17. Bölüm | Sana Gelirim

8 2 2
                                    

Merhabalarrrrr,

Benim çok sevdiğim bölümlerden birisi. Bu çiftin böyle uzun uzun konuşmalarını yazmak bayağı hoşuma gidiyor 😬 Bu bölüm biraz geç geldi ama bir sonraki için bu kadar bekletmeyeceğim, hafta bitmeden paylaşmak istiyorum. Sizleri 17. bölümle baş başa bırakıyorum! İyi okumalar; oy ve yorumlarla destek verirseniz çooook sevinirim.

Öpüyorumm <33

******

Odaya gelip koltuklara oturduğumuzdan beri duvardaki saati izliyordum. Odaya geleli tam otuz iki dakika olmuştu. Oda servisinden ikimiz içinde birer kahve istemişti. Kahveleri bitireli on bir dakika olmuştu. Baran büyük üçlü koltukta oturmuştu. Gömleğinin kollarını kıvırmış, başını koltuğun gerisine doğru yaslamıştı. Derin nefesler alıp verdiğini duyabiliyordum. Rahat olmadığı belliydi. Bu oda, içerideki ağır hava, yakın bir zamanda başlayacak olan konuşma... Basıyordu sanki onu. Ben de hemen yanındaki tekli koltuğa oturmuştum. Üzerimde bugün büyük bir keyifle seçtiğim, artık kendimi güzel hissetmediğim kıyafetlerim vardı. Konuya nasıl gireceğimi düşünüyordum. Konuşmamızın bizi hangi noktaya taşıyacağını.

Ondan gizlediğim her şeye rağmen, şu ana kadarki ilişkimizde birbirimize karşı hep dürüsttük. Bir şeyleri gizlemiyorduk. Açıkça anlatabiliyorduk. Aslında bunu yapmamızdı benim kafamı karıştıran, çatışmalarımı arttıran. Çünkü Baran tam da gerçek bir ilişkide olmasını isteyeceğim gibiydi. Bana yalanlar söylese, bir şeyler gizlese, yaptıkları için açıklama yapmaktan kaçınsa her şey daha kolay olurdu. Onun yanında yalnızca ama yalnızca menfaatlerim için durabilirdim. Ama o karşımda konuyu açmam için bekliyordu. Gerçekleri anlatacağından emindim. Ve böyle yaptıkça ona kapılmak hiç de zor olmuyordu. Ona karşı vicdanımın sesini susturmak her geçen gün zorlaşıyordu.

Yelkovan bir turunu daha tamamladıktan sonra "Başlıyorum." dedim.

Yutkunduğunu gördüm. Başını kaldırıp bana baktı. Buyur dercesine gözlerini kapatıp açtı, başını salladı.

"Mahru kim?"

Derin bir nefes verdi. "Mahru Araz. Gece aleminin kraliçesi gibi düşünebilirsin. Bu laftan pek hoşlanmaz haberin olsun. Mahru'nun anne tarafından dedesi, kendi döneminin hatrı sayılır gazinocularından biriymiş. Bütün mirası ve soyadı da Mahru'ya kaldı. Bir de kız kardeşi var, Maral zaten onun doğumu ile anneleriyle babaları ayrıldı. Bir adını dahi anmadılar. Zaten onları tanıdığımdan beri, ki bu bayağı uzun yıllar demek, Araz soyadını kullanıyorlar. Marilyn'nin İstanbul şubesi dışında bir tane daha gece kulübü var. Herkesin girebildiği klasik gece kulüplerinden. Araz 34 diye de bir restoranları var, Boğaz'da. Orayla kız kardeşi ilgileniyor." Duraksadı. Gözlerini bir an olsun benden çekmiyordu. "Mahru yeraltındaki tek kadın. Ufak tefek göründüğüne bakma. Adamı ipe götürür. Tersi çok pistir."

"O kadarını anladım. Korkutucu birisi."

Gülümsedi. "Öyle."

"Aslan'la aralarında ne oldu peki?"

"Birliktelerdi. Mahru'nun yanında yıllar sonra ilk kez birini görmüştüm. Çok aşık gözüküyordu. Güveniyordu. Onu işlerine sokmaya başladı. Aslan'ın oto galerisi vardı ama işleri iyi gitmiyordu ve o dönem bana yüklü bir miktar borcu vardı ve bir anda hepsini ödedi. Şaşırmıştım. Kolay kolay ödeyebileceği bir meblağ değildi. Mahru'ya sorduğumda o da şaşırdı. Hesapları kontrol ettiğinde birkaç aydır kendini belli etmeyecek miktarları çaldığını görmüş. Tabii sonra işlerini toparlamak için Mahru'nun adını kullandığını öğrendik. Bu, para çalmasından bile daha ağır geldi Mahru'ya."

"Aslan'la senin bir geçmişin yok mu?"

"Onu Mahru sayesinde tanıyorum ama hiçbir zaman birbirimizden hoşlanmadık. O Mahru'yla aramızdaki güvenden hoşlanmıyordu. Ben de onun Mahru'ya olma sebebinin çıkarları olduğunu düşünüyordum. Mahru'nun ne kadar mutlu olduğunu gördüğüm için sesimi çıkarmasam da gözüm üstlerindeydi. Aslan şerefsizin tekidir ve bunu da kanıtladı zaten."

6. 10. 21Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin