(Baran'ın anlatımıyla)
Dün geceden beri Ege'yi öldürmediğim için kutlama yapmak istiyordum. Benim dokunduğum kadının yüz hatlarına dokunduğu eli kırmadığım için dua etmeliydi. Fırat'la 1 saat telefonda konuşup, olayları anlatıp daha sonrasında kapamıştım. Saat şu anda 10:28'di. Ben 09:05'te uyanmıştım. Ege'nin iğrenç elleri aklıma geldikçe sinirleniyordum. İpek'le arama mesafe koymanın vakti gelip geçiyordu. Ona fazla yüz vermiştim ve bu yüz onu şımartmıştı.
Odamdan çıkmadan ılık duşa girip, kıyafetlerimi hazırlayıp, kahvaltıya inip, sonra İpek'i kursa bırakacaktım. Bugün oyun günlerinin en büyük günüydü. Kumar masalarının ve merdiven altı işleriyle ilgilenen Kaya Ata oynatacaktı. Kaya Ata'nın davetiyle oraya gitmeyi planlıyordum. Kaya Ata hilekârlardan birisi ve binevi her konuda ters düştüğüm birisiydi.
Bu oyunun 1 kuralı vardı: Kazanan karşısındakinden hisse devri yapardı. Ben ise kazanan taraf olacağımı bilerek hazırlıklarımı yapmıştım.Duştan çıkıp, siyah takım elbiselerimi ve gri kravatımı takıp yemek masasına inmek için aşağı indim.
Masayı hazırlayan annem, Asya ve İpek'i gördüm.
İpek'in yüzüne dahi bakmamıştım. Babam televizyon ünitesinin orada bir şeyler ararken ağabeyim hâlâ yatağında uyuduğu kesindi."Günaydın." dedim.
Kız kardeşim elindeki pankek sosunu bırakarak boynuma atladı. İpek hüzünlü gözlerle yüzüme bakarak gülümsedi.
"Günaydın." dedi.
Annem,"Günaydın aslanım." dedi.
Babama selam vererek yanına oturdum. İpek'i mutfak adasına yasladığım dakikalar aklıma gelmişti. İpek masayı taşırken 10 dakika beklemiştim. 10 dakika içerisinde tüm sofranın kurulmasıyla masaya geçtik.
"Afiyet olsun." dedi, annem. Yemeğe başladığımızda İpek yüzüme bakınıp, yemeğini yemiyordu. Tabağımda olan tuzlu peynirden bir parça atarak pankek yemeğe devam ettim.
"Birazdan İpek'i kursa bırakacağım. Oradan da bir kaç ufak işim var." dedim.
Annem sorgulamadan yemeğini yemeğe devam etti.
İpek yemeğiyle oynarken bacağına hafiften vurdum. Gözlerine diklendiğimde ağabeyim aşağı indi.
Annem ağabeyimi görür görmez laf söylemek için ona doğru döndü."Yemek masasına gelmeyi unutmuşsun." dedi. Babam, "Otur şuraya." dedi.
Yemek yerken çok sohbet olmamıştı. Ağabeyim bana sinirliydi. Her şeyin İpek yüzünden başıma geldiğini düşünüyordu. Haklı da olabilirdi.Yemeği yiyip masadan kalkmamla saatime baktım.
"Yemeğini ye sonra çıkacağız." dedim, İpek'e. Yemeğini bırakarak ayağa kalktı.
Ağabeyim, "Yemeğini bitir çıkarsınız." dedi.
İpek'e karşı tavırlı olduğum için ağabeyime atar yapmıştım. "Gideceğim yerlere geç kalmayı sevmem. Dakik bir insanımdır." dedim ve kapıya doğru ilerledim.
İpek'i arkamda bıraktığımda giyindiği ince beyaz topuklular ve sıradan düzgün bir elbisesiyle arkamdan geliyordu.
"Hızına yetişemiyorum, biraz yavaş." dedi.
Durduğum gibi arkama döndüm. "İpek şu arabaya bin. Götüreceğim seni." dedim ve kafasını arabanın içerisine soktum. Arabaya bindiğinde koltuğa oturunca beni durdurdu.
"Lütfen bana karşı kötü biri olma."
İpek benim zaafıma oynamayı bıraktığında onun kararlarını ciddiye almaya başlayacaktım. Arabayı sürmeye başladığımda tek kelime etmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek ve Aşk
Teen FictionGörmek istiyordum, sadece sevebilmek istiyordum, Her şeyi unutup, sana gelmek istiyordum. Koşmak istiyordum, çocuk olmak istiyordum, ben senin için, bir olmak için, savaş vermek istiyordum. Mesafelere rağmen seni istiyordum. Tüm sorunlarımı çözebil...