Uzun bir bölüm oldu. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, sadece emeğimin karşılığını bekliyorum. Buraya kadar geldiyseniz de kitabı sevdiğinizi umarak, iyi okumalar diliyorum...
"Ruhlar var ateşlerin arasında, her biri yakalanmış kendisini yakacak olana."Dante Alighieri
***
***
Yüreğinde biriken ve zamanla seni içten içe zehirli yılan gibi zehirleyen her duygu patlamaya hazır bir volkana dönüşüyordu. Ruhunun yorulduğu ve aklının seni yönetmeyi bıraktığı yerde dolup taşan güçlü duygular sonucu da o volkan, nihayet patlıyor ve seni için çekiyordu. Kızgın lavların kıvrandırıcı dalgalarında çırpınırken gözünün kendin de dahil kimseyi görmemesi yadırganacak bir tepki değildir zira acı, en etkili tepkimeye dönüşür o an.
Tıpkı Yaren'in haftalardır içinde büyüttüğü ve şimdi dayanılmayacak hale geldiği vakit onu patlama noktasına getiren acı gibi.
Evlat edinildiğini bana ilk söylediği zaman sakinliğini takdir etmiş, olgunlukla karşıladığı bu duruma sesimi çıkarmamıştım. Feride halamla ve diğer aile fertleriyle konuşup konuşmayacağını sorguladığım zaman beni geçiştirdiğinde de zamanı olmadığını düşünmüş, üzerine düşmemiştim.
Ne yanılgı ama!
İnsanların göstermek istedikleri yanıltıcı davranışlara kanmamayı öğrenmiştim ancak Yaren, ya duygularını kolay perdeleyebilmişti o gün ya da ben onun iyi hissettiğine inanmayı tercih etmiştim.
Akabinde üst üste gelen hadiseler vuku bulunca araya giren zamanı ilaç bellemiş ve onu üzeceği için bu konuya bir daha parmak basmamıştım.
Ne aptallık ama!
Halbuki onun yerinde olsaydım ortalığı ayağa kaldırmak bir yana belki de taş taş üstünde bırakmazdım. Hissetmeyi tahlil ettiğim yıkım kötü bir ihtimalken bile canımı yakıyordu oysa Yaren, canının acısına ektiği neşe tohumuna sığınmış, acısını görmezden gelmeyi tercih etmişti.
Muhakkak ki şimdiye dek.
Felaketle gelen şanstı Tuna onun için şüphesiz ancak bazı yaraların kabuk bağlaması büyüklüğüyle ilgili değildi, hissettirdiği yoğunlukla ilgiliydi.
Hayat, bizden saklananlarla yüzleşmeyi bize öğrettiği vakti kendi seçtiği sürece hiçbir zaman hazır olmayacaktık. Ne kadar tecrübe edinilirse edinilsin kanıksanan acıyı bağrına basamıyordu insan. Damarlarında dolaşan irini söküp atmak istiyordu ve uygun bulduğu ilk an o damarlara keskin kılıcını geçiriyordu.
Yaren'in boğazından kopan çığlıkla ne süredir bu halde olduğunu kestiremediğim günah çıkarma ritüeli, kırılan yeni bir eşya ve duyduğum yeni bir hıçkırık sesiyle şiddetini arttırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS VURGUNU
Romance"Yemin ederim ölüyorum sana Asu. Bitiyorum. Tükeniyorum sana bakarken." diye fısıldadı yakarır gibi. "Öyle ince işlemişsin ki aklıma-" Avuç içleriyle iki yandan şakaklarına vurdu, acısıyla ben sızladım. "Deliriyorum bu teslimiyetle... Gözlerimin gör...