43 Bölüm: Ateş Ve Barut

65 4 0
                                    

Diğer gecenin saat 02:00'sinde oturmuş kahve içiyor sohbet ediyorduk. İpek saçlarını düzelterek yüzünü döndürmeye çalıştı.

"Bulut ağabeyim dün için çok affedersin. nasıl böyle bir durumda görürsün bilmiyorum." dedi, utanç dolu bir bakışla.

Ağabeyim ensesini kaşıyarak, "Hoş değildi."

Ağabeyimin kolunu tutarak, kulağına eğildim.
"Kızla düzgün konuş." dedim.

Ağabeyim kolunu elimden çekerek ayağa kalktı. "2 saatte iyi sohbet etmişiz. Artık bana müsade." dedi ve ayağa kalktı. Hemen gitmeden, "Bir daha geleceğinde benimde haberim olsun." dedi ağabeyim, İpek'e.

Ağabeyim dış kapıya ilerlerken arkasından ilerledim. Kimseye İpek'in burada olduğunu daha söylememişti. Öyle anlaşmıştık.

"Bulut," diye, seslendim. Bulut bana dönerek, "Söyle Baran..." dedi. Ağabeyimin omzunu tutarak, "Sağol." dedim, boğuk bir sesle. Ağabeyim, "Baran 23 yaşındasın, kardeşin yaşındaki kızla samimiyetini düzgün kur." demiş ve yan odada olan odasına gitti.

Bulut hayatı boyunca dobra bir insan olmaya devam edecekti. Ben ise her zaman kurallarını ezip kendi bildiğimle gidecektim. İçeri girdiğimde İpek altındaki şortu çıkarmış beyaz ince bir tayt giyerken içeri girdim. Kalçalarından yukarı kaldırırken gördüğümde İpek heyecan yapıp, hızla kapattı.

"Geldiğini görmemişim." dedi ve yanımdan geçti.
Kapıyı elimle kapatarak, "Şu an görüyorsun..." dedim.
İpek elini yüzüne koyarak, "Senin gözün dönmüş." dedi.

Orta büyüklükteki balkona doğru ilerlediğinde arkasından gittim. "Nasıl anlamadım?"

Siyah gömleğimin 2 düğmesini açtım. İpek gözlerime derin derin bakıyordu. Bakışları narince içime işliyordu. Bir insan nasıl olur da bu kadar güzel bakabilirdi?

"Hem benimle görüşüyorsun evine alıyor, sohbet ediyorsun: Hem de başkasına gidip, onunla öpüşüyorsun." dedi, duygusuzca.

İpek balkon masasının üstündeki sigarayı alıp çakmakla yaktı. Ardından, "Baran katil oluşunu bile kabullenmiş birine bunu yapmamalıydın." dedi ve sahile doğru göz gezdirdi.

İpek'in elindeki sigarayı çekerek, "Öncelikle küçük hanımların sigara kullanması zararlı." dedim ve orta parmağımla, baş parmağımın arasına alarak camdan fırlattım. Arkasından, "Bana hesap sormanı anlamış değilim. Ne zaman seni korumak ve canına zarar gelmesin diye çatışmak, katillik oldu? eğer ki geçen gün Aslı benim dudaklarımdan öpmeseydi, sen görmemiş olacaktın." dedim ve ellerimi pantolonumu cebine soktum.

İpek taytını çekiştirdi. "Beni korumuş olabilirsin ama katil olmanı değiştirmez." dedi. Elimi duvara dayayarak, "Nankör." dedim ve ilerledim.

Kapının açılmasıyla balkonun önünde donakaldım.
"Baran orada mısın?" dedi, Asya.

Balkonun ön kapısında durarak, "Müsait değilim hemen çık Asya." dedim. Asya ne alakaydı? Bir de şimdi ona mı hesap verecektim? İpek arkamda duruyordu. Umarım ani bir atak yapıp, Asya'ya kendini göstermezdi.

İpek kollarımdan hızla ayrılarak, "Bu da yeni sevgilin mi?" diye, arkamdan öne fırladı. Aptal kız!

"YETER! SİKTİR GİT, YUKARI ÇIK." dedim ve derin bir nefes aldım. Yetmişti artık.

"Sen kimsin bana emir veriyorsun? Eşyalarımı toplayıp gidiyorum. Ne bok yerseniz yiyin." dedi ve Asya'nın yüzüne iğrenti dolu bir bakış attı.

Asya saldıracak gibi, "Ağabeyimin seviyesiz köpekleride baya vizyonsuzlar." dedi ve sinirle burnunu çekti. Asya'nın ağzını tutarak, "Sesli konuşma. Babam gelirse uğraşamam Asya." dedim ve İpek'e nefret dolu bakışlarımı diktim.

Kelebek ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin