4 Şubat Cuma.İyi okumalar.
.
.
.
Sinirle benden önde yürüyen dağ ayısına baktım ve "Kesin kaybolduk demi!! Madem bilmiyorsun yolu niye getirdin bizi bu ormana?! Ayrıca daha ne kadar yüricaz acaba? Ayaklarım iflas etti. " dedim.
Arabadan indikten sonra bu dağ ayısı bir yere götürcem diyip otmana girmişti ama sdece yürüyorduk yarım saattir. Haklı isyanıma ses çıkarmamıştı bile. Sonra bir anda durdu ve bana döndü. "Geldik." deyip karşıyı işaret ettiğinde oraya döndüm.
Çok güzel bir ağaç ev vardı. Poyraza döndüm ve "Ağaç eve mi getirdin bizi? Şimdi sen Peter ben Heidi miyim?"dedim. Poyraz derin bir nefes aldı ve "Hadi Arca. Yürü. "dedi. Ağaç eve doğru yürüdük ve Poyraz yukarda olan merdiveni indirdi. "Hadi çık." deyince ellerimi belime koydum ve "Olduu. İlk sen çık. Sağlamsa bende çıkarım." dedim. Bişey demeden merdivenleri çıktı. Oha lan nasıl çıktı hemen? Deneyimli. Sonuçta dağ ayısı o. Boşuna dememişim demekki. "Daha ne kadar vekliceksi orada? Birazdan ormandaki köpekler gelir." dedi.
Biliyordum. Beni köpeklere yem etmeye getirdi buraya. Hızla merdiveni çıktım ve ağaç eve girdim. Poyraz odadaki yatağın üstünde oturuyordu. Bende yanına oturdum ve etrafı incelemeye başladım.
Çok güzel bir ağaç evdi. İçerisinde bir yatak ve televizyon vardı. Duvarlardada fotoğraflar vardı. Ve benim bir fotoğrafım vardı. "Fotoğrafımı nerden aldın?" dedim. "Acarda vardı. Bende aldım. Şimdilik sadece bir tane fotoğrafın var. Ama zamanla daha fazla olur. Yani birlikte çekinirsek felan." dedi."Olabilir. Belki. " dedim. Sonra tamamen ona döndüm ve "Söyle bakalım Poyraz efendi. Niye getirdin bizi buraya?" dedim. "Biliyorsun Arca. Sana yaptıklarım affedilecek gibi değil. Ne desem sana yaptığım iğrenç imaları affetmeni sağlamaz. " dedi. "Söylediğiniz lafları unuturum. Hatta unuttum bile. Ama sizi affetmememin nedeni bu değil. Son yaptığınız şey. O kadar iğrençtiki. Onu affedebileceğimi sanmıyorum Poyraz. Cemede söyledim. Zamana ihtiyacım var. Size eskisi gibi soğuk olmicam. Konuşuruz ama şu anda sizi affedemem." dedim.
"O'nun yüzünden ölümlerden döndük. Kardeşim ayaklarını kaybedicekti. Ama dediğim gibi o'nun yüzündendi bunlar. Ve biz o'nun yaptıkları'nın acısını senden çıkarttık. Ona olan nefretimizi ve öfkemizi sana kustuk. Bunu nasıl yaptığımı hala bilmiyorum. Ama gerçekten pişman olduğuma inan. Samimiyetime inan istiyorum." dedi.
Derin bir nefes aldım ve "Samimiyetine inanıyorum. Ama dediğim gibi bana biraz zaman ver. " dedim. "Tamam. Hadi o zaman. Sana bir yer göstericem." dedi. "Ne göstericeksin?" dedim.
"Sürpriz." dedi. Yanlız şu an ilk kez Poyrazla düzgünce konuştuk. Tarihe geçmeli. Bunu düşününce istemsiz gülümsemiştim. Poyraz "Neye gülüyorsun?" dedi. "Seninle ilk kez düzgünce konuştuk az önce fark ettin mi?" dedim. O da gülümsedi biraz ve "Haklısın. " dedi.
Sonra birlikte ağaç evden indik ve tekrar yürümeye başladık. "Çok mu var yolumuz?" dedim. "Hayır. Şu sık olan ağaçların arkadına gidicez." dedi. Ağaçların diğer tarafına geçince harika bir ev vardı.
"Buraya arada ailecek kaçıyoruz. Sakin bir yer olduğu için hepimiz dinlenebiliyoruz. Sanada göstermek istedim. " dedi. Sonra "Geç oldu. İstersen bugün burada kalalım. Ne dersin?" dedi. Çok güzel, sessiz ve sakin bir yerdi. Bir günlük kaçamak kötü olmazdı. "Olur. Biraz kafa izni iyi gelir." dedim. Poyraz "İyi o zaman. Hadi gidelim içeri. " dedi. Kapının yanındaki saksının altından anahtarı aldi ve kapıyı açtı. Önden geçmem için eliyle içeriyi işaret edince içeri girdim.
Çok sıcak ve tatlı bir havası vardı ve sıcacıktı. Salona geçince bir şömine vardı. Şömineyi çok seviyordum. Sesi ayrı kendisi ayrı harikaydı. Poyraz "Beğendin mi burayı kardeşim? " deyince ona döndüm ve "Evet. Çok güzel. " dedim. "O zaman sen geç otur. Bende bize kahvez yzapiyim." dedi. Başımı iki yana salladım ve "Hayır. Ben acıktım. Yicek bir şey var mı? " dedim. Biraz düşündü. Sonra "Bir şeyler olması lazım mutfakta." dedi. "Peki. Ben buradayım." dedim. "İstersen evi gezebilirsin." dedi. "Hayır. Biraz sonra gezerim. Şu an yorgunum." dedim.
O giderken bende koltuğa oturdum. Poyrazla böyle anlaşmamız çok güzeldi. Daha iyi hissediyordum kendimi. Her şey yoluna girmiş gibiydi. Derin bir nefes verdim ve arkama yaslanıp ayaklarımıda sehpaya uzattım. Mutluydum. Ailem yanımdaydı. Abilerim yanımdalardı. Ve şu andada Poyraz ile birlikte vakit geçiriyorduk.
Şu an aramın hala biraz soğuk olduğu tek kişi Doğuydu. O da yanıma gelir diye düşünüyorum yakın zamanda. Bir süre sonra Poyraz elinde iki tabakla geldi ve tabakları masaya bıraktı. "Yemekler hazır. İçecek var barda. İstediğini alabilirsin." dedi. Evde mini bir bar vardı. Ve bir sürü içecek ve minik bir dolaptada içki. Kendime bir kutu kola aldım ve masaya geçtim. "Afiyet olsun." deyince "Sanada." dedim ve yemeğimi yemeye başladım. Makarna yapmıştı. Aklıma birlikte yemek yaptığımız zaman gelmişti.
Poyraz "Aklıma ilk yemek yaptığımız gün geldi. " deyince "Benimde. " dedim. Poyraz "Sen beni affetsen bile ben kendimi affetmicem Arca. Bunu bilmeni istiyorum. " deyince "Kendini affetmessen sürekli benim suçumdu diye diye erkenden yaşlanırsın vala Poyraz efendi benden söylemesi. Valla bak sonra evde anamın başına kalırsın. Bak ben bzile evlenirim ama sen evlenmezsin." dediğimde kaşlarını çatınca olduğum yere sindim ve şirince gülümsedim. "Sinirlendin mi? Ben şaka olsun diye şey ettim. " dedim.
Sinirle "Evlilik lafı yasak. Sen evlenmiceksin." dedi. Bir şey demedim ve yemeğime devam ettim. Turşumu kurmayı düşünüyor herhalde. Beni parçalaara bölüp bidonlara koyacak. Sonra beni görmeye gelenler 'Mekanı bidon olsun dicekler.'
Ben yine mala bağladım.
Neysem.
Bakalım benim abilerim yarın bana ne cezalar vercekler. Resmen onları ektim. Allah sonumu hayır etsin. Amin.
Veeee bölüm bittii.
Nasıldı?
Beğendiniz mi?
Oy ve yorum atmayı unutmayın.
Görüşmek üzere.
Bay baayyy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARCA (ASKIDA)
ChickLitSözde 18 olunca gidiyordum. Ne gitmesi ulan kırk sene kalsam götümü kaldırmam yerinden. Mcmcddm