26. BÖLÜM | Gelecek olan felaketler

3.8K 191 392
                                    

HOŞGELDİNİZZZZZZZZ, SEVGİLİ HERKES!

Nasılsınız iyi misiniz? Ben de iyiyim.

Sınavları biten herkese hayırlı olsun umarım istediğiniz gibi sonuçlar almışsınızdır.

Sınavları başlayacak olanlara ise geçmiş olsun. Umarım onlar da istedikleri gibi sonuçlar alırlar.

Düşük alsanız da umursamayın. Sınavlar kaybetmek için vardır JEKALDJDJD Ailerinizi de dert etmeyin, benim gibi. Onlar okulun nasıl işkence olduğunu bilmiyorlar :)

İyi okumalar 🌸 satır aralarında buluşmak dileğiyle....

~~~~~~~

"Gece!" Bir ses duyduğumda koridorun diğer sonuna baktım. Nora hızlı adımlarla geliyordu, yanında da Leyla vardı ve onun yüzünde bence sahte olan endişe.

Nora hızlı adımlarla yanıma geldiğinde bir şey söylememe müsaade etmeden elini kaldırdığı gibi hızla yanağıma savurması bir oldu.

Elim şaşkınlıkla sağ yanağımı bulurken dedem dağ gibi önlüme geçti ve sert sesiyle konuşmaya başladı "ne yaptın sen Nora! Kime elini kaldırdığının farkında mısın!?"

Dedem diye demiyorum ters tarafı çok pisti. Hani her şeyde öfkelenmezdi ama damarına basıldığı anda taş üstünde taş bırakmazdı. Eeee on yedi yıl dedemin yanında kalmıştım ve sanırım üzüm üzüme baka baka kararır dedikleri bu olsa gerek çünkü, dedemle bu huylarımız aşırı aşırı benziyordu.

"Oha" diye mırıldandı çıkarcı "çok pis vurdu yalnız" kafamı çevirip tersçe barana baktığımda anında dudaklarına hayali bir fermuar çekti ama bir yandan da sırıtıyordu

Neden her şeyin şerefsizi bendeydi?

"Sakin olalım biraz baba"

"Ne sakin olacağım" diye bağırdı dedem, alaz amcama bakarak. Şu an dedemin karşısında erkek olsaydı onu çoktan döverek bayıltmıştı, kameramanları umursamadan ama karşısında kadın olduğu için el kaldırmıyordu ve sesini ayarlamaya çalışıyordu. Ve evet! Başarısız olsa bile ayarlamaya çalışıyordu "yaptığı şey affedilir bir şey değil"

"Biliyorum" dedi alaz amcam "ama lanet olsun durmamız gereken yerdeyiz"

İclal yengem ve buse yengem yanıma geldiğinde ben hâlâ elimle yanağımı şaşkınca tutuyordum

"Gece sakin ol" dedi buse yengem

"Ne sakini buse" diyerek buse yengeme bakarak kaşlarını çattı İclal yengem. Ardından bana baktı "tenha yerde sıkıştıralım şu kadını, Gece"

Bu sefer kötü kötü bakan buse yengem oldu "tenha yer mi? Ne kadar kaba bir cümle bu" bize kınayıcı bir bakış attı "arabasının önüne hafif bomba atsak elimizi kana bulamamış oluruz. Hem daha kibar bir cümle"

Bomba mı kibar?

Buse yengem de böyleydi işte. Elimizi sürmeden adam öldürürsek suçlu değiliz. Mesela buse yengeme göre silahla adam yaralarsın veya adam döversin ve suçlu olursun. Ama onu bombayla yaralarsan, hatta öldürsen bile suçlu sayılmazsın. Ya da başkasına o adamı öldürtüp yaralatırsan da aynı şekilde suçlu sayılmazsın

Şimdi benim anlamadığım şey

Adam döverken suçlu oluyorsun da, onu bombayla öldürürken neden suçsuz oluyorsun?

Senin aklın da öyle işlemiyor mu zaten?
Yiooo. Ben dokunmadığım sürece suçsuzum. İster başkasına öldürteyim, ister zehirleyim, ister onu ölmeye mecbur bırakayım. Hayır ben dokunmuyorum sonuçta

Abilerim mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin