⚜ Lütfen oy vermeyi unutma. :)
"Kader belki de oyun oynuyordu insanla, mutluluğu tesadüf sanmasını istiyordu. Sanmak yerine hak ettiğini düşünseydi, mutluluğa inanmanın zor olacağına onu kim ikna edebilirdi?"17 Eylül 2005 - Cumartesi
Ayaklarının dibinde duran limon ağacı fidanında ellerini gezdirirken büyük bir heyecanla konuştu küçük kız. "Annecim, hemen büyür ağacımız değil mi? Lezzetli limonatalar yaparsın bana." Kısa bir an duraksamaktan alamadı kendini. "Bir dee limonlu pasta!" Tombul parmağını dudaklarına götürüp gözlerini yukarı çevirdi düşünüyormuş gibi yaparak. "Heh bir de limonlu tarçınlı kek!"
Nazenin, tatlı heyecanına samimi bir gülüş yollayarak eğildi ve kucağına aldı kızını. "Öyle hemen büyümezler Asu, biraz zamana ihtiyacımız var. Hem ne kadar sabırlı olursak ve iyi bakarsak o kadar güzel bir şekilde büyüyüp sulu limonlar verir bize."
Yanağına kocaman, içten bir öpücük kondurdu Asu'nun. O kadar tatlı ve masumdu ki kızı bakmaya bile doyamıyordu kadın bazen. Epey sabırsız olduğunun da farkındaydı. Zira sabretmek küçük Asu için imkansız gibiydi. Her şey hemen olsun isterdi kız ancak annesinin sözlerinde haklı olduğunu da biliyordu.
Asu'ya göre anneler hep haklıydı.
Kadının kucağında hareketlendi. "O zaman hemen gidip fidanımızı dikelim annecim, erken kalkan yol alırmış Havva abla öyle söylemişti. Bu sabah bissürü erken kalktım ben ağacımızı dikmek için."
Ufak bir kahkaha atan Nazenin, kızını kucağından yere indirip elinden tuttu. Diğer eline de limon fidanını aldıktan sonra bahçeye doğru yavaşça yürümeye başladılar. Bugün hava ayrı güzel diye düşündü içinden genç kadın, Eylül'ü seviyordu.
Bahçeye vardıklarında oğlu Kadir'i yerde bağdaş kurmuş kitap okurken gördüğünde tatlı bir esinti geçti. yüreğinden. Kesin 'Küçük Prens' okuyor diye geçirdi içinden, yine... Yanına ses çıkarmamaya özen göstererek yaklaştığında, "Dur tahmin edeyim," dedi oyunbaz bir tavırla. 'Küçük Prens okuyorsun oğlum?"
Duyduğu sese karşılık başını kaldıran Kadir, ela gözlerini kısarak ciddi bir gülümseme takındı. "Altıncı kez anne." diye cevapladı annesini.
Akıllı bir çocuktu Kadir ayrıca fazlasıyla zekiydi ancak gülüşlerinin gözlerine ulaştığı çok nadir görülürdü. Nazenin oğlunun bu kitapta ilgisini çeken şeyin ne olduğunu çok merak ediyordu lakin Kadir bir sırmışçasına söylemiyor, seviyorum sadece diyerek geçiştiriyordu kadını.
Hoş aklına gelen bir ihtimal vardı ama sebebinin o olmasını istemediğinden dile getirmiyor, oğlunu üzmekten korktuğu için susuyordu.
"Elindeki ne?" Soru soran oğlu ile silkelendi kasvetli düşüncelerinden. "Ne yapacaksanız, ben de yardım edeyim size." diye devam etti konuşmasına Kadir.
Annesinin elinden kurtulup zıplaya zıplaya abisine doğru koşan Asu, Kadir'in önünde dizlerinin üzerine çömeldi ve çekik ela gözlerini irice açtı. Beyaz elbisesi yine kirlenmişti.
"Abicim," dedi hayatındaki en önemli konudan bahseder gibi. Annesine birkaç saniye bakan abisinin yanağına eline koyup kendisine bakmasını sağladı hemen, onu dinlemeliydi Kadir. "Limon fidanı dikeceğiz biz! Hadi birlikte yapalım daha hızlı olsun, sonra hemen büyüsün!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS VURGUNU
Romance"Yemin ederim ölüyorum sana Asu. Bitiyorum. Tükeniyorum sana bakarken." diye fısıldadı yakarır gibi. "Öyle ince işlemişsin ki aklıma-" Avuç içleriyle iki yandan şakaklarına vurdu, acısıyla ben sızladım. "Deliriyorum bu teslimiyetle... Gözlerimin gör...