45 Bölüm: Labirent

47 3 0
                                    

(Baran'ın anlatımıyla)

Kafamın içindeki ağrıyla gözlerimi ovuşturdum. Yorgun ve  bitkindim. Tüm gece uyumamış İpek'le ilgilenmiştim. Yanımda saçları salık, kokusu güzel, teni hoş bir kadın vardı. Gözlerimi araladığımda sanki saat hiç geçmemiş gibiydi. Odanın perdeleri içeriyi simsiyah gösteriyordu. Gerilerek esnedim. İpek kolunu boynuma dolamasıyla; elimi saçlarının arasına soktum.

"Uyansana." dedim, uykulu bir sesle. İpek dönerek, "5 dakika daha." dedi. Belinden kavrayarak kendime çektim. Kucağıma alıp üzerime yatırdım. İpek yavaşça gözlerini araladı.

"Baran," dedi, huzurlu bir sesle. Kulağına yaklaştım.
"Efendim?"

İpek karın kaslarıma sarılarak boynuma bir öpücük kondurttu. Kafasını yavaştan kaldırıp, etrafa bakındı.

"Buranın..." dedi ve duraksadı. Etrafa göz atarak çok dağıttığımızı farkettim.Toparlanarak yataktan kalktım.

İpek seslendi. "Seni özledim." dedi, gülerek. Yüzündeki gülümsemesi içimi eritirken bir şey demeden Fuat'a mesaj atmak için telefonu aldım.

"Kaldığım otele bir gömlek bir pantolon getir." yazıp telefonu yatağa fırlattım. Arkadan telefonumun çalmasıyla İpek gözlerini ekrana dikti. Aslı yazısını görünce yastığı eline alıp ısırdı.

"Sürtük arıyor." dedi, örtüyü ayağıyla iterek.İpek'in üstüne yürüdüm.

"Ağzını topla" dedim. Telefonu alıp açmak için tuşa bastım. İpek ayağa kalkarak beni dinlemeye başladı.

"Alo?" dedim.

İpek hoparlöre almam için işaret yaptığında koluma dokunan kolunu ittim. Aslı ses verdiğinde telefona döndüm.

"Alo Baran?"

Duraksadım. Aslı'nın ses vermesini bekledim.
"O gün çekip gidişinin ardından, ses tonumu hatırla istedim." dedi. Burnumu çektim. "Aslı önemli bir şey yoksa kapayacağım." dedim. İpek iğrenç bir gülüş atıp, " Her kızın arkasından böyle koşar mısın?" dedi.

Telefonu ellerimle sıktım. Elimin üstündeki iki dövmesinin yerini damarlarım almıştı.

"Ne diyorsun?" dedim. İpek yanımda beni boğacak gibi bakarken Aslı'nın iğrenç benzetmelerini bekliyordum.

"Ne dediğim gayet açık. Baksana sen Baran İkilem'e, bi baksana: Ne olmuş? Kimseye taviz vermeyen Baran'a ne oldu?"

Sinirden telefonu kıracaktım. İpek'i uyarmak için telefonu indirdim.

"Eğer ki ağzından tek bir harf çıkarsa: Sana yeminim olsun ki seni burada saatlerce beceririm." dedim.
Telefonu kulağıma dayarayarak, "Aslı defol başımdan." dedim ve telefonu kapattım. Zaten yorgun ve argındım. Kimseyle uğraşacak vaziyette değildim. Aslı İpek gibi bir kız değildi. İpek arkamdan hızlı adımlarla yürürken bağırmak için hazırlanıyordu.

"O kızı hayatından çıkaracaksın. Bir de biçimsiz köylü kızına mı aşık oldun?" dedi. Çok sinirlenmiştim. İpek'in çenesini sımsıkı elimle sararak duvara dayadım.

"Bak şu yatağı görüyor musun?" dedim. İpek ağzını tuttuğum için ses veremedi.

"Bak şu siktiğimin yatağına." diye, sesimi yükselterek İpek'in yüzünü oraya çevirdim. İpek onu bırakmam için kıvranıyordu. "Bu yatak benim için her zaman tek gecelikti. Ben hayatım boyunca bir kızı günlerce yanımda yatırmadım. Haftalarca hiç yatırmadım. Sabahında seni siktir etmedim. Neden biliyor musun: Seni yanımda istediğim için." dedim ve çenesini kahrolası ellerimden bıraktım.

Kelebek ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin