7 Bölüm: Son Saatler

230 13 0
                                    

Zar zor uyanmaya çalışıyordum. Vücudumun içinde yorgun bir hissiyat vardı. Kolumu sola doğru attığımda bir şeye çarptı. Yanımda gördüğüm küçük kediye karşı gözlerim açıldı.

"Deli kedi." diyerek, doğrulandım.

Anneme yüksek sesle bağırdığımda, benim katımda gezindiği belliydi. Duyar duymaz kapımın önünde belirdi.

"N'oldu oğlum?"

"İçeri gelsene." dedim.

İçeri girdi. Beni görüp gülümsedi. "Günaydın. Kalkmışsın ama aşağı gelmiyorsun. Ayıp değil mi? Baban, ağabeyin gelmiş yaptığına bak." dedi.

"Ben daha yeni kalktım. Hem babamın gelmiş olması neyi değiştirir? Şu an geldiyse beş sene boyunca zaten yok. Görerek varlığına alışmayalım." dedim gözümü ovalayıp.

"Baran canımı sıkma. Baban da keyfinden gelmemezlik yapmıyor herhalde?" dedi annem. Korumacı tavırlarına şaşırmıştım. Eskiden kendisi babamın arkasından oraların insanı olmuş derdi. Şimdi ne değişmişti?

"Tamam kalkar, inerim." dedim. Annem odamdan çıktıktan sonra ayağa kalkındım. Siyah eşofmanımın üzerine aşağı inmek için bordo renginde tişört giydim. Aşağıdaki lavaboya girip, özel ihtiyaçlarımı giderip dişlerimi fırçalayıp çıktım.

Ben lavabodayken annem evden çoktan çıkmıştı. Bu kadın dalga mı geçiyordu?

Salona girdim. Yemek yiyecektim sonra arkadaş çevrem bize gelecekti. Doğum günü planları için konuşmak istemişlerdi. Ne kadar yapmak istemediğimi söylesem de onların kesin kararı yapmaktı.

Kafamdaki saçma düşünceleri bir kenara atıp ilaçlarım ve vitaminlerimi ağzıma atarak, suyla beraber içmiştim.
Annem kahvaltı sofrasını hazırladığı için direkt masaya oturdum.

Kahvaltı tabağıma sahanda yumurta, çeçil peyniri, kaşar peyniri ve bir kaç dilim salam, biraz salatalıkla kahvaltımı tamamlarım. Hayatımı gösterişli ve lüks yaşamayı sevsem de kahvaltı tabağım fixti.

Ağabeyimin sesiyle salon girişine döndüm. "Afiyet olsun." diye söylendi.

"Gel seninle olsun Bulut." dedim gülerek.

"Birazdan yerim. Şimdi televizyona bakacağım. Magazini izlemek lazım, neler olmuş öğrenelim. Gel yanıma otur." dedi.

"Yok ben izlemeyeceğim." dedim.

Bulut koltuğa yayıldı. "Dün gece çalışmaktan uyuyamadım. Senin projelerini ayarladım. Mete istemiş, senden ama sen yapmadan uyumuşsun. Masada defterin vardı. Onu çekmecene koydum. Seni kaldırmak istemedim." dedi.

Ağabeyimin verdiği cevapla oturduğum koltuktan ayağa kalktım. Boğuluyordum sanki. Bir an da yine tıkanıyordum. Odama hızlıca gitmeye kalkıştım. Ağabeyim arkamdan gelmeye başladı. Defteri okuduysa psikolojik destek aldığımı öğrenmişti. Bunu istemiyordum. İnsanların bana acımasını, yardım etmesini, düşüncelerimle ilgilenmesini istemiyordum.

Odama girip kapıyı kapattım. Balkona doğru çıkarak nefes alıp vermeye devam ettim. Boğazım düğümlenmişti. Ağabeyim odama bodoslama daldı.

"Bana bak!" dedi bağırarak.

Sinirime hakim olamıyordum. "Bulut çık dışarı! Canını yakmak istemiyorum." dedim.

Ağabeyim elini duvara yasladı. "Ne bu davranışlar?" dedi. Ellerim hafiften titremeye başladığında ağabeyim görmüştü. Yanıma gelip fısıldadı.

"O defterin içinde bir şey olduğunu biliyordum. Kimden ne saklamak istersen sakla benden saklayamayacağını sen biliyordun. Özel eşyalarına dokunmak değil, kardeşimin bir problemi varsa düzeltmek için açtım."

Kelebek ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin