Bölüm 19:Ama hani seviyordu Cihangir beni, aşkı çok uzun sürmemiş anlaşılan

99 3 0
                                    

CİHANGİR

O günden sonra Rüzgâr'ın olduğu, olabileceği hiçbir ortama gitmemeye başladım. Restorana balık götüreceğimde de arka kapıyı kullanıyor, bırakıp çıkıyordum. Arkadaşlarımla da görüşmeyi bıraktım. Yalnızlaştım. Böyle daha iyi sanırım. Geçen gün mutfağa balık bırakırken elinde tabakla içeri geldi Rüzgar. Aydın Usta tutmasaydı karşılaşmazdık ama işte adamcağız ne olduğuna anlam veremiyordu. Önceden yanına uğradığımda ayaküstü hal hatır sorardım. O restoranda az zaman geçirmezdim; şimdi önünden bile geçmiyorum. Göz göze geldik kısa bir an. Bana dikkatle baktı ya da ben öyle sandım. Bilmiyorum.

O günün gecesi bu ara sık yaptığım ve sık yaptığım için annemin beni hemen evlendirmek istemesine neden olan aktivitemi yapmaya gidiyordum. Annem nereye gittiğimi, sabaha kadar nerede kaldığımı merak ediyordu. Aklından neler geçiyordu kim bilir? Büyük ihtimalle yanlış bir şeyler yaptığımı düşünüyordu. O yüzden de beni bir an önce evlendirmek için çabalıyordu. Oysaki ben ve yalnızlığım derin bir sessizlik içinde baş başa oturuyorduk. Kayalık bir yer var. Biraz dışarıda, yüksek kayalar ayrı bir alan oluşturuyor, korunaklı bir yer denize hemen yakında ve içip sızabiliyorum orada. Denizin sesiyle uyuyorum. Mabedim gibi bir yer oldu. Çocukken de gelirdim zaman zaman ama karanlıkta değil tabi. Çok aydınlık bir yer değil, telefon ışığı ile geçerim bazen. Benim gibi gelen pek olmuyordu. Gündüzleri gelen olurdu ama geceleri pek gelen yoktu. Sanırım kasabanın benim kadar dertlisi yok. Aslında bu durumun bu kadar hayatımı etkilemesine de sinir oluyorum. Ama ha deyince de değiştiremiyorum. Zamanla diyorum kendime zamanla. 

O gece peşime biri takıldı sandım. Önce yabani bir hayvan diye düşündüm ama sonra insan olduğunu anlayınca çalıların arasına girip arkasından dolaşmaya karar verdim. Gerçekten de arkamda biri varmış, bileğini büküp yere yapıştırdım ve dizimle de sırtına bastım. Çığlık atınca Rüzgâr olduğunu anladım ve hemen yerden kaldırdım. 

"Ne işin var burada?" Dedim."Kendini öldürteceksin!"

O kadar korktum ki bir yerine bir şey yaptım diye. Panikledim. Üstü başı toz içinde kaldı. Eline, yüzüne bakmaya çalıştım bir şeyi var mı diye ama net göremiyordum. Elinden tuttum ve geldiğimiz yolu geri döndük. Korku ve panik yerini kızgınlığa bırakıyordu.

"Bir yerin ağrıyor mu?"

"Hayır"

"Başını çarpmadın değil mi?"

"Hayır"

"Başın ağrımıyor?"

"Hayır"

"Eczane bulalım." Dedim. Eczacı yoktu kalfası bir krem verdi. Kızgındım ona. Niye peşime düştü ki? Yüzünde çizikler olmuştu ama daha kötüsü de olabilirdi. Ne kadar düşüncesizce hareket ediyordu. Kalfanın kendisine Kadife demesine bozuldu ve çocuğa çıkıştı. Eczaneden çıktıktan sonra bir süre yürüdük ben biraz uzağında kalmaya çalıştım sakin bir yer bulduğumuzda da durdum.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" Dedim.

"Sen oraya neden gidiyordun?" Dedi.

"Soruma soruyla cevap verme. Sen beni niye takip ediyorsun onu söyle?" Dedim

"Merak ettim seni." Dedi.

"Saçmalık! Benden ne istiyorsun? Söylesene. Başına iş alacaksın az önce arkandan bir kayayla kafana vurabilirdim. Ne kadar karanlıktı görmedin mi?" Dedim.

"Ben senin kuklan değilim, etrafında dönmemi mi bekliyorsun? Lütfen benden uzak dur. İkimiz içinde en iyisi bu. Beni daha fazla zor duruma sokma." Dedi. Beni gerçekten merak mı ediyordu? Açıkçası buna inanmıyordum.

RÜZGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin