22 Bölüm: Sallantı

82 7 1
                                    

Aradan kaç gün geçtiğini hatırlamıyordum. Bugün bambaşka bir haftanın bambaşka bir günündeydim.
Komodinin çekmecesinde anahtarımı arıyordum.

Aslı buraya gelmişti. Beni yanına çağırdığı için gitmek zorunda kalmıştım. Yanına uğramak için arabanın anahtarını çekmecede arıyordum.

Geç kaldığımın farkındaydım. Aslı'nın uçaktan inmesine son 6 ya da 7 dakikası vardı. Benim anahtarı bulup gitmem yarım saat sürebilirdi.
O arada sinirle çekmeceye ayağımla vurup aşağı doğru inmeye başladım.

Hızlıca merdivenleri koştura koştura inerken anneme, ağabeyime, kardeşime selam verdim. Kapıdan alel acele çıkmıştım. Yolda aradığım taksiyi durdurmak için el kol yaptım.

"Ağabeyim hemen havaalanına gidelim."
Adam arabayı sürmeye başladı. Diğer anahtarların çoğu çalışanlarımdaydı. Onlar da istediğim işlerle ilgilendikleri için bugün çok ters düşmüştük.

Aslı'ya, "Geliyorum bekle." yazıp, çıktım.

Mesajı atıp telefonu kapattığımda arabanın önüne atlayan Barkın'ı görmüştüm. Ne yaptığını anlamak için arabayı durdurmasını söyledim. Camı sonuna kadar indirerek trafik ışıklarında arabayı durduran Barkın'ın ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"Ne yapıyorsun Barkın!" diye, bağrındım.

Barkın arabalara durun yapar gibi sağ koltuğun kapısını açarak bindi.

"Nereye gidiyorsan, beni de al." dedi.

Barkın'ın dediği cümleye karşı sinirle kaşlarımı çattım. Gevşekliğin son noktasıydı.
"Barkın! Arkadaşımın yanına gideceğim. Biz daha sonra görüşürüz. Hadi in!" diye, söylendim.

Barkın kafasını iki yana sallayarak hayır demeye getirdi. Sinirlerimi daha çok bozmaya devam ederken, Taksici arkasını dönüp, "Arkadaşım iniyor musun, kalıyor musun? Karar ver." dedi.

Barkın birden, "İnmiyorum." dediği sırada ben de, "İniyor." demiştim.

Taksici arabayı kenara çekip duraksadı. Sinirle yüzümüze bakıyordu. Barkın'a 'in' dermiş gibi bakmaya devam ediyordum.

"Arkadaşlar benimle dalga geçmeyin. Ya inin, ya kalın. Ben işimi yapıyorum, bir sürü müşterim var." dedi.

Taksiciye, "İniyor şimdi Barkın." dedim.

Barkın, "Ağabeyim benim Baran'la senelerdir arkadaşlığım var. O nereye ben oraya." dedi.

Barkın'ın dediği cümleye karşı adam arabanın kapısını açarak indi.İlk başta Barkın'ın kapısını açıp, Barkın'ın yakalarından tutup indirdi.

Bana doğru yanaştığında yumruğumu gözüne doğru tuttum. Barkın elimi aşağı indirip, adamı dövmemem için beni sıkı sıkı tutuyordu.

"Yakalarından tuttuğun kişi babanın oğlu mu pezevenk!" diye, bağırdım.

Adam hızla arabasına binip, gaza bastı. Gitmesiyle beraber yolun kenarında kalmıştık. Barkın'ı mı dövsem, sinirden şurada mı kalsam, oturup beklesem mi bilememiştim. Ne de olsa bekletilmeyi sevmediğim gibi bekletmeyi de sevmezdim. Huyum değildi.

"Senin yüzünden gideceğim geç gideceğim. Ne yaptığını sanıyorsun? Sana hayır dedikçe neden üsteliyorsun? Yaptığın hoş değil Barkın, siktir git."

Benim ne kadar sinirli olduğumu anlayan Barkın birden bana sarılarak özür dilemişti. Şimdi binip gitmem 25-30 dakikaydı.

Aslı bana 2 mesaj atmıştı. Sinirle mesajlarına girip ne yazdığına bakmıştım.

Kelebek ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin