McGonagall'ın arkasından büyük salondan çıktılar.
Müdürün odasına ilerlerken McGonagall'ın birkaç kez çaktırmadan burnunu çektiğini duydular.
Hepsini aklında aynı soru vardı. "Neler oluyor? Ve Bizim bununla ne gibi bir alakamız var?" Bellatrix ve Limix , Rodolphus ve Alex'in bir halt yiyip yemediğini düşünüyorlardı.
Aynı şekilde de Rodolphus ve Alex'de onların bir haltlar yediğini düşünüyordu.
Bir süre sessizce düşüncelere dalmışlardı ki büyük heykelin önüne geldiklerini fark ettiler. Bellatrix az daha Limix'in ayağına basıyordu.-Balkabağı poğaçası.
McGonagall şifreyi söylemesiyle heykel hareket etti ama 4'lü hareketsiz bekliyordu.
-HADİSENİZE!!
Bu bağırış biraz gururlarına gitsede sessizce dediğini yaptılar. "Bu yaptıkları yanlarına kalmayacaktı bu sefer çok ileri gitmişlerdi. Okuldan atılmak yetmezdi mutlaka Azkaban'a gidiceklerdi zaten seçtikleri yol belli ileride illa gideceklerdi bari daha fazla masumun canını yakmadan gitsinler" diye düşünmüştü Gryffindor'un bina başkanı.
Çapulcular bile en azından yaramazlık yaparlar ama bunlar okulda kendi otoritelerini sağlamak için karanlık tarafa ait olduklarını kanıtlamak için...Hepsi sıra sıra taş basamağa çıktılar.
Müdürün kapısını çalıdılar girin onayını alınca içeriye girdiler ve gördükleri manzarayı algılamaya çalıştılar.
Dumbledore, ellerini masaya dayayarak duruyordu yanında 4 kişi daha vardı. Bunlardan ikisinin giyiminden seherbaz oldukları çıkarımını yaptılar, diğeri dedektife benziyordu öbürü ise...
Bakan evet diğer adam Sihir Bakanının ta kendisiydi.McGonagall Boğazını temizledi ve söze başladı.
-Evet Profesör Dumbledore, istediğiniz üzere sorumlu kişileri getirdim.
Ne sorumlu mu? Bu demek oluyor ki bir suç işlenmişti. Ama hiçbir birşey yapmamıştı. Yani Narcissa'yi hastanelik etmek, Bakanlığı gelmiş geçmiş en büyük skandala sokmak dışında hiçbir şey. Kimsenin Narcissa için bu kadar abartmayacağını biliyorlardı o zaman geriye tek bir şey kalıyor...
"Olamaz"diye geçirdi Limix içinden.
"Öğrenmiş olamazlar" hem zaten ellerinde kanıt yoktu nerden bileceklerdi ki onların yaptığını.
Bu kadar çabuk bu mümkün değildi.McGonagall'ın sözü biter bitmez bakan sert bir sesle.
-Anabella Smith'e saldıran siz miydiniz?
Hepsinin içini önce bir ferahlama sonra ise ani bir korku kaplamıştı.
İyi haber onların yaptığı şeyi öğrenmemişlerdi kötü haber onları yapmadığı bir şeyle suçlamışlardı.
Bir diğer iyi haber bir bulanığa saldırılmıştı bir diğer kötü haber ise bu onların yaptığını düşünmeleri.
(B) -Ne?
(R)-Nasıl?
(A)-Kim?
(L)-Yanlış, bir anlaşılma var.
Limix bile devrik cümle kurmuştu ama diğerleri gibi tek kelimelik sorulardan iyiydi.
Bakan gözlerinden ateş saçarak-Ya öyle mi peki y-
- Biz birşey yapmadık.
Limix, Bella'ya dirsek attı şu an zaten yeterince kötü bir durumdalardı bide Bakanın sözünü kesecek olsalar durum vahi...
-Iıı bakın sayın-
Bu sefer sözü kesilen Limix,sözü kesende Bakandı.
- Bu beyler sihirbazlık bürosundan geldiler ve bu beyde araştırma merkezinde geldiler bu sabah saatlerinde okulda muggle doğumlu bir kız ağır şekilde saldırıya uğradı şu an St. Mungo Hastanedinde yatıyor saldırı sabaha karşı 5 civarı yapıldığı tahmin ediliyor . Ve kız ifadesinde ona sizin saldırdığınızı söylüyor, birazdan sizinde ifadeleriniz alınacak ve asalarınız kontrol edilecek. Bu durumda söyleyecek bir şeyiniz var mı!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Prenses, Limix Lancer
FanfictionLimix hayatı boyunca babasının takdir ettiği bir evlat olmaya kendini adamıştı. Ama elinde olmadan sürekli kendini bir belanın içinde buluyordu, anne tarafının gizemli ve sırlarla dolu soyunu keşfederken sürekli yeni bir şeyle karşılaşıyor ve bununl...