Bu bonus bölüm bir süre sonra kendini imha edebilir. :)*
41'den Kadir ve Elif.
Kadir, kız kardeşiyle yaptığı gergin konuşmanın akabinde telefonu sıkıntıyla kapatıp önündeki masaya fırlatırcasına attı. Ellerini gür, siyah saçlarından sertçe ve çekiştire çekiştire geçirirken aklında Asu'ya söylediği mecburi yalan vardı.
"Sikeyim!" diye hızlı bir küfür savurdu. Yetmedi, "Sikeyim ya! Sikeyim böyle işi!" diye de ekledi.
Kardeşinin aylardır nasıl zor bir durumla başa çıkmaya çalıştığını biliyordu. Her şey üst üste gelmişti. Önce annesinin çok değer verdiği derneğinde Zerrin denen kadının yolsuzluk yaptığını öğrenmişti. Zerrin bir şekilde saf dışı bırakılmıştı ve yasal cezasını da çekecekti ama daha onu düşünemeden sevgili babasının(!) kaçakçılık suçundan tutuklanması hayatlarına bomba gibi düşmüştü.
Kendisi Asu'ya göre daha katıydı Feyyaz'a karşı, çok etkilenmemiş ve şaşırmamıştı bu duruma ama kardeşinin, babasının düştüğü duruma çok üzüldüğünü ve içerlediğini fark etmişti.
Tüm bunlar yetmemiş gibi Feyyaz'ı tutuklayan kişinin Aksel olması herkesi şok etmişti. Başta algılayamadığı bu bilgiyle nasıl davranması gerektiğini çözememişti. Aksel'i suçlayamazdı. O bir polisti ve görevini yerine getirmişti ancak sonrasında öğrendikleri...
Deyim yerindeyse yer yerinden oynamıştı. Hâlâ aklına gelen gerçekleri anımsadıkça dişlerini kırılırcasına sıkmasına engel olamıyordu. Nasıl böyle çetrefilli işlerin tam merkezine düşecek bir aile konumuna gelmişlerdi?
Söz konusu babası olacak herif olunca her şey beklenirdi ancak insanın bi' dur sınırı olmalıydı. Dolmuştu ve taşıyordu öfkesi.
Koray, bir gece kapısını çaldığında hayırlı bir haber vermek için gelmediğini öfkeli yüzüne baktığı ilk anda anlamıştı. Koray'dan, Aksel'in son bir senedir üzerinde çalıştığı esas operasyonun baş rolünün nasıl ele geçirildiğini dinlediğindeyse kan beynine sıçramıştı.
Aksel, yapmıştı yapacağını. Onu az da olsa anlayabiliyordu. Sığ bir adam değildi Kadir. Babasına değil annesine benzerdi karakteri. Empati kurabilir mantıklı davranabilirdi ama söz konusu Asu olunca duygular her zaman öncelikli faktörüydü.
Yalan yok, başta Koray'ın dürüstlüğünü sorguladı. Onu sevmediği yıllardır alenen ortadaydı zaten. Yalan söyleyip söylemediğini anlamak için uğraştı ama kabul etmek istemediği gerçek aslında ayan beyan ortadaydı.
Aksel, Asu'ya rağmen o odaya gizlice girmişti. Delilleri elde etmiş, Feyyaz Şanlısoy'a karşı kullanmıştı.
Bir yerde iyi yapmıştı. Hiçbir suçlu, suçuna rağmen dışarıda elini konun sallaya sallaya gezemezdi ancak yöntemler, sonuçların doğurduğu kaosla kıyaslanınca her türlü yanlışı çıkarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS VURGUNU
Romance"Yemin ederim ölüyorum sana Asu. Bitiyorum. Tükeniyorum sana bakarken." diye fısıldadı yakarır gibi. "Öyle ince işlemişsin ki aklıma-" Avuç içleriyle iki yandan şakaklarına vurdu, acısıyla ben sızladım. "Deliriyorum bu teslimiyetle... Gözlerimin gör...