Selamun aleyküm cemaat.
Arkadaşlar kitap 3. bölümden başlıyor. Az sabredin. Sabrın sonu selamet(!)
-----------------------------------------------------------Gece 12'de yine Hümeyra'nın ve Rüya'nın odasındaydım. Bana mala anlatır gibi alaturka tuvalette nasıl yapıldığını anlatıyorlardı.
Ne var yani uzun süre klozet kullandığım için diğerini unuttuysam. Hem bu öğrenilecek birşey mi indiriyorum donumu bitince çekiyorum bu kadar.
Ben hala anlayamayınca Rüya birden donunu indirdi ve sinirle (altında ikinci pantolonu vardı arkadaşlar caz yapmayın ayıptır Ramazan)
Rüya: Gerizekalı bak böyle yapacaksın nasıl üstüne işeyebilirsin böyle oturunca.
İmamnur: Ya salak sen işerken çişini nereye gittiğini hesaba katıyor musun? Belki yan tarafa doğru işiyeceksin de üstün batacak nerden biliyorsun?
Hümeyra halimize gülerken Rüya sabır çekiyordu. Tam 2 saat bu işeme mevzusunu konuştuktan sonra vaktin geldiğini gördük ve yemekhaneye indik.
Yurtta kalmak zor bir şey be dostlar. Ama zevkli. Mesela hergün Rüya'nın ve Hümeyra'nın götüne vurabiliyorum. Daha ne isterim ki...
Yemekhaneye indik ve sahur için Allah ne verdiyse yemeye başladık. Tabağın yarısını domates, yarısını salata doldurmuş ve 2 tane de tereyağı almıştım.
Kızlarla güle oynaya sahur yaparken salak salak davranışlarımızla herkese rezil olduğumuzu ve milletin bize bakıp güldüğünü es geçerek.
1 saatin sonunda 3 tane ekmek, 4 tane tereyağı, ve 2 tabak domates ve salatayla tabakları yerine koyduk ve çay alıp odalarımıza gittik. Tabi ben yine kızların odasındaydım.
Herkes kendi yatağına kurulmuş telefona bakıyordu. Tabi benim odam burası olmasa da buradaki boş yatak benim sayılırdı. Oraya da ben kurulmuş indirdiğim japon filmimi izlemeye devam ettim.
Kızlar gidip gelip sürekli su içiyorladı. Ya ben diyorum sabaha kadar tuvalete gideceksiniz içtiklerinizi de boşaltıcaksınız ama beni dinleyen kim.
En son sabah ezanı okununca niyet ettik, yattık zıbardık.
Sabah uyanınca acı bir gerçek yüzüme şaak diye vurdu. Kurs... Matematik kursu... Pazartesi... Matematik sınavı... Saat 8.50... Kurs 9'da başlıyor. Ne! Saat 8.50? Sabır çekerek odaya gittim. Bir de baktım ki o da ne? Sürü sürü bir sürü çile.
İki saat hazırlanamadığım için kızlar beni bırakıp gitti. Hepsi satıcı kardeşim ya. En son hazırlanınca dersin bitmesine az kaldığını gördüm. Biraz daha bekleyip okula gittim.
Mikail hocamız her ne kadar mükemmel anlatsada anlamaya niyeti olmayan ben soruya mal mal baka baka 40 dakikayı doldurdum.
Diğer derslerin sınavı çoktan olduğu için direk yurda geçtik. Birden dondurma aşerdiğimiz için bakkala gittik. Adam yarın zam geliyo diyince gözlerimdeki ışıltı dondurmaları eritiyordu. 2 tane aldık hepimiz hepimiz iftara kadar sabırla bekledik.
Yurda gidince amacımız ders çalışmaktı. Ama kim ders çalıştı? Rüya ve Hümeyra! Onlar ders çalışırken ben mal gibi telefona baktım. Amma velakin mutluyum. Pazartesi gününü bilemeyeceğim amma...
İftara kadar telefona baktım gayet mutlu ve aç bir şekilde. Ezana yakın bir zamanda yemekhaneye indik seke seke. Yemekleri gördüm ya dedim Allah. Bir sırıtış var yüzümde görmeniz lazım.
Herneyse sıraya girdik. Bekledik bekledik ve evet sıra geldi bize. Erkekler ve kızlar ayrı bölmelerde yiyorduk. Erkekler şort falan giydiği için ayırmışlar sanırım.
Yemeklerden bol bol aldık ve masaya oturduk.
İmamnur: Meryem kalk kız camı aç!
Meryem kalktı açtı camı yerine oturdu. Son 1 dakika kalmıştı ezana. Heyecandan ağzım burnuma gelmişti artık.
İmamnur: Meryem kalk dinle bakiyim ezanı
Meryem: Niye dinliyim ya okunur işte
İmamnur: Lan gerizekalı bu kalabalıkta nasıl duyalım
Meryem: Duyarsın
Sabır çekerek saniyeleri saymaya başladık. Tam ezan okunurkenki sessizlik ve herkesin yemeğe gömülmesi. Mutluluktan ağlıyorum ulan.
Meryem: Niye ağlıyorsun gerizekalı
İmamnur: Niye ağliyim salak sus
15 dakika sonra herkes tıkanmıştı ve tabaklar yarım kalmıştı. Kızlar kalan nimetlerini çöpe atarken ben ağzıma tıkamaya çalışıyordum. Sünnettir arkadaş ya nimet çöpe atılır mı?
Ben tıkınırken kızlar yurttan dondurma almaya gittiler. Yemeği bitirince dışarı çıktık ve zevkle dondurmalarımızı yedik.
-----------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azgın İmamnur Ve Cankır
RandomHer tesbih çeken kabadayı olsaydı imamlar mafya olurdu. Hafif hafif ucundan azıcık kurgu olan hakiki bir Türk efsanesi ---------------------------------------------- İmamnur: Cankır, noldu kıpkırmızı olmuşsun. Acı biber falan mı yedin? Cankır sert b...