Yüzüne vuran güneş ışığı ile gözlerini aralarken, huzurlu bir uykudan uyanmanın mutluluğunu iliklerine kadar yaşıyordu.
Uzun zamandır bu kadar rahat uyumamıştı. Kollarını iki yana açıp gerinirken, dudaklarında yer alan gülümseme ile usulca doğruldu. Tokasından kurtulan saçları yüzünün iki tarafına dalga dalga dökülüyordu.Bacaklarının üzerine düşen yorganı tamamen üzerinden atıp ayağa kalktı.
Çektiği huzurlu uykunun emarelerini tüm vücudunda hissediyordu.Minik adımlar ile mutfağa girdiğinde kahvaltı yapan adama "Günaydın." Dedi. Ardından kendi sandalyesine oturup kollarını masaya yasladı.
"Günaydın. Dinlenmiş görünüyorsun?"
Adamın sert sesi ile kafasını onaylar anlamda sallayıp gözlerini kapattı. Bugün gerçekten hem bedenen hem ruhen dinlenmiş hissediyordu.
Belki de bu adamla uyumak iyi gelmişti ama akşam hemen uykuya dalmış olmalıydı ki sabaha kadar adamın varlığını hiç hissetmemişti.Onunla uyumuştu. Bu düşünce nedensizce kalbinin daha hızlı atmasına neden oldu.
Dudaklarında yer edinen tebessüm gözlerinin önüne gelen görüntüler ile hızla kaybolurken, bu görüntülerin bir rüyaya mı yoksa gerçeğe mi ait olduğunu bilmiyordu. Uykunun verdiği aptallığı üzerinden atan beyni çalışmaya başlamıştı.
Genç adam kızın saniye saniye değişen yüz ifadesini izlerken, kızaran yanakları gülmesine neden oldu.
Uykudan uyandığı ilk anlar bir şey hatırlamayacağını elbette biliyordu ama bu kadar kolay hatırlamasını beklemiyordu. Gece kız uyuduktan sonra çıkardığı kazağını geri giydirmişti. Bunu yaparken tenine değen parmakları karıncalanmış daha saniyeler önce rahatlamış olmasına rağmen tekrar erekte olmasına neden olmuştu.Kızın aksine o geceki olaydan sonra bir saniye olsun uyumamış sürekli yaptığı şeyi düşünmüştü. Yanlış bir şey yapmamıştı. Sonuçta otuz yaşında sağlıklı bir erkekti. Kim karşısında öyle davransa aynı tepkiyi verirdi, hatta çok daha fazlasını ama yine de düşündükçe kendine küfür ediyordu. Şerefsiz gibi davranmıştı.
Bunun için kızdan özür dileyecekti elbet ama önce o hareketlerine sebep olacak şeyi öğrenecekti. Baruh Efe onun ilaç olduğunu biliyordu ama yine de emin olmalıydı. Üstelik o ilacı nereden bulduğunu da bilmeliydi.
" Ne düşünüyorsan hepsi gerçek." Dedi sonunda bu olayın bir an önce konuşulup kapanması için. Kızın renkten renge giren sürati sinirlerini bozuyordu. Siniri elbette kıza değil kendineydi.
"Na...nasıl yani?"
Siktir. Neden kendine engel olamamıştı. O an kızı buz gibi suyun altına sokmalıydı. Bu dağ başında olmasalardı öyle yapardı ama dün gece kızı soğuk suyun altına soksaydi büyük ihtimalle bugün ateşten baygın yatıyor olurdu.
" Bak yanlış bir şey yapmadın. İçini rahatlatacaksa eğer hiç bir şey görmedim, yapmadım da. Onun için utanmayı bırak. Şimdi soracağım sorunun cevabını iyi düşün, dün hiç ilaç aldın mı?"
Sesi de kelimeleri de her zamanki gibi sertti. Aklında olan tek şey o ilaçtı. Birde kızın güzel vücudu. Kendine ne kadar engel olmaya çalışsa da gördüğü görüntü sürekli gözlerinin önünde canlanıyor bu da kendine duyduğu öfkeyi harlıyordu.
"Bilmiyorum. Almadım galiba."
Kızın ağlamaklı çıkan sesi ile derin bir nefes aldı.
" Bak bu önemli bir konu. Gece ki hareketlerin normal değildi. Bunun bir sebebi olmalı. İyi düşün."Bu sefer bir öncekine göre daha yumuşak konuşmuştu. Kızın şu an hissettiği duyguları anlamıyor olsa bile gergin ve utanıyor olduğunu biliyordu. Belki de korkuyordu.
Bilmiyordu Baruh Efe. Daha önce bu kız gibi birisiyle değil birlikte olmak yan yana bile bulunmamıştı. Onun tanıdığı kadınlar genelde olgun ve ne istediğini bilen cinstendi. Tabi arada gerçekten saf ve masum olanlarda vardı ama Baruh Efe o kadınlara hiç bir yaklaşmıştı. Tüm kadınlara saygı duyuyor olsa bile o tür kadınlara bir kat daha fazla saygı duyuyor onları incitmemeye çalışıyordu.
Bu kız ise tamamen değişikti. Saf olamayacak kadar tutkulu olgun olamayacak kadar çocuktu. Onu uzaktan gören herkes on sekizine bile girmemiş çocuk sanırdı.
İnsanda onu tüm kötülüklerden koruma hissi uyandırıyordu. Yine de Baruh Efe onun o tutkulu halini görmüştü. O kadının bu kızla hiç bir alakası yok gibi görünse de ikisi bir kişiydi.
" Yatmadan önce ağrı kesici almıştım"
Bu evde ağrı kesici olmadığını biliyordu Baruh Efe. Kendisi ilaç içmeyi sevmediği için bu eve hiç ilaç sokmamıştı.
"Nerden buldun?"
" Soner vermişti. Arabada gelirken de başım ağrıyordu o zaman vermişti ama atmaya fırsatım olmamıştı. Dün akşamda başım ağrıyınca içtim."
"Adi piç" dedi içine dolan öfke ile. Sinir tüm bedenine yayılıyordu. O gün bu eve girdiği an o adamın suratına okkalı bir yumruk atmalıydı.
" O ilacı bana getir. Dün geceyi de düşünme. Rüya olarak düşün ve bu hiç olmamış gibi yaşa."Kıza böyle söylese bile Baruh Efe uzun bir zaman o geceyi atlatamayacağını biliyordu. Kızın kırmızı yanaklarına baktı. Kafasını aşağı eğmiş kucağında birleştirdiği ellerine bakıyordu. Utanıyor olmalıydı. Onun için konuyu kapatarak ayağa kalktı. Bu konuyu o ilacı aldıktan sonra bir daha açmayacak ve kızdan olabildiğince uzak duracaktı.
❄️
"Nerde lan bu kız? Yer yarılıpta içine girmediya."
Öfke ile attığı adımlar yeri inletiyor karşında duran elleri önlerinde bağlı adamları korkudan tir tir titretiyordu.
Sesi bulundukları ortamda yankı yaparken ellerini hırsla saçlarına geçirdi. Günlerdir aramadıkları yer bakmadıkları otogar hastane havaalanı kalmamıştı ama Nil Liya'yı bir türlü bulamamıştı.
Ona kalsa umurunda olmazdı ama babası bu ortaklıkta kararlıydı.
" Abi her yere baktık yok." Diyen adama sinir ile bakıp yumruk yaptığı elini adamın sakalsız suratına geçirdi. Çıkan ses diğer adamların dikkatini çekerken " ne demek yok lan" dedi.
O kızın kendisini sevmediğini biliyordu ama kaçacağını hiç düşünmemişti. Mesele babası ile olmaktan çıkmış tamamen gurur meselesi haline gelmişti. Bu yaşına kadar ne istediyse olmuştu. Güzellikle veya zorla ama mutlaka olmuştu.
" O dağ başına tekrar gidin. Girmedik delik, bakmadık taş altı bırakmayın. Orada bir adam vardı ona da sorun görmüş mu diye. Ne yaparsanız yapın ama onu bulmadan geri gelmeyin. Yoksa yemin ederim hepinizin canını tek mermide alırım."
Bağırarak kurduğu cümlelerden sonra bir hışımla bulundukları depovari odadan çıkıp onu bekleyen son model arabasına doğru ilerledi.
Babasından aldığı para ve güç syakta kalmasını sağlayan tek şey iken bu imkanı sonuna kadar kullanıyordu.Ne olursa olsun o kızı bulacak ve istedigini alacaktı. Güzellikle veya zorla ama o kız karısı olacaktı. İşte o zaman bu günlerin hesabını fena soracaktı.