33

30 2 2
                                    

Üç hafta sonra...


Aslı'yla birlikte Burçin'i gideceği okulu görmeye getirmemiz iyi bir fikirdi. Kızcağız üçüncü sınıftan sonra okuyamamıştı ve binaya gözlerini ayırmadan bakışından bunu ne kadar istediğini anlayabiliyordum.

Özgür maddi durumunun hem ilaçlara hem de okul masraflarına yetmediğini, zaten kardeşinin sağlığının da buna elvermediğini söylemişti.

Aslı'nın da Burçin'in sevincini fark ettiğini buruk gülümsemesinden ve gözlerinin dolmasından anlayınca omzuna dokundum. Gülüşünü genişletip elini tuttuğu kızın başına bir öpücük kondurdu sevgiyle.

Burçin artık Aslı ablasının onu sürekli öpüp durmasına şaşırmıyordu. Tanıştıkları andan itibaren Aslı bana yapıştığından daha fena bir şekilde kıza yapışmıştı. Gerçi onun bir itirazı yok gibi görünüyordu. İçimden buna gülerken binanın merdivenlerini çıktık hep birlikte.

Müdür yazılı kapıyı bulmamız zor olmadı. Burçin'in başını okşayıp göz kırptım.

--'Hazır mısın?' Otuz iki diş gülerek başını aşağı yukarı sallayınca ondan daha hazır bir çocuk bulamayacağıma ikna oldum. Kapıyı tıklatıp gelen boğuk "Girin." Sesiyle içeri girdik. Müdür koyu gri takım elbise giymişti ve kırklı yaşlarının başlarında bir adamdı. Beni görünce ayağa kalktı hemen ceketini ilikleyerek.

--'Gökçe Hanım, hoş geldiniz, buyurun buyurun.' deyişi saygılıydı. Muhtemelen okula yapabileceğim bağışları düşünüyordu. Yapacaktım da zaten. Ama yalakalığını umursamadım. Oturmadan elimi uzatıp:

--'Merhaba Erhan Bey. Hoş bulduk. Size bahsettiğim öğrencimi getirdim. Burçin.' diye doğrudan konuya girdim midem takla atarken. Kahvaltıdan beri böyleydim. Müdür yanımda oturan kıza bana olduğundan daha samimi bir gülümsemeyle baktı.

--'Merhaba Burçin. Hoş geldin okuluna.' derken içten olması hoşuma gitti. Ekonomik durumu yüzünden onu hor görmesini kabul edemezdim. Burçin bir Aslı'ya bir bana bakıp ikimizden de onay alınca:

--'Hoş buldum, efendim.' dedi nazikçe. Özgür bu kadar kibar bir kız yetiştirdiği için bile harika bir ağabeydi. Kızın oturuşu bile zarifti ki son anda Aslı'nın da aynı şekilde oturduğunu fark edip kafamın içinde kıkırdadım. Bak sen şu işe! Prenses rol modelini buldu demek? Eh, beni örnek alacak değildi ya.

Müdür hal hatır sorma faslını uzatmasın diye kısa cevaplar verdikten sonra tereddütle:

--'İsterseniz Burçin rehber öğretmeninin yanında denklik sınavına girsin. Bir saat kadar sürer yaklaşık.' diye önerdi. Sınava gireceğini biliyorduk. Burçin bunun için aldığı kalemlerini yeni çantasındaki yeni kalemliğine özenle koymuştu. Çantası da hemen yanında duruyordu.

--'Sınava girmek için hazır mısın tatlım?'

Soruma hevesle:

--'Evet, abla.' deyince müdürle birlikte odadan çıkıp adamın söylediğine göre yan odada bekleyen rehberlik öğretmeninin yanına geçtiler. Adam geri geldiğinde bizi bir saatlik bir azap bekliyordu.

Kırk beşinci dakikada yediklerimi içimde daha fazla tutamayacağıma emin olup kibar olmaya çalışarak lavabonun yerini sordum ve Aslı'yı adamla yalnız bıraktım.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin