2. BÖLÜM | yeni ev

20.3K 789 417
                                    


Medyada ev var 👆

Takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. Sizden ricam sadece bu

İyi okumalar 🌸

.........

Doktor gelip karşı takımdaki adamın eline kağıdı verdi ve tahmin ettiğim o haberi verdi: "leyla %99.9’la Cem Argun’un kızı, bu durumda herkes kızını ister" dedi, sanki normal bir şeymiş gibi. Bu kaşlarımı çatmama neden oldu. Hiç değilse normal bir olaymış gibi konuşmasındı yoksa kavga çıkacaktı

Ordan utanmasa kahkaha atacak olan sevgili baba şahsiyeti de neşeyle "evet" dedi "kendi öz kızımı istiyorum"

Şaşırdık mı? HAYIR

En azından 17 yılldır beni sevmese bile kos koca 17 yılın hatrı vardı.

Leyla olarak tahmin ettiğim kız saçlarını geriye atarak "ben de kendi babamı istiyorum" dedi. Bu kız da babam gibi şaşırıp fazla tepki vermemişti. Hayatının hatasını yaptığının farkında mıydı? On yedi yıl yaşadığı aileden bu kadar çabuk vaz geçmesi gözlerimin kısılmasına neden olurken şaşırmadan edemedim

Al tepe tepe kullan

Hem içimdeki sinirle, hem 17 yıl babam sandığım kişinin bana yaptıklarıyla, hem de kızın bu kadar normal tepki vermesinin siniriyle doktorun karşısına dikildim "Ne demek karışmış! Nasıl bu kadar sorumsuz olabiliyorsunuz ya! Nasıl böyle bir şey yaparsınız kardeşim! Bunca yıldan sonra nasıl fark etmediniz. Hayır amına koyayım hobi olarak mı karıştırdınız!" diye bağırdım. Gözlerim dolmuştu ve ben sinirliyken gözlerimin dolmasından nefret ediyordum. Lanet doktor hiçbir tepki vermiyordu!

Allah belanızı versin.

Hızlı adımlarla hastanenin yanındaki parka gidip kaydırağın ucuna oturudum. Bir elim hâlâ sargıdaydı. Parktaki çocukların neşeli seslerine kulak asmamaya çalıştım. Çocukların gülme sesleri sinirimi bozuyordu

Başka şeyler düşün ki ağlama. Hah buldum! Keşke sol elim sargıda olsaydı sağ eli kullanamamak çok kötü oluyor. Canım çikolat çekti. Keşke parkta filler de olsaydı. Uçan solucanlar da güzel olurdu

Ofladım. İşe yaramıyordu

Cem’le kalabilirim. Zaten gitmek de istemiyordum. Beni yanlarına almak için dava açarlarsa bile on yedi yıl Cem ve Nora ile kaldığım için davayı kazanmaları küçük bir ihtimaldi. Hayatımı değiştirmek istemiyordum. Kurulu düzenimin bozulmasından da nefret ediyordum ve şu an nefret ettiğim şey oluyordu. En fazla tek başıma kalırdım ama bu olana kadar arkamda bir sürü kişi vardı

Yandaki kaydırağa biri oturduğunda kafamı sağa çevirip baktım, karşı takımdaki kadındı. Tebessüm ederek "Adım banu" dedi. Cevap verme gereksinimi duymadım. Konuşur, konuştuktan sonra kendisini takmadığımı görünce giderdi "yaşadığın aileden ayrılacaksın hayatının düzeni bozulacak ve bunu beraber atlatacağız. Bize sadece bir şans ver. Senden sadece bir şans istiyorum. İstemezsen anlarım ama sen bizim öz kızımızsın. İzin ver bu süreci beraber atlatalım" dedi. Konuşurken tereddütle konuşuyordu ama gözlerinin içi gülüyordu. Bendeki yaşama sevinci bu kadına mı çekmişti? Önüme dönüp ayakkabılarıma baktım. Kirlenmişti.

Ya hırlı veya hırsızsam? Ya dolandırıcı veya mafyaysam? Belki de kaçak mal satıyorum kadındaki güvenme şaka mii

“Gerek yok” dedim dümdüz bir sesle. Kadının gözündeki ışıltı kendini hüzne bırakırken içimi bir an tarif edemediğim bir duygu talan etti “Siz de düzeninizi bozmayın ben de. Saçma sapan duygulara da gerek yok ki zaten birbirimizi tanımıyoruz. Siz giden kızınıza üzülün, benim sizinle yaşamayacağıma değil. Tanımadığın birine de duygu hissetmezsin, ablacığım. Hadi yolunuza gidin”

Abilerim mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin