>There is always hope
( her zaman umut vardır)İyi okumalar dilerimmm 🌸
~~~~~~~~~
Çorba bitikten birkaç dakika sonra doktor gelmişti. İlaç vermiş ardından da dinlenmesi gerektiğini ve kendini çok yormamasını söyleyip gitmişti. Doktor gittikten sonra da çayı masanın üzerine bırakmıştım ve yanında da kurabiye vardı.
Mis
Kurabiyeyi yavaş yavaş yerken televizyonda açtığımız Rafadan Tayfa dehliz macerasını izliyorduk.
Rafadan tayfa ve kral Şakir ince çizgimiz.
Bittiğinde "Çok güzeldi değil mi yaşlı kurt" diyerek dedeme baktığımda uyuduğunu fark edip güldüm. Fazla uykucuydu. Aslında çizgi film sevmemesine rağmen ben seviyorum diye izliyordu.
Odasından ince bir örtü getirip üzerine örttüm ve masanın üzerindekileri alıp mutfağa götürüp güzelce yıkadım. Bulaşık yıkanmasını garip bir şekilde çok seviyordum. Benim için terapi niteliğindeydi hatta
Merdivenlerden çıkarak odama girdiğimde kapıyı arkamdan kapattım. Gözüme ilk çarpan şey, duvarda kocaman yeri kaplayan 6 yıl önce kış ayında çekilmiş mahalle fotoğrafıydı. Gülümseyerek yaklaştım fotoğrafa.
Herkes vardı; O, Sahra, Mert, dedem, Alya, Efes, Cenk, barış, Efser, Alp, Burak, Atakan, miraç, Ege, efe
Şimdi sadece; o, dedem, Alya, Cenk ve Efes vardı. Herkes gitmişti. Neden gitmişlerdi ki? Kalsalardı. Ne güzel mutluyduk.
'Aşko biz hiç ayrılmayacağız kötü düşünmesene sen'
'Sizden asla ayrılmayacağım'
'Sizi çok seviyorum' dedim
'Beraber bir ev yapıp evin içinde yaşayacağız duydunuz mu ona göre kimse ayrılmasın! beraber o evi yapacağız ve kendimize ait evimiz olacak söz mü'
'Söz!' Demişti herkes
Söz demişti herkes, söz. Fotoğraftan gözlerimi zorlukla çekip siyah duvarlara asılı onlarca fotoğrafa baktım. Çok güzeldi, çok güzeldik. Güzel olan resim değildi, güzel olan altı yıl önceydi.
Siyahın içindeki güzel, eşsiz ve komik resimler.
Sıkıntıyla nefes verip odadan çıkıp kapıyı kapattım ve merdivenlere oturdum.
'Sahra yapma!' dedim ağlarken
'Mert dayan lütfen' dedim ağlarken
'Babaanne hadi kalk çok uyudun artık beni parka götür' dedim ağlarken
'Efsun, kardeşim ben geldim uyan hadi. Bak koruyucun geldi' dedim ağlarken
Özür dilerim koruyamadım seni
'Barış, Serkan, Atakan, miraç, efe gitmeyin. Siz de terk etmeyin beni, bizi' dedim ağlarken
'Hadi Burak uyanmak zorundasın! Söz vermiştin hastaneden beraber çıkacağımıza dair' dedim ağlarken
'Ege lütfen beraber atlatabiliriz bunları. Gitmek zorunda değilsin' dedim ağlarken
Herkes bizi terk ettiğinde sokakta oturmuştuk dördümüz
'Yaptığımız evde onlarsız yaşarız biz de' dedi Efes kararsızlıkla. Bir o kadar da korkuyordu ama yeniden, baştan başlamamız gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abilerim mi ?
Novela Juvenil17 yıla tonlarca acılarını sığdıran bir kız gerçek ailesini öğreniyor. Hayatı zaten kötüyken öğrendiği gerçekler onu derinden sarsıyor. Konu karıştırılma mevzusu değildi, konu bunun planlı olmasıydı Yaş on yedi... kaç ceset görmüştü sayamamıştı, ka...