SENİ KAYBETMEYECEĞİM

368 26 28
                                    

(Onur'un anlatımıyla)

Eftelya'nın yanından ayrıldıktan sonra Kuzeyle beraber Ares'i arıyorduk ormanda.Umarım sarayda Eftelyaya bir şey olmazdı.Geç saatlere kadar Ares'i aradık ama bulamadık.Saraya geri döndüğümüzde Eftelya yoktu.

"Onur askerleri topla,Alerya'ya gidiyoruz!"

İşte beklediğim emir gelmişti. Şimdi tek sıkıntı Eftelya'yı sağsalim nasıl kurtaracağımızdı. Askerleri aceleyle topladım.Ordu hazırdı,ben de hazırdım.Aleryaya yaklaştığımızda oluşturduğum kalkan ile kapıya dayanmıştık ve onların avluya çıkmasını bekliyorduk. Kısa bir süre sonra çıktılar.Eftelya oradaydı.Orada Kuzey ile bana bakıyordu ve Aresten bir söz çıktı.

"Eftelya sizin tarafanıza geçecek ama bir şartım var."

Şart mı?

 "Onur ile Kuzey...İkiside Eftelya'nın unuttuğu hayatı çizen kişiler.Onu benden çalan kişiler.Peki,bunlardan birisi ölse?Acaba Eftelya hanginizin ölümünde en çok yıkılırdı?Seç kraliçem,hayatını hangi tarafından karartıyım?"

Ne yapıyordu bu?Eftelya ne olur sağlıklı düşün ve bir karar ver hem bir dakika...Kraliçem mi demişti o? Ares... Ve konuşmaya devam etti Eftelya'ya dönerek.

 "Onların yanına gidebilirsin.Ama unutma,tek yanlış hareketinde hepsinin mezarını kazarsın."

Yanımıza gelecekti ama sonra öylesine geri dönemezdik.Bugün burada çok can kaybı olucaktı hem de çok... İlk bana sarıldı.Ben Kuzey'e sarılmasını beklerken o bana sarıldı...Benden ayrılım Kuzey'e sarıldı.Nergis ise yerde ağlıyordu.Eftelya bir anda Ares'e döndü.

"Kimse ölmeyecek."

Bunu yapamazdı,kendini ona vermezdi...Yapma kraliçem,yapma...

"Beni kraliçen mi yapmak istiyordun? Yap o zaman. Sonsuza kadar kalırım seninle ama kimseye dokunma."

Ares olmaz anlamında işaret yaptı.

"Zaten kraliçem olacaksın. Fakat biriyle şimdi vedelaşacaksın."

Yutkunamadım...Eftelya bize döndü.Bir bana bir Kuzey'e bakıyordu.Ares'in hamlesiyle askerler üzerimize gelmeye başladı ama yapmış olduğum kalkanı kolyaca kıramıyacaklardı.Gerçi kırmaları da fazla uzun sürmezdi.Yaralı olduğum için kuvvetli bir kalkan oluşturamamıştım.Kuzey'de işaretini verdi ve askerler diğer tarafın askerlerine koşmaya başladı.Kargaşadan faydalanıp kızları aldık ve ormana koştuk.Eftelyayı bırakıp savaş alanına döndüm.Kuzey orada kalmıştı ama ihtiyacımız olacaktı.Uzun uğraşlarımız bir işe yaramıyordu.Geri dönüp Kuzey'e baktım.

"Kuzey gelmen gerek. Yardımına ihtiyacımız var. Zihinfend ile Ares'i durdurabilirsin."

Tekrar askerlere döndüm.Ares yok olmuştu.Orman tarafından gelen iki el silah sesi ve iki çığlık sesiyle karşı tarafın askerleri dağıldı.Ormana geri koştum.Gördüğüm hayatım boyunca unutamayacağım bir görüntüydü.Çağırdığım askerlerden biri Kuzey'i diğeri Nergis'i aldı.Eftelyayı kucağıma alıp saraya giden ordunun başına geçtim.

Hemen doktorları çağırdım.İkisininde tedavisi başlamıştıEftelyayı sıyırmıştı mermi ama Kuzey'in kalbinin altından isabet etmişti.Onun durumu kritikti.Her an kayabedebilirdik onu ama doktorlar elinden gelenin en iyisini yapıyorlardı.

Günlerim Eftelya ve Kuzey'in odası arasında geçiyordu ve açıkçası gün kavramını yitirmiştim.Şimdi yine onun odasındaydım.Buruktum ve yanından bir an dâhi ayrılmak istemiyordum ama Kuzey'e de bakmam gerekiyordu.Eftelya'nın uyuması ve dinlenmesi daha iyi olurdu hem gözetim altında olurdu.Doktorlarda bunu düşünmüş olacak ki Eftelyayı tam bir hafta uyuttular.

Kuzey'in ağır geçiyordu tedavisi ama onu yaşatmak için elimizden gelenin fazlasını yapıyorduk.Yaşacaktı. Yaşamak zorundaydı...Doktorun bugünkü son muayenesinin bitmesini bekliyordum.Bir anda kapı açıldı.Eftelya uyanmış ve gelmişti,teleşlıydı.

"Tek kelime söyle bana yaşıyor değil mi abim?"

Umutla ona baktım.

"Yaşıyor."

Tek bir kelime çıkıyordu zaten ağzımdan,devam edemedim. Eftelya bu sefer mutluluktan ağlıyordu,her halinden belliydi.Yavaşça yere oturdu ama dinlenmesi gerekti.Yanına gidip kollarından tuttum.

"Gel güzelim. Yorma kendini. Odana götüreyim seni."

İtiraz edemedi.O da biliyordu,dinlenmeliydi.Yavaşça odasına götürdüm ve kapasını kapattıktan sonra boynuma sarıldı.

"Yaşıyor"

Yavaşca kendimden çektim.

"Karnındaki yarayı ve bir haftadır uyuduğunu düşünürsek dikkatli davranman gerek."

Ellerinden tutup yatağa oturttum.Yastıkları yatak başlığına dayadım ve kraliçemin üstünü örttüm.Gitmek zorundaydım,doktorla konuşmalıydım. Sessizce çıktım odasından.Doktorla konuştuktan sonra elimde bir tepsi ile Eftelya'nın yanına gittim çorba kasesiyle yanına oturdum ve bir kaşığı ağzına doğru götürdüm fakat o kaşığa yeltendi.

"Bak elimi kullanabiliyorum."

"Biliyorum."

"O zaman kaşığı ver."

"Hayır."

"Neden?"

"Çünkü ben içirmek istiyorum."

Yavaş yavaş çorbasını içirdikten sonra peçeteyle dudaklarını sildim.Tepsiyi kenara koydum ve ellerini tuttum.

"Yalnız değilsin kraliçem. Ben  her zaman yanında olmaya ant içtim. Sen bana Kuzey'in emanetisin. Hatırlamadığın geçmişimizin emaneti olduğun gibi."

Tepsiyi alıp odadan çıktım.Biraz dinlensem iyi olacaktı.

KAYIP KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin