Kış Güneşi ❄️23☀️

25.7K 1.1K 379
                                    

Soner:

Öfkesi tüm bedeninde gezerken elinde tuttuğu kristal cam bardağı hızla karşısında duran duvara doğru fırlattı. Bardak büyük bir güçle duvara çarptı. Çıkan ses sinirlerini daha da bozarken etrafa dağılan cam parçarları, odada bulunan adamların birer adım geri gitmesine neden oldu.

Başı her an patlayacakmış gibi ağrıyordu. O kadar öfke doluydu ki bu öfke bir canavar olmuş bedenini parçalıyordu. Damarlarında gezinen şey kan değil lavdı.

İçi intikam ateşi ile dolup taşıyordu. Hiç bir şey planladığı gibi gitmiyorken babası ile ettiği kavga bardağı taşıran son damla olmuştu.

Babası bu sefer çok ileri gitmişti. Evlatlıktan red edilmek zerre umurunda değildi zira bu zamana kadar ki birikimi ona uzun bir süre yeterdi ama adamlarının önünde yediği tokat tüm gururunu kırmıştı.
Babası Baruh Efe olayını öğrendiğinde sinirden delirmişti. Tabi bu alemde bir kaç kişinin daha Nil Liya'nın yaptıklarını duyması ile işler iyice karışmıştı.
Her şey o baş belası kız yüzündendi.

Yaşadığı her şeyin hesabını bir bir soracaktı.

❄️

Baruh Efe beline bağladığı havlu ile banyodan çıkarken yatağın üzerinde oturan kıza baktı.
Annesi ile görüştükten sonra mutlu olduğunu görüyordu. Nil Liya'nın gülen yüzünü gördükçe kalbi ısınıyor, onu mutlu edebilmek için her şeyi yapacağını düşünüyordu.

Nil Liya banyodan çıkan adamı görünce istemsizce derince yutkundu.
Onunla ne kadar ileri gitmiş olursa olsun hâlâ onu gördüğünde kalbi deli gibi atıyordu.
Buna alışamayacağını biliyordu zira Baruh Efe'yi sanki mümkünmüş gibi her gün biraz daha fazla seviyordu. Bir insanı ne kadar sevebilirdi bilmiyordu ama Baruh Efe'ye duyduğu sevgi başka bir boyutta gibiydi.

Öyle hayalini kurduğu bir sevgili değildi. On sekizli yaşlarındayken hâyâl ettiği erkek farklıydı. Nazik, sevecen, sevgisini gösteren, birlikte eğlenebildiği, bol bol muhabbet edeceği, arada yalandan da olsa tavır yapıp küseceği.
Bunların hiç birini Baruh Efe ile yapmamıştı. Baruh Efe'nin ağır bir duruşu vardı. Çok konuşmaz, çok gülmezdi. Küsüp tavır yapsa büyük ihtimal bunu çocukça bulurdu. Kendi neşeli kişiliğinin aksine Baruh Efe'nin oldukça ketum bir karakteri vardı ama tüm bu şeylere rağmen onu fazlası ile seviyordu. Onunla sessizce durmayı da seviyordu. İlişkilerinde ki bu dinginliği de seviyordu.

" Ne düşünüyorsun?"

Kulağının hemen dibinden gelen ses bir an irkilmesine neden oldu. Kendi kendine düşünmeye o kadar dalmıştı ki Baruh Efe'nin hangi ara yanına  geldiğini bilmiyordu.

" Senin ne kadar yakışıklı olduğunu desem?" Derken sesi oldukça oyuncuydu. Yanakları hafiften kızarmış kalbi hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Bugün istediği gibi konuşmak, istediği gibi davranmak istiyordu. Ne utanmak istiyordu ne de kendini geri çekmek.

" Bugün pek bir cesursun."

Cesur olabilmek için çabalıyordu. Omuz silkti.

" Hoşuna gitmedi mi böyle olmam?"

" Senin her halin benim hoşuma gidiyor yavrum. Hiç bir şey yapma, konuşma öylece dur yine hoşuma gidersin."

Nil Liya adamın sözleri ile bir an nefes almayı bıraktı. Damarlarında akan kanın hepsi bir kaç saniyelik yanağına akmaya başladı. Kucağında duran ellerini yumruk yapıp sıktı.

Baruh Efe Nil Liya'nın bir şeyler için çabaladığını görüyordu. Açıkçası bu durum hoşuna gitmiyordu çünkü onun birisi için değişmesini istemiyordu. Nil Liya'yı olduğu gibi seviyordu. Utangaç hali ile, çekimser hali ile. Böyle bıcır bıcır hali ile.
Kendi değişmek istiyorsa buna tabiki bir şey diyemezdi ama birisi için değişmesini istemiyordu. O birisi kendisi olsa bile. Nasıl rahat ediyorsa öyle davranmalıydı.

KIŞ GÜNEŞİ  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin