55 Bölüm: Leke

22 0 0
                                    

(Baran'ın anlatımıyla)

Kaçta kalktığımı bilmiyordum. Kolumu sağıma attığım da İpek'in olmadığını fark ettim. Ayağa kalkarak etrafa bakındım. Buraları bilmiyor olabilirdi. Kaybolsun istemezdim. Lavaboya bakıp evi gezmiştim. Ev küçük olduğundan dolayı pek gidebileceği bir yer yoktu. Dış kapıyı açarak etrafa bakındım. Yaşadığımı tekrar yaşamak istemiyordum. İçime birden çok bıçak saplanıyordu.

İpek köşeye bir masa atmış bahçede ortamı hazırlamış beni bekliyordu. Beni kapının orada gördüğünde el salladı. İçim rahatlamıştı. Yanına gitmek için ayağıma salonun hemen girişinde olan terliklerden birini giydim. Yanına geldiğimde onu derince öpüp oturdum.

"Günaydın yakışıklı." dedi İpek.

"Seni göremeyince korktum." dedim.

İpek gülümsedi. "Merak etme. Bu sefer sağlamım komiserim." dedi. Gözlerindeki parıltıya bakındım. Dün gecenin yorgunluğu hâlâ bedenimdeydi.

Masanın üzerine bakarak, "Bunları sen mi hazırladın?" dedim.

İpek etrafa bakınmaya başladı. Masaya tekrar bakarak İpek'in elini tuttum ve öptüm. "Belli ki sen hazırlamamışsın." dedim.

İpek, "Musa Bey yardım etti." dedi. Gülerek bir kahvaltıya oturmuştum. Manzaraya karşı yeşil bir alanda kendimi huzurun ikinci yanında hissediyordum. Ne tesadüftü ki hayatım ikilerden çıkamamıştı. Bu bir işaret miydi, bilmiyordum.

"Uzun zamandır bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum." dedim.

İpek, "Sayemde." dedi göz kırparak.

Kahvaltımızı yapmış toplama evresine geçtiğimizde Musa amca yanımıza yanaşmıştı.

"Oğlum bırak ben kaldırırım." dedi.

Musa amcaya baktım. Yaşlı başlı adama sofra kaldırtacak halim yoktu. "Saçmalamayı bırak Musa amca." dedim.

Musa amca, "Gelinimizle ilgilen hadi." dediği an İpek'le göz göze gelmiştik.

Musa amca, İpek ve ben ortamı topladığımızda İpek'le bir sigara yakmak için paketi aldık. İpek'in sigarasını yakıp kendi sigaramı da yakmıştım.

"Dün çok güzeldi." dedi.

Sigaramdan bir duman çektim. "Dün seni nasıl bozdum ama," demiştim.

İpek omzumu iterek, "Al işte," demişti.

İpek'le sigaralarımızı içip söndürdüğümüzde üzerimizi giyinmek için bungalov eve geri döndük. Mutfak kısmının en üstünde olan anahtarı çekerek İpek'e seslendim.

"Bu anahtar buranın anahtarı. Ne zaman canın sıkılırsa, ne zaman kafa dinlemek istersen, ne zaman beni özlersen, ne zaman eğlenmek istersen buraya gel." dedim.

İpek anahtarı bakarak, "Ayıp olur sana, alamam." dedi.

İpek'in eline sıkıştırarak ardından kartımı da cüzdanımdan çıkarıp uzattım.

"Bu benim limitsiz kartım. İstediğin şeyi buradan alabilirsin. Gözün bir şeyde kalmasın. Ne istersen buradan al. Bi şifresi yok." dedim.

İpek utanarak kartım ve anahtarı alıp yanağıma bir öpücük kondurdu. Yukarı çıkarak çantasına bıraktı. Elbisesini giymek için üst kata çıktığında ben de pantolonum ve tişörtümü giymek için eşlik ettim.

Kelebek ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin