Takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. Sizden ricam sadece bu
İyi okumalar 🌸
............
Hazırlanıp arabaya bindiğimizde kısa sürede okul bahçesine gelmiştik. Miran Bey "İyi dersler. Birbirinize emanetsiniz" dediğinde diğerleri karşılık olarak homurdanarak cevaplar vermişlerdi bense sadece başımı sallamıştım. Başımı kaldırarak okul binasına baktım. Bina baya büyüktü ve dış duvarlar için canlı renkler kullanılmıştı.
Yeni bir serüvene başlıyordum; umarım hayal kırıklığına uğramazdım.
Okul binasının merdivenlerine ilerleyeceğim esnada arkamdan "Gece" diye bir ses gelince durup seslenene baktım. Bizimkiler okula yeni giriyorlardı. Efes, Alya ve Cenk. Efes her zaman gördüğüm gibi neşeliydi. Alya ise klasik Alya'lık yaparken Efes'e büyük ihtimalle dedikodu anlatıyordu. Cenk mi? O doğduğundan beri hayatı sorguluyordu.
Yanıma geldiklerinde "geldiniz mi?" diye sordum diyecek başka bir şey bulamayınca
"yok hâlâ evdeyiz" evet! Bunu Efes söyledi ve karşılık olarak göz devirmemi izleyip gülümsedi. Cidden bu soruyu ben sormuş olamazdım. Devrelerim yanmış ayarlarım gevşemişti.
Umursamadan bizi izleyen Can'a ve Demir'e baktım "kantin ne tarafta?"
"şu ilerden git zaten kalabalıktan anlarsın" dedi Can, işaret parmağıyla karşıyı gösterirken "kapalı kantin de okul binasının içinde zemin katta.
"tamam" dedim ve yürümeye başladım. Elbette bir insan okulla ilgili ilk kantini merak ederdi. En azından ben öyleyim. "Açık kantine gidelim" kantinine girdiğimizde etrafa göz gezdirdim. Çoğu kişi grup halinde oturup sohbet ediyorlardı. Hatta şimdi fark ettim de tek oturan hiç yoktu.
İki kişiden biri benim olduğu tarafa elini kaldırdığında anlamsızlıkla ona baktım. Bana mı el kaldırıyor? Arkamda hareketlilik hissettiğimde Can'ın da el kaldıran kişiye karşılık el kaldırdığını gördüm. Can'ın arkadaşlarıydı yanılmıyorsam.
Bunun beni ilgilendirmediğine kanaat getirerek kantin tezgahına ilerledim. "İki çikolatalı süt" sütümü uzattığında parayı verip sütümü aldım ve bizimkilerin oturduğu masaya ilerleyip oturdum. İlk sütümü açarken 'hayırdır' diyerek başımı iki yana salladım çünkü bana bakıyorlardı muzip bir ifadeyle.
Efes aniden sütümü alıp içmeye başladığında gözlerimi irice açıp yerimde dikleştim ve sütümü almaya çalıştım "lan versene" ben elimi uzattıkça gülerek elini başka tarafa çeviriyordu. Fırsat bulduğunda ise içiyordu. Alamayacağımı anladığımda dişlerimi birbirine bastırarak arkama yaslandım "göt!" inadına beni sinir etmek için yapıyordu
"Ayıp ettin al!"
Sütümü önüme bıraktığında elime alıp ağırlığına baktım. Dibinde hâlâ vardı. Anlaşılan aklına gelmiştim. Tebessüm ederek önce bıraktığı sütü içmeye başladım. Bu halime kahkaha atmaya başladığında pipeti dişimle tutarak ben de güldüm. Bu süt bittiğinde diğer açtığım sütü içmeye başladım. İlk yarısını ben içtiğimde diğer yarısını Efes'e uzattım. Alıp içmeye başladı.
Ders zili çalmaya başladığında "İlk ders ne?" diye sordu Cenk. Omuz silktim. "Hangi sınıftayız?" omuz silktim "derse girecek miyiz?" omuz silktim. Sinirlenmeye başlıyordu "cevap verecek misin?" omuz silktim. Aniden ayağa kalktığında çığlık atarak ben de kalktım. Neyse ki zil çaldığı için neredeyse herkes kalkmıştı da çok kişiye rezil olmamıştım. Çığlığımla Can'ın oturduğu masada oturanların sürekli bizde olan bakışları bir kere daha bize değdi. Onlar da kalkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abilerim mi ?
Teen Fiction17 yıla tonlarca acılarını sığdıran bir kız gerçek ailesini öğreniyor. Hayatı zaten kötüyken öğrendiği gerçekler onu derinden sarsıyor. Konu karıştırılma mevzusu değildi, konu bunun planlı olmasıydı Yaş on yedi... kaç ceset görmüştü sayamamıştı, ka...