Seviyorum mümkün değil
Aramızda kurşun, yasak bölge var.
Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel
Kanunu yapanlar ihtiyar
***
--'Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim.' diyebildim. Onu kurtarmak için bile olsa bu kadar ağır bir yalanın altında ez...
Hemen bölüme başlamadan +18 olduğunu bilmenizi ve bunun bilerek okuyup okumamaya kendiniz karar vermenizi istiyorum.
Bu bölümü hiç okumasanız da hikaye adına bir şey kaçırmayacaksınız. ✌🏻Bir kaybınız olmayacak yani. ✌🏻✌🏻
Şimdi bölümü bırakıp gidiyorum. Umarım seversiniz. Umarım yorum yaparsınız. 😁
* * * * * * *
Nihayet eve ulaştığımızda kapıda durup Fırat'a sadece onun anlayabileceği bir hareketle gitmelerini söyledim. Adamlar arabalara binmek için bahçeden çıkarken Levent de benimle bekledi ve soru sormadı. Kapıyı açıp girmek için bir adım attığımda birden beni kucağına aldı. Ben daha soramadan kocaman bir gülümsemeyle:
--'Evlendiğimizde yapmamıştım malum. İçinde kalmasın.' dedi ve beni kendine yeniden âşık etti. Benim muhtemelen aklıma bile gelmeyecek bu detayları ve beni bu kadar düşünmesi kendimi çok özel hissettiriyordu.
Benimle birlikte eve girip kapıyı ayağıyla kapattığında aklıma başka şeyler de geldi. Bizim yapmadığımız, yapamadığımız..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
--'Levent..' dedim ne diyeceğime karar veremeden. Salonun ortasındaydık ve hala kucaktaydım. Durup yüzüme baktı merakla.
--'Efendim?' Bakışlarında içimi ısıtan bir şey vardı. Adı her neyse ben artık onsuz yaşayamayacağımı çok iyi biliyordum.
Ensesinden tutup kendime çektim ve dudaklarımı onunkilere bastırdım. Elleri dolu olduğu için yüzünü bana yaklaştırmaktan başka bir şey yapamıyordu. Onu öpmeyi bıraktığımda ikimiz de az öncekinden daha hızlı nefes alıp veriyorduk.
--'Seni hep ben öpüyorum.' diye itiraz ediyordum ki beni öpmeye başladı. Nefes almak için durduğumuzda "odaya" diyebildim. İtaat edip beni odaya taşıdı. İçeri girdiğimizde kapıyı ben kapattım bu defa. Yüzüme muzırlıkla bakıp:
--'Demek hep sen öpüyorsun beni?' dedi ve beni yere bıraktı usulca. Yatak odasında olmak beni utandırmıştı. Alnıma uzun ve yavaş bir öpücük kondurduğu sırada aynı anda hem eriyor hem de tamamlanıyor gibi hissettim. Aşk böyle bir şey miydi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
