Saatlerin beni getirdikleri nokta tam olarak Antalya Kalkan'dı. Yine başa döndüğümde havaalanına pistine iniş yaptık. Özel park alanına indik. Fuat elimi tutarak beni uçaktan indirdi. Barkını uyanıp yanıma gelmişti. Heyecan doluydum utanıyordum. Fuat pilota el yaptığında pilot geri uçuşa geçti. Havaalanından çıkmak için ilerledik.
"Çok zarifsin." dedi, Barkın. Yüzümde beliren gülümsemeyle Antalya'nın kokusunu burnuma çektim. Bir yerde Baran'ın kokusunu almayı umarak.
Kafamı döndürdüm. "Bir şey mi dedin tam duymadım kusura bakma." demiştim. Barkın kolunu omzuma atarak, "Çok zarifsin diyorum." demişti. Omzumdaki koluna bakarak, "Teşekkürler." demiştim.
Barkın, "İpek benden korkmana veya çekinmene gerek yok. Rahat ol kanka." demişti. Arkasından, "Benim için dosttan başka hiç bir şey olamazsın." dedi ve gülümsedi.
Gülümseme atarak ilerlemeye devam ettim. Havaalanını geride bıraktığımızda Fuat'ın gittiği yönü takip ettim. Yaklaştığı arabanın arka koltuğunu açarak binmemi sağladı. Bavulu elimden çekerek bagaja koydu. Fuat ön koltuğa Barkın ise Fuat'ın yanına oturmuştu. Arkada oturuyor, Niran'a tüm olanları anlatıyordum. Yaklaşık yarım saat boyunca Niran'a neler yaşadığımı anlatmıştım. Niran ise benim hayal dünyasında yaşadığımı hatta hayallerimin dizi gibi güzel olmasına şaşırıyordu. Anlamadığım nokta şuydu: Baran nasıl bu kadar şeyi 1 günde hatta saatler içinde planlamıştı? Param var huzurum ver hesabıydı. Niran'la Baran muhabbetini kapatıp, normal sohbete geçtiğimizde Fuat ve Barkın'ın konuşmalarına kulak verdim.
"Bulut biraz suskun bir adam, herkesle yakınlık kurmaz." demişti, Barkın. "Bilmez olur muyum senelerdir Baran ve Bulut için çalışıyorum. Anlamak zor değil." demişti, Fuat.
"Daha öncesinde Derin varken Baran'ın kafası bulanıyordu. Derin'le ayrılıklarından baya geçti." dedi, Barkın. Derin kim diye düşünürken sohbeti kapattılar.
Saatler dakikalar sonrasında gelebilmiştik.Durduğumuz yer ilk defa gördüğüm büyük bir şirket yeriydi. Arabadan inmeleriyle beraber ben de inmiştim.
"İki Şirket" yazıyordu tabelasında. Şirketin önünde durduğumuzda Fuat'ın koluna dokunarak, soru sormak istedim.
"Burası?" dedim. Fuat sakallarının arasından bir gülücük saçtı. "İçeri girelim." demişti.
İstediğim cevabı alamamıştım. İçeri ilerleyerek, koskocaman bir giriş kısmıyla karşılaştık. Danışmanlar, sekreterler, orta yaşlı adamlar minyatürden yapılmış evler hepsini incelerken yanımızda bir adam durdu."Fuat hayırdır gelir miydin buralara?" demişti, Fuat'ın omzunu sıkarak. Barkın adamla el tokuşturup birbirlerine sarılmıştı.
Adam bana bakarak tamamen beni süzmüştü.
"Bu güzel kadın da kim?" demişti bir elimi dudaklarına götürerek. Barkın söze girerek, "Emanetimiz." dedi komikmiş gibi. Onları beklerken adam gözlerime bakarak, "Ben gideyim mâlum işler var." demişti. Elimi dudaklarından ayırdı. "Güzel Bayan sizi tekrar görmek istiyorum." dedi ve göz kırptı. Fuat sinirle göz devirdi. Ne oluyordu?Giderken, "Ortak odasında." dedi. İçimden bizene senin ortağından demek geçerken beni getirdikleri güzel ama beni ilgilendirmeyen bir şirkete bakıyordum. Acaba ne zaman Baran'ın yanına gidecektik? Fuat'ı Baran'a şikayet mi etseydim? "Baran ben seni görmek isterken, beni elalemin şirketlerine getirdiler. Üstüne bir adam elimi öptü." derdim. Ne demesi diyemezdim. Adam saatlerdir benimle ilgilenirken, bir de şikayet mi edecektim? İçimdeki sesleri susturup, asansöre ilerledik.
Sarı saçlı, ince bacaklı, mini etekli, ojeli, süslü bir kadının bağrışlarını duydum.
"Hemen odasına gidip, proje tüpünü bırak. Senin yüzünden herkes azar yiyor." demişti. Fuat kolumu dürterek, "İpek Hanım binmeyi düşünüyor musunuz?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek ve Aşk
Fiksi RemajaGörmek istiyordum, sadece sevebilmek istiyordum, Her şeyi unutup, sana gelmek istiyordum. Koşmak istiyordum, çocuk olmak istiyordum, ben senin için, bir olmak için, savaş vermek istiyordum. Mesafelere rağmen seni istiyordum. Tüm sorunlarımı çözebil...