27 | KAYBEDİŞLERİN SINIRINDA - PART 2

6.3K 416 135
                                    

Başlamadan önce yıldıza basar mıyız? Tık tık!

Çığlığımla yaralandığımı sanmış olacak ki Aksel, arabayı sollayıp arkada bırakırken gazı kökledi ve elini yoklar gibi yüzüme yerleştirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Çığlığımla yaralandığımı sanmış olacak ki Aksel, arabayı sollayıp arkada bırakırken gazı kökledi ve elini yoklar gibi yüzüme yerleştirdi. Her hareketinde bariz bir endişe varken yüzündeki mimikler sağduyunun nişanesi gibi duruyordu. Arada kalmış da hissettiği yoğun duygularla başa çıkmaya çalışırcasına da karmaşık.

"Asu! Yaralandın mı güzelim neyin var?!" diye sordu hızlı hızlı.

Yakalanmamamız için arabayı durduramadığının farkındaydım ancak biraz daha bu yolculuğa devam edersem bilincimi kaybedecekmiş gibi derin bir korkunun içinde hissediyordum kendimi.

Rayından çıkmış halde sarsılarak titreyen ellerimi sağ elinin içine alıp soran aynı zaman da acı çeken gözlerle gözlerimin içine baktı. Onu daha fazla telaşlandırmamak adına başımı salladım ve yutkundum.

"İy-iyiyim." diyebildim. Aksini söylemek için çırpınsam da...

"Yaralanmadın değil mi? Ben fark edememiş olabilirim?!" diye sorarken bu kez sesinin titreyişine şahit oldum ve içinde düşüğümüz duruma bir kez daha lanet ettim. Belki de yaralanmıştım ama anın şokundan hissedemiyordum ama acıdan ziyade ruhsal bir yaralanma sürecindeydim şimdi.

Başımı eğdiğim yerden biraz daha kaldırıp yüzüne baktım ve gözlerimi yumdum. Hiçbir sakinleşme girişimi işe yaramayacaktı, kendimi kandırıyordum.

"Yaralanmadım, iyiyim gerçekten." dedim güven verircesine. Şu an ki durumda en azından birimizin psikolojik bir şoka girmemesi gerekiyordu.

"Çok şükür!" diyerek derin bir nefes aldığı sırada buna şükretmememiz gerektiğimi hatırlatacak olan araç arkamızdan ateş etmeye başlayınca biraz olsun düzene giren ruh halim yolundan şaştı. Tiz bir çığlık daha koyuverirken başımı ellerimin arsına alıp olduğum yerde iyice büzüştüm.

"Aksel! Öleceğiz burada!" Evet, pozitif kalma sürecim bu kadardı!

"Hayır! Tabi ki ölmeyeceğiz!"

"Vazgeçmiyorlar!" diye bağırdım tekrardan. Birkaç el daha ateş edilince Aksel hiç ummadığım bir şey yaparak ağzımın ardına kadar açık kalmasına sebep oldu.

Başını araç camından çıkartarak arkadaki araca ateş etmeye başladı.

"Yok artık!" diye tısladım şok içinde. "Ne yapıyorsun içeri gir!" Gömleğimden tutup onu içeriye çekmeye çalıştım. "Lanet olsun korkuyorum içeriye gir dedim!"

Ya ona bir şey olursa?

Kötüyü çağırırsan gelir seni bulur tezinden yola çıkarak silkelendim ve telaşıma gem vurup kucağıma düşen telefonu elime aldım. Tuna, bizi tekrar tekrar geri aramıştı.

POLİS VURGUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin