Limix kitaplarını kırmızı bir dosyaya koydu. Dosyayı eline alarak, kızlarla yatakhaneden çıkarak aşağı inmeye koyuldu. Narcissa Limix'e Lucius'la barışmalarının ayrıntılarını anlatıyordu, merdivenlere geldiklerinde Bellatrix onu durdurup
- Bence önden ben inmeliyim.
Dediğinde kızlar kahkaha attıp güne yine keyifli başlamışlardı. Narcissa trip atar gibi saçlarını savurdu ve arkaya geçti. Melanie Narcissa'ya gülümseyip
- Üzülme Cissy, hem birazdan Lucius'u görüceksin.
Lucius'un adının geçmesiyle, Narcissa'nın yüzünde kendiliğinden bir gülücük oluştu, onu çok özlemişti hemen sımsıkı sarılıp kokusunu içine çekmek için sabırsızlanıyordu. Aşağı sağ salim indiklerinde Lucius'un kollarına atladı, Lucius Narcissa ona sarıldığında gözlerini yumup kokusunu içine çekti ve yüzünde daha kendisinin bile farkında olmadığı bir gülümseme belirdi. Limix onlara gülümseyerek bakarken karşı merdivenlerden Ronin indi, ve gülümseyerek
- Günaydın.
Dedi, Limix en güzel gülümsemesini bozmadan "Günaydın" diye karşılık verdi.
- Kahvaltıya mı?
Diye sordu Ronin, Limix zarifçe
- Evet.
Dedi, Ronin başka bir şey söyleme gereği duymadan çıkışa yöneldi. Limix arkasından seslendi.
- Ronin, beni bekle birlikte gidelim.
Ronin tam der gibi gülümsedi ve arkadaşlarına siz gidin gibisinden bir işareti yaptı. Victor ona kötü kötü bakıp kafasını salladı ve zindanlardan çıktı. Narcissa'nın hala Lucius ile konuştuğunu gören Bellatrix köpürdü.
- Hadi ama Cissy! Açlıktan midem kazınıyor!
Diye isyan ettiğinde Narcissa onlara bakıp.
- Siz gidin ben Lucius'la ineceğim.
Bellatrix gözlerini devirip öfkeyle dışarı fırladı, Melanie daha anlayışlı ve kibarca çıkışa yöneldi ve Limix'e "geliyor musun?" bakışı attı. Limix evet der gibi kafa sallayıp Ronin'le çıkışa yöneldiler. Tüm yol boyunca Bellatrix'in onlara kötü kötü bakmalarını takmadan konuştular, Melanie kibar olmak istercesine zarif gülümsemesini bir an olsun yüzünden düşünmedi ve konuşmalara ufak ufak katıldı. Çok normal ve basit konulardan konuşyorladı, günlük konulardan. Hava bugün çok güzel, hangi derslerin var, hafta sonu ne yapıyorsun, konuştukları konular arasındaydı Ronin cevapladı.
- Hafta sonu Quidditch antrenmanı var,
Limix düşünceli düşünceli
- Aa evet sanırım bende orada olucağım Malden'e onu izlemeye geliceğime söz verdim.
Ronin kafasındaki soru işaretini dile döktü.
- Mulciber ile çok yakınsınız, akraba mısınız ?
Limix gülerek yanıtladı.
- Hayır, sadece benim üzerimde biraz fazla korumacı.
Yarım yamalak konuştu Limix, Ronin üstelemekten geri durmadı.
- Evet onu anlayabiliyorum ama nedenini çözemiyorum.
Limix derin bir nefes aldı Malden'in sırrını elbette Ronin'e söyleyenezdi.
- Aslında bu özel bir konu sadece babama borcunu ödüyor desem.
Lord Voldemort Malden'e ve annesine sahip çıkmıştı ve Malden'de hem en yakın arkadaşı olan ve hemde Lord'un kızı olan Limix'e sahip çıkmayı, ona göz kulak olmayı bir nevi boynunun borcu görüyordu. Ronin anladığını belli etmek için kafasını salladı ve konuyu hiç uzatmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Prenses, Limix Lancer
FanfictionLimix hayatı boyunca babasının takdir ettiği bir evlat olmaya kendini adamıştı. Ama elinde olmadan sürekli kendini bir belanın içinde buluyordu, anne tarafının gizemli ve sırlarla dolu soyunu keşfederken sürekli yeni bir şeyle karşılaşıyor ve bununl...