Kapıyı açarken fazla tereddüt etsemde açmayı başarabilmiştim. Odaya girdiğim de Baran yatağa oturmuş; altında gri bol bir eşofman, üstünde odasının renginde bordomsu bir tişört, boynunda kolyesi, ayağında terlikleri ile sigara içiyordu. Sesim kısık çıkarak konuşmaya çalıştım.
"Kapıyı çalmadım ama..." demiş ve Baran'ın sırtına bakarak ilerlemeye başlamıştım.
Baran sigarasını ağzına götürüp, sertçe çekmişti. Onun yüzüne bakabilmek, önüne geçebilmek için ufak ufak yürüyordum. Baran ses çıkarmıyor sadece beni dinliyordu. Bir cümle söyleyerek, konuşmasını sağladım.
"Gelebilir miyim yanına?" dedim.
Korkuyor ve geriliyordum. Karşısına geçtiğimde Baran yüzüme bakmadan sigarasını içmeye devam etti.
Konuşmak istemiyor, sıkılmış gibi duruyordu. Onun gözlerine diklendim. Baran'a öylece bakarken sigarasını kül tablasına söndürüp, bir dal daha çıkararak yakmıştı. Onun karşımda bu şekilde görmek hoştu. Her şeyin içerisinde vücut bulan bir insandı. Ellerinin büyük ve damarlarının çok belirgin olması kaçınılmazdı. Mavi gözlerine bakmak istiyordum. Dudaklarının hafiften dolgun ve saçlarının kumraldı. Kaşları kavisli, adem elmasının çıkık olan bir bedene sahipti.İçmeye başlayıp üç duman çektiği sigarayı özgüvenle ağzından çektim. Kendi ağzımda buluşturdum. Bir dumanda ben çektim. Baran'ın dudakları sigaranın süngerine değip, şimdi de benim dudaklarıma değiyordu. Hata mı yapıyordum? Çok mu ileri gidiyordum? Sınırları mı zorluyordum?
Baran sinirlenerek, "Ne yaptığını zannediyorsun sen? dedi.
Koltuğa oturdu. Bacakları açık oturuyordu. Karşısına oturdum. Sandalyeyi bacaklarının arasına hafiften ittirdim.
Yaklaştığım da, "Ne yapmak istersem." demiştim, tahrik edici bir sesle.
Baran kulağını ovuşturarak, kolumdan tuttu. İlk ve hoş göz temasımız bu olabilirdi. Çok heyecanlanmıştım. Ben kendimi Baran'la kaybediyordum. Arkamdan vuran rüzgar beni boğuyordu. Baran'ın gökyüzünde, okyanusunda boğuluyordum.
"Çok şımarıksın." dedi ve elimdeki sigarayı bir çırpıda çekti.
Baran'ın hemen yanında duran sigara paketine uzanırken, Baran'ın yüzüne düşen saçlarım onu rahatsız etmiyor gibi gözüyordu. Sigarayı aldığım gibi çakmağını uzattı. Karanlık odasında sadece odayı aydınlatan turuncu mum ışığı ve perdenin arasından yansıyan kararık olmaya yaklaşan havanın rengi vardı.
Baran yüzüme bakmak istemiyordu. Haklıydı. Onun gibi bir insan zor ve ulaşılmazdı. Herkes onu elde edemez, herkes ona istediğini yaptıramazdı. Ben Baran'ın gönlünü almak istesemde, Baran benimkini almayacaktı eminim. Sigaramı içmeye devam ederken Baran'ın telefonu çaldı. Yanında duran telefonunu eline alarak, açmak için ilerledi.
"Biraz bekle." emrivaki ses tonuyla gitmişti.
Onu beklerken odasını incelemeye başladım. Onu tanımak, anlamak, renklerini sorgulamak istiyordum. Neyin, kimin odasında olduğumu görmek istiyordum. Nelerin beni beklediğini görmek istiyordum. m.
Odası koskocamandı. 3 oda büyüklüğünde bir odası vardı. Perdeleri şık, berjer takımları ayrı bir hava yaratmıştı. Odasındaki vazgeçilmez biblolar ve Baran'ın kaset şarkıları vardı. Mimar olduğu için çekmecesinden kağıdın ucu çıkmış çizimi vardı. Saat koleksiyonu, koskocaman kıyafet odası ve oda içerisinde gardrobu vardı. Kalem koyacak yer bile yok kadar doluydu.
Büyük bir rafta ikiyüzden çok kitap vardı.Baran'ın odasını incelerken, Baran balkondan içeri gelerek, "Ne karıştırıyorsun?" dedi, tekdüze bi sesle.
Elimi kitaplık rafından çekerek, "Odanı gezmek istedim." dedim, utanarak.
![](https://img.wattpad.com/cover/297308099-288-k427726.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek ve Aşk
Novela JuvenilGörmek istiyordum. Sadece sevebilmek istiyordu. Her şeyi unutup sana gelmek istiyordum. Koşmak istiyordum, çocuk olmak istiyordum. Ben senin için, bir olmak için, savaş vermek istiyordum. Mesafelere rağmen seni istiyordum. Tüm sorunlarımı çözebilmek...