51. Bölüm Safkanın Hazinesi

381 35 279
                                    

14 Nisan Cumartesi Akşamı

Koskocaman salon eflatun rengine bürünmüştü, bunun dışında mavi ve mor renkleri de oldukça yaygındı. Masaların üzerinde eflatunun her tonu, açık mavi ve beyazın bulunduğu düzinelerce çiçek bulunmaktaydı. Masa örtüleri duvarlardan bir iki ton daha açık mavi rengine ev sahipliği yaparken devasa tavandan aşağı sarkan altın avizeler taşıdıkları mum ışığı ile sahip oldukları kristalleri ışıldatıyordu.

Tavanda ve kolonların üstlerinde muazzam işlemeli varaklar bulunuyordu. Siyah aynadan yapılan tabanlar ayna misali üstlerinde taşıdıkları her rengi yansıtıyordu. Onca rengin arasında beyaz aralara serpiştirilmişti, mesela bembeyaz sandalyeler ve masanın üzerindeki porselen yemek takımları.

Giriş kapısının pervazından -içeri her biri girdiğinde- aşağı, misafirlerin üzerine altın ve inci tozları zarifçe dökülüyordu. Davetliler içeri girerken üstlerine inci ve altın tozlarının yağmasına hoş eleştirilerde bulunarak kendi hanelerine ait olan masaya geçiyorlardı.

Devasa orkestra durmadan yeni parçalar çalıyor ev cinleri her yerde sürekli kadehleri tazeliyor ve birazdan başlayacak olan yemek için son hazırlıkları yapıyordu. Koskocaman mekânın bir köşesinde halinden pek memnun olmayan ve öfkelenmeye başlayan Malden Mulciber derin bir nefes aldı.

- Saygılı ol Malden!

Karşısında tıslayan kızıl ejderhanın gazabına uğramamak için duygusuzluk maskesini takarak başını kaldırdı.

- Saygısızlık yapmıyorum sadece, yeter.

Jessica Mulciber kırmızı kaşını kaldırarak ona ikaz ederek bakarak konuştu.

- Ben ne zaman yeterli görürsem o zaman yeterdir.

Malden gülümsedi, annesinin bu otoriter ve sert tavrı içten içe onun çok hoşuna gidiyordu. Her ne kadar kendisi de bundan nasibini alsa da bu kadar güçlü birinin oğlu olmak onu içten içe çok motive ediyordu. Jessica Mulciber oldukça güçlü bir kadındı, güçlü olduğu kadar da yakıcı.

- Malden gülme!

Annesi uyardı onu şimdi bir efendiden çok sıradan öfkeli bir anneye benziyordu.

- Tamam sakin ol anne, sadece anın tadını çıkar.

- Belki sen her an beni tetikte bırakacak davranışlarından vazgeçsen bende anı yaşayıp rahatlayabilirim.

Malden kaşlarını kaldırdı böyle bir çıkış beklemiyordu.

- Anlıyorum.

Dedi sadece sırıtarak.

- Hey Jess.

Jessica gelen arkadaşına gülümsedi.

- Beth, nasıl gidiyor?

Elizabeth omuz silkti gülümseyerek.

- Her zaman ki gibi, ya sizin?

Jessica gözlerini devirdi.

- Biz de her zaman olduğu gibi Malden'ın sorunlarıyla uğraşıyorum.

Mulciber oğlanı kaşlarını kaldırdı. Beth teyze sordu.

- Yine ne oldu? Bi problem mi var eğer öyleyse Tom'la konuş-

- Aaa hayır, hayır öyle bir şey yok Beth. Ufak bir sorun Malden'ın şımarıklığı işte.

Malden göz devirdi.

- Şımarıklık mı?

- Aynen öyle. Şımarıklık!

Karanlık Prenses, Limix LancerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin