüzgâr'ı biliyorum. Ama aşk böyledir işte aniden gelir. Birden çarpar, ansızın. Geçen gün öyle bir bakmıştın ki yakaladım. Bir insan ancak sevdiğine öyle bakardı. Ama tek bakış değil tabii ki. Bir süredir gözüm üstündeydi. Kaçar mı benden?"
"O da fark etti mi acaba?" diye sordum. Kadınların hissettiğini duymuştum, fark ediyorlardı. Bir şekilde hissedebiliyorlardı. Neşe Hanım gülümsedi.
"Bence, hayır. Rüzgâr'ın bazı şeyleri anlaması için biraz gözüne sokmak lazım." Dedi.
"Söyleyecek misin ona?" diye devam etti.
"Bilmiyorum." Dedim, gerçekten de bilmiyordum.
"Hayırlısı" Dedi gülümseyerek Neşe Hanım ve sonra da işe koyulduk. Boyama işine geçmemizin üzerinden çok geçmeden Rüzgâr geldi.
"Bensiz eğlence ha." Dedi. Koltuk değneklerini gösterip güldü.
"Nasıl ama?"
"İyileşmez böyle sürekli oynatırsan." Dedi Neşe Hanım.
"Çok sıkıldım evde, duvarlar üstüme üstüme gelmeye başladı. Şurada otururum hiç sesim çıkmaz." Dedi. Ben de otursun ve ayağını uzatsın diye iki sandalye çektim.
"Aslında ben de yardım ederdim size daha önce boya badana yapmışlığım var." Dedi. Güldüm.
"Sen mi?" Dedim.
"Ne o beğenemedin mi?" Dedi. Sonra da;
"Ay bu çocukta beni hiç beğenmiyor." Dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım birde öyle söyleyince. Beni mi deniyor diye düşünmedim değil bir an. Ya da gerçekten hiçbir şeyin farkında değil. Değil mi gerçekten?
"Şaşırdım sadece." Dedim. O esnada telefonu çaldı. Dikkati ona yöneldi. Çince bir şarkı çalıyor telefonunda. Güzel bir melodi ama dil o kadar yabancı geliyor ki kulağına insanın. Markette pazarda da çalıyorsa dönüp bakıyorlardır kesin. Serkan diye biri aradı, samimi konuşması huzursuz etti önce. İşte dedim işte bu. Belki de bu kızın bir sevgilisi, nişanlısı vardı geldiği yerde. Bize söylememiş olabilirdi. Neşe Hanım bile bilmiyor olabilir. Bize bir şey vaat etmedi, hayatımda kimse yok da demedi. İşte şimdi telefonu kapatacak ve erkek arkadaşım geliyor diyecekti. Böylesi belki de en iyisiydi. Ben de umudumu keserdim, tertemiz olurdu. Vazgeçerdim.
"Kuzenim, buraya geliyor." Deyince de derin bir nefes verdim. Arkam onlara dönüktü, çömelmiş boyayı karıştırıyordum. Sevgilisi değilmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR
RomanceRÜZGÂR Gidecektim. Kafama koymuştum. Nereye bilmiyordum ama gidecektim işte. CİHANGİR Âşık oldum, nasıl olduğumu bile bilmeden. Okuyan lütfen ne düşündüğünü de yazmaktan çekinmesin;)