Nil Liya aynadaki yansımasına bakarken endişe ile alıp verdiği nefesler kare aynada silik bir buğu oluşturuyordu.
O kadar sık nefes alıp veriyordu ki kafası patlayacak, beyni beyaz duvarlara sıçrayacakmış gibi hissediyordu.
' Ne yapacağım' dedi aynadaki yansımasına bakmaya devam ederken. Korkuyordu.
Neden korktuğunu bilmiyordu ama deli gibi korkuyordu.
Kalbi göğüs kafesini zorluyor, tüm bedeni zangır zangır titriyordu. Kulaklarında yer alan uğultu olacak olan kötü şeyleri fısıldayan bir canavarın o korkunç sesi gibiydi.Tekrar düşünmeye zorladı kendini. Beyni durmuş gibiydi ama yine de günleri hesaplamaya çalıştı.
Sonuç yine aynıydı.Tam on gün gecikmişti. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştı. İki gündür devam eden mide bulantılarını sitrese yorsa da bu sabah ki yaşadığı baş dönmesi ve bulantıdan sonra o uğursuz düşünce aklına takılmış kendini koşa koşa banyoya atmıştı.
Kaç saattir banyoda olduğunu bilmiyordu. Elini düz karnına koydu. Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Bir şişlik veya ufak bir belirti görmek istedi ama karnı düzdü. Belki de sadece üşütmüştü.
Evet evet kesin üşütmüştü. Kafasını aşağı yukarı salladı. Öyle olmalıydı. Elini geri çekti. Aldığı bir kaç derin nefesten sonra, bacaklarında ki titremeyi görmezden gelerek banyodan çıktı.Açtığı kapıyı usulca kapatırken, gözleri dağınık yatakta uyuyan sevdiği adama kaydı.
Üst bedeni her zamanki gibi çıplakken altında gri penye eşofman vardı. Kabul etmeliydi ki bu eşofman ona çok fazla yakışıyordu.Minik adımlar ile yatağa yaklaştı. Kafasının içinde dönen kötü düşünceleri görmezden gelerek yatağın boş kısmına uzandı.
Uyumak için gözlerini kapattı ama karanlığı fırsat bilen o canavar düşünmek istemediği o ihtimalleri tekrar fısıldamaya başladı.
Bu ihtimalden neden bu kadar korktuğunu bilmiyordu ama deli gibi korkuyordu. Baruh Efe'den tabiki bir bebeği olsun isterdi ama o zaman bu zaman değildi. Daha başlarında bir türlü çözemedikleri Soner belası vardı. Hem daha yaşı küçüktü. Kim 23 yaşında anne olmak isterdi ki?Kendisini geçti Baruh Efe baba olmak istiyor muydu onu bile bilmiyordu. Kafasını hızla iki yana salladı. Bunları düşünmek için daha erkendi.
Düşünme dedi içinden. Düşünme diye tekrarladı." Kendi kendine mi konuşuyorsun?"
Gözlerini hızla açıp ne zaman uyandığını bilmediği adama baktı. Ona bakmak bile kalbinin sevgi ile dolup taşmasına neden oluyordu.
" Sen ne zaman uyandın?"
Cevap vermeden önce esneyen adamı gülümseyerek izledi. En sevdiği şeylerden biriydi onun uyku mahmurluğu içerisinde ki halini izlemek.
" Aslında sen banyoya girerken uyanmıştım ama tekrar uyumuşum. Koşa koşa girdin banyoya bir sorun yok değil mi?"
Çok büyük bir sorun vardı ama şu an bunu ona söylemek istemiyordu. Daha kesin olan bir şey yokken ortalığı karıştırmak istemiyordu.
" Yok hayır." Durdu. Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı.
" Kahvaltıdan sonra Şevval'leri çağırabilir miyiz?"
Şevvalden test isteyebilirdi. Bunun için deli gibi utansada başka çaresi yoktu. Baruh Efe yalnız dışarı çıkmasına izin vermezdi. Hastaneye gitseler kesin öğrenirdi ki eğer düşündüğü gibi değilse boşuna karmaşa çıkarmış olacaktı. Eğer düşündüğü gibiyse önce kendisi hazmetmeliydi." Bir sorun yok değil mi güzelim?"
Gülümsedi. " Hayır sadece canım sıkılıyor farklılık olur."