25

35 4 0
                                    

Birkaç gün sonra..


RedApples Gece Kulübü/Büyük patronun mekanı..


İçeri girerken bastonum hariç tüm silahlarımızı almaları bizi aşağılamak içindi ama bunun  da hesabını sorduğum gün gelecekti. İntikamını alacağım şeylerin listesi uzarken yalnızca beklemeliydim. Hepsinin cevabını vereceğim gün gelecekti. Fırat'a bakıp onun da bana baktığını gördüğümde aynı anda göz devirdik adamlara çaktırmadan. Biz gülerken Büyük Patron'un sağ kolu İrfan odasından çıkıp başıyla bize işaret verdi.

--'Gelebilirsiniz.' Ben o küçümseyen bakışı senin götüne monte etmeyi de bilirim İrfan. Bekle sıranı bakalım. Fırat da kaş çattı ama anlaştığımız üzere sesini çıkarmamayı başardı.

Odaya girip geniş deri koltuklara oturduğumuzda patron Fırat'ın da oturmasına anlam verememiş gibi bir bana bir ona bakıyordu. Sonunda bakışları bende sabitlendi.

--'Adamların burada olmaması gerek, biliyorsun kızım.' Sesi öylesine küçümseyiciydi ki dişlerimi sıktım kendime hâkim olabilmek için. Sırtımı yasladığım koltuktan ayırıp öne doğru geldim ve karşımdaki yaşlı adamın yüzüne en itici gülümsememi sundum. Bastonumla arkamdaki kapıyı işaret ettim.

--'Adamlarım dışarıda zaten, Sabri Amca.' Sabri Amca babamın çok eski arkadaşı ve ben de artık bir Büyük Masa üyesi olduğum için ona nasıl hitap etmem gerektiğiyle ilgili pek kafa yormamıştım ama o bana böyle itici bir şekilde "kızım" diyecekse ben de ona "amca" diyebilirdim. Gözlerinden saklayamadığı bir öfke geçiverdi ama hemen bir sırıtışın arkasına saklandı.

Fırat'a inceler gibi bakıp bana döndü ve:

--'Kocan da değil, bu neyin oluyor o halde?' dediğinde imasını anlamamak için kör, sağır ve aptal olmam lazımdı. 'Dostun...' diye yeniden konuşmaya başlamıştı ki onu böldüm sertçe.

--'Kardeşim Fırat.' dedim iması hiç umurumda değilmiş ve beni sinirlendirmemiş gibi. 'Zamanında sen ve babamın olduğu gibi..' diye de ekledim. Büyük Patron babamla 25 yıldır arkadaştı ama neden bilmem kimsenin yanında bundan bahsetmeyi sevmezdi ikisi de. Sadece aynı suç örgütünde oldukları bilinirdi, dostlukları sırdı. Babama bunu sorduğumda cevap vermemişti ama Marcus beni bahçeye çıkarıp elini omzuma koymuş ve: 'Sevgi zaafa dönüşür, zaaflar da seni güçsüz kılar kızım. Sevmemelisin. Ya da belli etmeyecek kadar akıllı olmalısın.' Hak vermiştim ona. Şimdi daha çok hak veriyordum.

Bir an için "Acaba Fırat'ı gelecekte bana karşı bir koz olarak kullanılabilecek bir pozisyona mı soktum?" diye düşündüm ama artık çok geçti. Kardeşime göz ucuyla bakıp ellerinin yumruk olmak üzere yavaştan kendi içlerine doğru toparlandığını gördüm. Sabri Amca ya da herkesin bildiği adıyla Sabri Beybaba ikimize de uzun uzun baktıktan sonra sandalyesinde geriye yaslandı.

--'Pekala.. Dediğin gibi olsun.' dedi bir çocuğun sokakta oynamasına izin verir gibi bir ses tonuyla. Sinirlerim gerilse de Fırat'ı koruyabileceğimi, zaten Büyük Patron'la ters düşmeyeceğimi içimden tekrarlayıp başımı kaldırdım.

--'Eyvallah..Bu arada yeni mekanınız hayırlı olsun. Güzel olmuş.' RedApples Büyük Patron'un onlarca mekânının sonuncusuydu. Az önce içinden geçerken görebildiğim kadarıyla da oldukça şaşaalı bir yerdi. Kafasını çok zengin insanlara özgü o "farkında bile değilim" havasıyla sallarken ben de artık konuya girmemi beklediğini anladım.

--'Halil Karatepeli'nin şirketi batmak üzere. Yakında iflas ilan etmek zorunda kalacak. Karısı evden kovmuş bile. Kafasına sıkmaya gerek kalmadan öldürdük adamı.' dedim ukala görünmemeye çalışarak. Bu yaşlı adamlar karşılarında ukalalık yapılmasından hoşlanmazdılar. Hele ki onlar suç örgütleri yönetirken daha yürümeyi bile yeni öğrenen bir kızdan.. Ama bir yandan da benim yaptığım planın başarılı olduğunu vurgulamalıydım. Zaten bu yüzden demin onun yaptığı bakışı taklit etmiştim. Başarılı ve ölçülü. Beni sahiden kendilerinden biri ve eşit bir Masa üyesi sayana kadar böyle davranmalıydım.

KurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin