32 Bölüm:

42 2 0
                                    

Yanımda oyun seslerini duymamla gözümü açmam bir olmuştu. Kendimi yatarken gördüğüm de uyuduğum aklıma gelmişti. Gözlerimi hafiften açarak sola baktım. Ağabeyim yanıma oturmuş telefondan kağıt oyunları oynuyordu. Benim uyandığımı görünce son hamlesini yapıp telefonunu kapattı.

"Uyanabilmişsin. Acıkmışsındır diye yemek söyledim." dedi, ağabeyim.

Göğüs uçlarımı kaşıyarak, "Teşekkürler. Günaydın." dedim.

Ağabeyim saçlarıma ellerini koyarak, "Hadi kalk, elini yüzünü yıka." dedi.

Yavaştan doğrulanarak lavaboya gitmek için ayağa kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp, ağabeyimin yanına geçtim.

"Yemek gelir birazdan." dedi.

Ağabeyim paketinden bir sigara çıkarırken bana da uzatmıştı. O kadar canım nikotin istiyordu ki, elinden hızlıca sigara dalını aldım. Sigaramı yakıp, loş mumlara karşı içiyordum.

"Sen ne yapıyorsun, iyi misin?" demiştim.

Ağabeyim, "İyiyim. İşten çıktım, yanına geldim." dedi.

O arada zilin çalmasıyla ağabeyim aşağı doğru inmeye başladı. Arkasından bende üstüme yeşil, üstü yazılı bir tişört giyerek aşağıya indim. Telefonumu elime aldığım da ön ekranında gözüken +99 bildirime bakmak için telefonumu açtım.

İnstagram bildirimleri, arkadaşlarımın mesajları, annemden fotoğraflar ve bir kaç bildirim daha vardı.
Gözüm İpek'ten gelen 10 mesaja kaydı. Acaba yine ne boş konuşmuştu? Mesaja girmek için bildirimin üstüne tıklayarak, okumaya başladım.

"Evet serdar."
"Baran neden yazmıyorsun?"
"İyi misin?"
"Seni sıkmak istemiyorum."
"Cevap verecek misin?"
"Baran merak etmeye başladım."
"Baran???"
"Bir şey yaptıysam söyler misin?"
"Kaç saat oldu neredesin?"
"Delirmek üzereyim."

Mesajları okuduktan sonra derin bir iç çekerek, "İpek beni bu kadar düşüneceğine, erkek arkadaşınla ilgilenir misin." yazıp, gönderdim.

Masada oturmuş beklerken ağabeyim paketleri masanın üzerine bıraktı. Green Salads'tan aldığı menüleri çıkartmaya başladı. Bana ait olanları önüme çekerek, yavaştan yemeye başladım. Ortam sessizdi. Ağabeyim konuşmuyor, ben de konuşmuyordum.

Kısa süre sonra, "Akşam gezelim mi kardeşim?" dedi, ağabeyim. Sorusuyla sırıtarak, "Bulut ve Baran İkilem dayanışması diyorsun yaniii..." dedim.

Ağabeyim yüzümdeki o sırıtışı görünce elimde olan patatesi ağzıma soktu. Susmamı istediği her halinden belliydi. Konuşsam daha çok konuşacağım gibi gözüküyordu.

Ağabeyim kolasından bir yudum alıp, "Nereye gidiyoruz?" dedi.

Fazla düşünmeden, "Ben içmek istiyorum. Gerisini sen düşün." dedim.

Soslu sebzeli tavuktan ve salatadan bir çatal alarak, "Hem kafa dağıtırız." dedim.

Ağabeyim kafasını onaylarcasına sallarken yemeğimi yiyip, kaldırmam 15 dakikamı almıştı. Odama çıkıp duş alıp, giyinmek için kapıyı açtım. İç çamaşırlarımı bir kenara koyarak, kısa sürede soğuk suyla durulandım.

Kıyafetlerimi giymek için üzerimdeki havluyu askılığa astım. Mavi kot pantolonumu giyip, üzerine beyaz gömleğimi iliklemiştim. Altına beyaz spor ayakkabılarım ve siyah saatimle kombinimi tamamlamıştım. Çıkmadan önce telefonumun ekranına son kez bakarak, İpek'in mesajına girdim.

"Baran ne saçmalıyorsun? Serdar benim arkadaşım." yazmıştı.

Umursamazca, "Tamam İpek, öyledir." yazdım ve çıktım.

Kelebek ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin