39 Bölüm: Farkındalık

40 3 0
                                    

Gözlerimi güne açmaya çalıştığımda valizini dolduran mini şortlu, beyaz gömlekli İpek'i aralıklarla gördüm .
Gözlerimi açamazken mini şortu kıçının her yanını ortaya çıkarmaya yetiyordu. Oturmaya yeltenerek yataktan kendimi zorla doğruladım.

"Nereye?" dedim, sessiz ve uykulu bir sesle.

İpek uyandığımı görür görmez gülümseyerek, yanıma oturdu. "İstanbul'a gidiyorum. Seni böyle bırakmak istemiyorum ama ailemde bir yandan sorun." dedi.

Ayağa kalktım. Bacağımın vurduğu sızıyla, "İpek gitmen şart mı?"dedim.

İpek elini saçlarıma atarak, beni geri oturttu. Bacağımı ovalayarak, "İstemiyor musun?" dedi.

Bir anlık, "Hayır benim de zaten işlerim var." dedim. Yapamazdım. İstediğimi belli edemezdim. Belki de başka bir travmam buydu. Aşk.

Gardıroba yaklaşarak dolabın kapağını açtım. Askılıkta duran beyaz arkası yazılı tişörtü aldım. Altına ise mavi kot pantolonumu giyecektim. Elime alarak lavaboya yöneldim. Hızlıca duşa girip, dişlerimi fırçaladım. Giyinip, çıkmıştım. İpek odayı toparlamış, yatağımın üzerinde oturuyordu.

"Şu boktan şortunu değiştir." dedim. İpek bacağıma baktığında sargı hâlâ bacağımdaydı. Duşada sargıyla girmiştim. Ne kadar doktor ilk bir hafta girme desede ihtiyaçtı. Acı yoktu sızı vardı.
İpek bacağını yana atarak kalçalarını izleyebilmem için hizaya getirdi kendini. Kendini o şekilde fotoğraf çeken İpek'e sinirle bağırdım.

"ŞORTU ÇIKAR."

İpek korkudan elindeki telefonu yataktan aşağı düşürdü. Eğilip almaya çalışırken, kalçalarının görünüşü ereksiyonumu hızlandırıyordu. Görmek istemiyordum. Bu manzaranın beni çıldırtmasını istemiyordum.

İpek ayağa kalkarak, şortunun düğmesini açmaya çalışıyordu. İpek'i izlemeye başladım.

"Ne yapıyorsun?" dedim. İpek şortuyla uğraşırken, "Çıkar dedin?" demişti. "Git değiştir diyorum. İçeri git değiştir." dedim.

İpek anlamış gibi kafasını sallayarak, valizinden çektiği düzgün bir eteği göstermişti. Kafamı sallayarak onay verdikten sonra değiştirmeye gitti. O ara valizinin kenarından sarkan kırmızı dantelli külodu gözüme çarptı. Yataktan eğilerek külodu çektim. Dantellerine baktım. Önü açık, arkası tanga ve dantelliydi. İpek'in kalçalarına da cuk otururdu. Külodu bırakacakken İpek lavabonun kapısını açtığında elime sıkıştırdım. Sapıklıkla hiç bir alakası yoktu. Sadece meraktan bakmıştım.

"Nasıl olmuş?" dedi, etrafında bir tur dönerek.

"Süper hadi çıkalım." dedim.

İpek duraksadı. Ne olduğunu merak ederek baktı.
"Acelemiz mi var?" dedi. Saatime bakarak, "Evet." dedim, gür bi sesle.

İpek önümden hızlıca yürürken valizinin fermuarını kapatıp, çıkmaya başladı. İpek önümden çıktıktan sonra elimde buruşturduğum külodu yatağımın altına fırlattım. Her şeyimiz tam bir şekilde aşağı indik.

"Hava çok sıcak değil mi?" dedi, İpek.

Ayakkabılarıma bakarak, "Bilmiyorum." dedim.
İpek'in aç olduğunu bildiğim için yolda ona bir şeyler alacaktım. Evin dışına çıkmadan ağabeyim kapıda İpek'i yakalamıştı. Ben ayakkabılarımı silerken, ağabeyimle İpek konuşuyordu.

"İpek nereye?" dedi ağabeyim, valizlere bakarken.

İpek ağabeyime bir anda sarıldı. Ben gülerken, ağabeyim yavaşça kollarını İpek'e sardı.

Kelebek ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin