(İpek'in anlatımıyla)
Aradan on dakika geçmişti ve hâlâ oturduğum yerde nefes almaya çalışıyordum. Yanımda duran Baran'ın çok fazla koruması ve bir de benim hayal kırıklığım duruyordu. Ayağa kalkamıyordum. Sesimi çıkaramıyor, duygularımı ifade edemiyordum. On dakikadır öylece adamın verdiği istek kulaklarımda yankılanıyordu.
İşte kardeşimin vurulma anından sonra öylece kalakaldığım için ne olduğunu bilmiyordum. Hepsi benim boş boğazlılığım yüzündendi. Her türlü yapacaklardı bunu. Belki akıllarındaki plan değildi ama evin dışında otuzdan fazla adam olduğunu algıladıklarında onlarda böyle bir atraksiyon yaratmak istemişlerdi. Hüzünlü bir hikayeden fazlası olamazdı.
Baran belgeleri vermekte kararı kesindi. Kesin ve kurtulacakken kurtarıcı melekler yanlış zamansa olaya dahil olduBaran yanıma eğilmiş saçlarımı okşuyordu. Baran'ın göğsüne yaslandım. "Kardeşime ne olacak? dedim. Ne olacaktı? Hesap vermek zorundaydı. Ölmüş olamazdı.
Baran saçlarımın her telini okşarken ellerimizi bağlı durumdan kurtaran korumalarıda adamların peşine çoktan düşmüştü. Beni bu duruma soktuğu için benden binlerce kez özür diledi. Özür yeter miydi? Yetmezdi. Yetemezdi."İtlerin kafasını taşların arasında ezeceksiniz. Hepsinin organlarını koleksiyon yapacağım." dedi ve ayağıyla tüm sandalyeleri devirdi. Baran bu kadar sinirliyken ona soru sormak istemiyordum. Çünkü ben zaten derbeder olmuş bir haldeydim.
Baran sandalyeyi tekrar ayağıyla itti. "Hepsini bulucaksınız. Eğer ki İpek'in kız kardeşinin başına, herhangi bir olay gelirse ve siz buna müdahale edemezseniz: O ZAMAN BİLİN Kİ SİZİN CANINIZ YANACAK." diye emretti. Adamları kafalarını sallayarak onay verdiler.
Baran durmadan bir yerleri kırma peşindeyken yerde gördüğüm telefonu yanıma çektim. Telefonlarımızı bir yerlere atıp kaçmışlardı. Yerde rastgele gördüğüm telefonumu hızlıca aldım. Şarjım dört olmasına rağmen annemin numarasını tuşladım.
Boğazımı temizledim. "İpek neredesin saatlerdir? Gez toz dedik ama baban burada deli oldu." demişti. Gözlerimi sıktım. "Anne Niran'la beraberdim." dedim. Baran'la beraberdim diyebilirdim fakat buna ihtiyaç duymadım. Bu tarz durumlarda annemin yüreği ağzına geliyordu.
"Ne Niran'ı İpek! Yalan atma bana. Dün bizim eve geldi seni sordu, ne Niran'ı?" dedi annem sitemle. Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldım. Baran eliyle hızlı ol diye işaret yapıyordu. Konumumuzu başkaları öğrensin istemiyordu. Bir an önce buradan ayrılmak istiyordu. Adamları çoktan bizim evin orayı korumaya almaya gitmişleri. Sanırsam yoldaydılar. Eğer kardeşim öldüyse buna gerek kalmayacaktı. Kötü düşünceler benden uzak olmalıydı.
Bir elimle kalbimi tutuyordum. "Anne anlatacağım. Peri nerede?" dedim. Kalbim bir hızda çarpıyordu. Elimin üstünde sanki bir taş çarpıp geri çekiliyordu. Annem bir şeyler kesip biçiyordu. Yaptığı şeyin sesini duyuyordum. "Arkadaşlarıyla geziyordu. Geliyor olması lazım." dedi annem. Gelememişti hâlâ. On dakikadır gelmemesinin geçerli sebebi yoktu.
"Tamam ben bi Peri'yi arayayım." deyiverdim. Telefonu kapattım. Şu an dahada ciddileşen mevzuyu çözmem lazımdı. Baran elimden birini tutarak dudaklarına götürdü. Sakinleşmeye çalışıyordum. Yapamadım. Gözlerimden akan yaşlar yine benden ayrı bir yeri buldu.
Telefonumdan Peri'nin numarasını buldum. Kayıtlı numarayı aradığımda çalıyordu. Umarım başına bir şey gelmemişi. Gelmemeliydi. Bunu duymaya hazır değildim.
Telefon açıldı. "Alo?"
Peri'nin sesini duyduğum an kalbimin ortasındaki yük hafifledi. "Ablacım neredesin?" deyiverdim. Peri soluk soluğa kalmış bir şekilde nefes alıyordu. "Abla eve geçiyordum, yolun kenarında 2 adam vardı ve daha sonrasında benim arkamdan kovalamaya başladılar. Ellerinde tabancaları vardı. Arkamdan tutulan tabancayı görür görmez arabanın kenarına kaçtım. Bana aldıkları nişanı arabaya sıktıklarında araba birden ötmeye başladı. İnsanlar arabanın sesine baktıklarında diğerleri kaçmıştı. Eğer ki ben kaçmasaydım ve görmeseydim, o an ölebilirdim." dedi titrek bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek ve Aşk
Ficção AdolescenteGörmek istiyordum, sadece sevebilmek istiyordum, Her şeyi unutup, sana gelmek istiyordum. Koşmak istiyordum, çocuk olmak istiyordum, ben senin için, bir olmak için, savaş vermek istiyordum. Mesafelere rağmen seni istiyordum. Tüm sorunlarımı çözebil...