27. BÖLÜM | Su problemi

3.8K 185 298
                                    

UZUN BİR ARADAN SONRA YİNE BEN! KEYİFLER NASIL?

Tatiliniz nasıl gidiyor? Ben evde kaldım

KISA BİR DUYURU ŞEYSİ:

Ben sıkıntıdan patladığım için bölüm düzenlemenin yanı sıra bir hikaye, daha doğrusu Texting bir hikaye yazmaya başladım. Texting olduğu için beni çok zorlamaz ve hemen yazacağımı tahmin ediyorum. Baş kahraman EFSUN. Efsun, Gece, toprak ve.... belki boris de olabilir. Bu hikayeyi kapsamayacak. Sadece Efsun yaşasaydı nasıl bir karakteri olacağını düşünüp yazacağım. İlk bölümü hazır birazdan onu da atacağım.

Bir bakarsanız sevinirim

Bölümler yine düzenli olarak pazar akşamı gelecek. Yeni yazdığım Texting hikayeye ikinci bölüm ne zaman gelir bilmiyorum ama gelir yani onda sıkıntı yok.

Söylemek istediğiniz veya anlatmak istediğiniz bir şey varsa, ya da içinizi dökmek isterseniz buraya yazabilirsiniz.

İyi okumalar 🌸

Satır aralarında buluşalım 🤍

~~~~~~~

Telefonu kapattığımda kuzey amcamın bizim evde olduğunu öğrenerek arabayı o yöne sürdüm.

Hata mı yapıyordum, belki. Risk mi alıyordum, belki. Ucunda ölüm var mıydı, belki. Aceleci mi davranıyordum, belki. Değer miydi, belki.

Dönmek var mıydı, asla!

Hata da yapsam, risk de alsam, yaralansam da, aceleci davransam da değerdi. Değmek zorundaydı.

Evin yakınlarına geldiğimde arabayı bahçeye park ederek indim arabadan. Aynı zamanda telefonumla masa liderlerinden benden en çok nefret edeni aradım. İşine biraz, ne birazı, her zaman çomak soktuğum için beni hiç sevmezdi. Birkaç kez öldürmeye çalışmıştı ama Cem bunu ona ödetmişti.

Şimdi Cem hastanede diye beni öldürmeye kaldığı yerden devam edecekti sanırım

Telefon nihayet cevaplandığında kapı da aynı anda açıldı. Aynur ablanın yanından bir şey demeden geçerek odama gitmeye başladım.

"Hayırdır" dedi adam gevşekçe.

Dişlerimi birbirine bastırdım "bundan sonra yapacaklarım benden bilinsin lütfen. Başkasına suç atmaya çalışma" telefonu yüzüne kapattığımda çalışma masamın üstündeki defterlerden matematik defterimi aldım. Bir de rastgele kurşun kalem alarak telefonumla birlikte salona girdim ve orta masanın yanına oturarak defterin boş bir sayfasını açtım

Gerçi, zaten neredeyse hepsi boştu.

Sınavlara az kalmıştı ve benim defterim ya üç sayfa ya da dört sayfa doluydu.

Kurşun kalemi iki sayfanın arasına bırakıp telefonumla rehberden 'Metin abi' yazısına tıklayıp aradım.

"Yine ne yaptın veya ne yapacaksın. Tane tane ve yavaş yavaş söyle ki sindireyim" diyerek aramamı bıkkınlıkla açtığında göz devirme istediğimi yatıştırdım. Adam haklıydı

"Ha ha ha" dedim "çok komik"

"Neyse, seninle laf dalaşına girmeyeceğim, yılan. Beni neden aradın"

"Bir dakika" diyerek kuzey amcama döndüm ve sağ elimi kaldırdım.

"Bir tanesini seçsene" diyerek Şirince gülümsediğimde gözleri ilk önce yüzümde sonra parmaklarımda gezindi ve kaşlarını çattı. Biri de bir dediğimi sorgulamadan yapamıyor mu?

Abilerim mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin