Kıs Güneşi ❄️ 22☀️

28.5K 1.1K 356
                                    

Baruh Efe sevdiği kadını izlerken kalbinin sıcacık olduğunu hissediyor, gözünü bir an olsun onun üzerinden alamıyordu.

" Beni dinliyor musun oğlum sen?"

Bakışlarını arkadaşına çevirdi. Doğrusu pek dinlediği söylenemezdi. Nil Liya kucağında yatan yavruyu sevip tatlı tatlı gülerken nasıl ondan başka bir şeye dikkat verebilirdi.

Bu kız nasıl bu kadar tatlı olabilirdi aklı almıyordu.

Yine de arkadaşına ayıp olmasın diye " dinliyorum" dedi.

" Bak bu Soner denilen it başa bela olacak. Araştırdım eli ayağı uzun bir tipmiş, parası da var."

Soner'in adını duymak bile sinirlenmesine neden oluyordu. Onun yüzünden Nil Liya'nın çektiği acılar aklına geliyor, içi o adamı öldürme isteği ile dolup taşıyordu.

" Bir halt yapamaz merak etme. Alparslan'ın gözü üzerinde."

" Bilmiyorum kardeşim ben uyarayım da. Duyduğuma göre babası evlatlıktan red etmiş adını kötü çıkardı diye, şimdi kuduz köpek gibidir."

Bunu bilmiyordu ama şaşırmamıştı. Bu tip insanları iyi tanırdı. Onlar için şan şöhret her türlü kavramdan daha üstündü.

  " Tarçın'ın durumu nasıl?"

" İyi, her geçen gün daha da iyi olacak. Bacağı neredeyse iyileşti Demir'le iyi koşuyor evin içinde."

Baruh Efe kafasını onaylar anlamda sallayıp ayağa kalktı. Ağır adımlarla koltukta oturan kızın yanına gitti.

" Gitmemiz gerekiyor."

Nil Liya'nın istediğini yapmış annesi ile buluşma ayarlamıştı.

" Birazcık daha kalamaz mıyız?"

Kızın masum masum sorduğu soru kalbini titretirken gülümsedi.

" Daha sonra yine geliriz. Annen bizi bekliyor."

Nil Liya kafasını onaylar anlamda salladığında  arkadaşına döndü. Oğuz ile çok yakın olmasalar bile her daim güvendiği biriydi. Onun için Tarçını veterinerde tedavi ettirdikten sonra buraya getirmişti.

" Tarçın sana emanet. Şu olayları bir halledelim gelip alacağım."

" Benlik bir sıkıntı yok. Demir çok seviyor onu zaten ki açıkçası işime geliyor, o Tarçın'la vakit geçirirken bende işlerimi hallediyorum. Biliyorsun başka türlü beni rahat bırakmıyor."

Demir daha beş yaşında iken anne babaları soba zehirlenmesinden ölmüşler, o zamandan beri kardeşine Oğuz bakmıştı. Demir Oğuz'u hem anne hem baba hem de abi bildiği için ona çok düşkündü.

" Biliyorum." Dedi elini Oğuz'un omzuna koyup dostane bir şekilde sıkarken.

  Nil Liya kucağında yatan yavruyu usulca koltuğun üzerine bırakıp ayağa kalktı. Tarçından hiç ayrılmak istemiyordu. Onu gördüğünde tamamen şok olmuştu çünkü hiç istemese bile sürekli onun o can çekişen halı gözlerinin önüne geliyor aklında hep en kötü senaryolar beliriyordu. İçi vicdan azabı ile kavruluyordu.

Şimdi ise mutluydu. Sanki kötü olan her şey yavaş yavaş düzeliyordu. Baruh Efe ile tekrar bir araya gelmişti. Tarçın iyiydi. Annesi mutluydu. Tek bir sorun kalmıştı geriye. Soner.

Soner'i çok iyi tanımasa bile onun kendisini sevmediğini biliyordu. Evlilikleri sadece iki şirket sahibinin isteği üzerine gerçekleştirilecekti. Neden kendisine kafayı bu kadar taktığını anlamıyordu. 

KIŞ GÜNEŞİ  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin