Kış Güneşi ☀️15 ❄️

39.6K 1.4K 163
                                    

Kavuşmadan önceki son bölüm diyelim.

Nil Liya belki de ilk defa annesini bu kadar güçlü görmüştü.
İki aydır saklandığı evin duvarları üzerine üzerine gelirken bulutların arasından görünün güneşe baktı.

Kış ayı bitmişti.

Yaşadığı o huzurlu günler geride kalmış yerini bu kötü günlere bırakmıştı. Yine de Soner'le evlenmekten kurtulduğu için mutluydu.

Annesinin dediği gibi bir kaç gün sessizce beklemiş üzerinde olan gözlerin az da olsa dağılmasına neden olmuştu. Daha sonra ise bir gece vakti annesinin gidiyoruz demesi ile o evden ayrılmışlardı.

" Bu evi kimse bilmiyor" demişti annesi eve ilk adım attıkları an.
" Burada seni kimse bulamaz. Dur düşün. O adamla konuş iyiyi kötüyü tart. Benim yaptığım hataları yapma."

Annesinin mutsuz olduğunu her zaman düşünmüştü ama ilk defa bu kadar net görüyordu. Yılların yüzünde bıraktığı o derin izlerde acıları saklıydı.

Yanına ona uzun bir süre yetecek miktarda para ve telefon bıraktıktan sonra gitmişti annesi.
Nil Liya bu iki ayda Baruh Efe'ye ulaşmaya çalışmıştı ama başaramamıştı. Telefon numarasını bilmediği için arayamamıştı. Her gün ise onun gelmesini beklemişti ama her geçen günde umudunu yavaş yavaş kaybetmişti.

Baruh Efe gelmeyecekti.

Neden gelsinki diye düşündü. Sonuçta onun için sadece bir baş belasıydı.
Kalbinde ki ağrıyı görmezden gelip pencere kenarından çekildi. Kaldığı ev şehre uzak küçük bir kasabadaydı.

Annesinin bu evi nereden bulduğunu bilmiyordu ama evin eski yapısı bu evin uzun yıllardır var olduğunu gösteriyordu.

Eski ama oldukça temiz olan koltuğa oturup günlerdir açık olan ama izlemediği televizyona baktı. Yalnızlık ruhunu sıktığı için televizyonu hiç kapatıyordu.
Romantik komedi tarzında ki filme boş gözlerle baktı. Önceden bayılarak izlediği programlar bile şimdi dikkatini çekmiyordu. Boğazında ki yumru, göğsünün üzerinde ki o ağırlık ve kalbinde ki sancı hiç geçmiyordu. Sanki dünyada yapayalnız kalmış gibi hissediyordu.

Saatlerce televizyona baktı. Bir program bitti diğeri başladı ama Nil Liya sadece bakıyordu. Görmüyordu.
Aklı ve kalbi sadece bir adam için meşgulken başka bir şeye dikkatini veremiyordu.

Baruh Efe sahiden gelmeyecek miydi?

Onu bir daha görememe düşüncesi tarifi imkânsız acılar veriyordu. Tarçını düşündü. İyi olmasını tüm kalbi ile dilese de kanlar içinde ki görüntüsü tüm umutlarını alıp götürüyordu.
Benim yüzümden dedi. O gün o adamlara zorluk çıkarmasaydı Tarçın şu an sapasağlam hayatta olabilirdi ama o son ana kadar direnmişti.

Onunla beraber küçük yavruda direnmişti. Havlamış, adamların paçalarını ısırmış kendince kızı kurtarmaya çalışmıştı ama başaramamıştı.

Gözünden akan bir damla göz yaşını elinin tersi ile silip derin bir nefes aldı. O adamın Tarçını neresinden vurduğunu bilmiyordu. O an dönüp kalmıştı. Ondan sonraki anlarda ise ruh gibiydi. Hangi ara kulübeden çıktıklarını hangi ara arabaya bindiklerini bilmiyordu.

Kendine geldiğinde yıllardır büyüdüğü ama asla evi gibi hissetmediği o dört duvar arasındaydı. Babası heybeti ile karşısında duruyordu. Öfkeden kararan gözleri ile tek bir cümle kurmuştu. " Odana çık."

Nil Liya ruhsuz adımlarla odasına gitmiş iki gün boyunca da çıkmamıştı. Gelen yemekleri yememiş sadece ağlamıştı. 
Annesi olmasa belki de çoktan Soner'le evlenmişti. Annesi onu o hapishaneden kurtarmıştı.

Kafasını iki yana sallayıp kötü düşüncelerden uzaklaştı. Mutlu değildi ama en azından Soner'le evlenmekten kurtulmuştu. Mutlu değildi ama o evden kurtulmuştu.

İki aydır kendini bu şekilde teselli ediyordu.

Evde yankılanan zil sesi ile ayaklanırken hızlı adımlar ile kapıya gitti. Annesinin geleceğini bildiği için beklemeden kapıyı açıp kenara çekildi. Annesi elinde bir sürü torba ile içeri girdiğinde kapıyı kapattı.

" Hoşgeldin anne"

Nurgül hanım torbaları kenara bırakıp kızına döndü.

" Bu ne hal. Yüzün kaşık kadar kalmış hiç mi yemek yemedim kızım sen?" Derken kızını kolları arasına alıp sıkıca sarılmıştı.

Nil Liya annesinin sarılışına karşılık verirken o da annesinin zayıfladığını fark etmişti.

İkisi ayrıldığında beraberce salona geçip oturdular. Nurgül hanım üzüntü ile kızına bakarken dikkatle yüzünü inceliyordu.
Önceden bahar çiçeği gibi olan kızı günden güne soluyordu.

" Bana diyorsun ama sende zayıflamışsın." Diyen kızına gülümsemekle yetindi. İki aydır kocasından hem fiziksel hem ruhsal şiddet görüyordu. Kızı olmasa belki çeker giderdi ama kızını bırakıp gidemezdi.

" İyiyim ben kızım. Bu aralar fazla kilo almıştım diyete girdim. Sen nasılsın? Ulaşabildin mi o adama?"

Nil Liya kafasını iki yana sallarken umutsuzca iç çekti.

" Telefon numarasını bilmiyorum, nerede yaşadığını bilmiyorum. İnternette arattım adını ama hiç bir şey bulamadım."

Nurgül hanım kızının gerçekten o adamı sevdiğini anlamıştı ama korkuyordu. O da kocasının düzgün görünümüne aldanmıştı. Aynı hatayı kızının da yapmasından korkuyordu.

" Nasıl biri o adam? Sana karşı nasıldı?"

" İyiydi" dedi Nil Liya Baruh Efe'nin yakışıklı yüzü gözünün önüne gelirken. " Hasta oldum bir an yanımdan ayrılmadı. Benimle kıyafetlerini paylaştı. Yemek yaptı. Sanki biz onunla yeni tanışmamıştık da yıllardır yan yanaydık."

" Tipi nasıldı?"

" Yakışıklıydı. Öyle dönüp bakan belki bir daha bakmazdı ama bir kez bakan ondan gözlerini alamaz.  Uzun boyu, geniş omuzları var. Ama öyle genişki sanki dünya gelse üzerime onun arkasında kimse bana ulaşamazdı. Saçları böyle dalga dalga omuzlarına iniyor. Sarı ile kahve rengi arası. Yüzünde yılların yaşanmışlığı var, hani böyle adam sıfatının hakkını verircesine."

Nurgül hanım kızının dudaklarında oluşan gülümsemeye bakarken bir kez daha anladı kızının o adamı sevdiğini. Belki farkında bile değildi ama konuşmaya başladığı andan beri gözlerinin içi parlamış dudaklarından tebessüm eksik olmamıştı.

Kızının hep böyle gülümsemesi için içinden dua ederken uzanıp dizleri üzerinde ki elini tuttu.

" Hep mutlu ol güzel kızım. Sabret. Eminim ki her şey girecek yoluna."

Nil Liya annesine saf sevgi ile bakarken göz pınarlarını zorlayan göz yaşlarını tutmakta zorlanmaya başlamıştı.

" Hep beraber mutlu olalım anne." Dedi annesinin elini tutarken.

KIŞ GÜNEŞİ  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin