Selamun aleyküm cemaaat. Rüya'nın ağzından
-----------------------------------------------------------Ayaklarımın yerden kesilmesiyle koca bir çığlık atacakken ağzıma bir et parçası sıkıştı. Tüm kuvvetle ısırdım o eti.
Kulağıma çok haşmetli bir inleme sesi geldi. Estağfurullah... Bu... Oh my Allah
Hala ayaklarım yere değmemişken karşımdaki haşmetliye baktım. Göz gözeydik. Erkek?
Tanımadığım bir çocuk resmen beni tutmuş, çekmiş, kaldırmış, kaçırmış?
Estağfurullah ya Rabb
Yere bir baktım ki ne göreyim, 1 metre yukardayım. Bu çocuk kaç cm?
Rüya: Kaç santim?
Ben yere bakarak aramızda kaç cm olduğunu hesaplamaya çalışırken birden piç bir kahkaha doldu kulaklarıma.
Çocuk: Sana kaç lazım?
Tekrar bir süzdüm çocuğu. 190 cm vardır. Direk söyledim aklımdan geçeni
Rüya: 19
Çocuk: Oha ne?
Rüya: Daha mı uzun?
Çocuk: Ne, hayır, oha lan ne yaptın sen ondan uzununu kimde gördün?
Rüya: Lan mı? Evet doğru hem kimse yok bu kadar uzun olan. Yani vardır da ben görmedim.
Çocuk: Sen kaç kişinin gördün de şey ediyorsun ya? Rüya ben seni hiç böyle biri olarak tahmin etmemiştim.
Rüya: Dalga mı geçiyorsun lan benle. Sen dışarıdan gördüğün birininkini anlamaz mısın ne kadar olduğunun.
Çocuk: Ben senin gibi değilim hem bakmıyorum hem anlamıyorum.
O sırada ayaklarımın yere değdiğini hissettim. Tekrar yüzüne baktığımda gerçekten baya bir fark varmış aramızda.
Yüzüne bakamıyorum resmen ya. Bir insan niye bu kadar uzun olur.
Rüya: Az geri çekil de yüzünü göreyim ya. Bir insan nasıl bu kadar uzun olabilir ya. Nasıl 190 değilsin sen 2 metre misin nesin?
Hala yüzünü göremiyordum. Birkaç saniye sonra 1 2 adım geri çekildi.
Yüzünü sonunda gördüğümde şaşırmış ve rahatlamış bir ifade vardı. Sebep?
Çocuk: Ha sen onun uzunluğunu soruyorsun.
Rüya: Başka neyi sorabilirim?
Çocuk: Iııı. Yok bir şey değil.
Anladım. Anlamaz olaydım. Kıpkırmızı oldum. Ya bir insan nasıl bu kadar çok kızarabilir.
Çocuk ellerini yanaklarıma koydu. Bu çocuğun ismi ne kardeşim.
Çocuk: Yine kıpkırmızı oldun.
Neye sırıtıyon lale. Kendime gelen anı özgüvenle patlattım soruyu.
Rüya: İsmin ne senin kardeşim?
Yanağımdan makas alıp konuştu. Ağzına patlatmamı mı istiyorsun anlamıyorum ki?
Çocuk: Kardeş deme lazım olur. Bu arada ismim Yunus Emre.
Aklıma gelen ilk şeyi söyledim. Allah aşkına kim TRT'deki Yunus Emre'yi izlemedi ki
Rüya: Aşka yolculuk
Emre biraz duraksadı. Tabi salak gibi cevap verirsen böyle kalır çocuk napsın.
Emre: Sana yolculuk
Kıpkırmızı oldum. Alnımdan yanaklarımdan heryerimden bir kırmızılık akıyordu.
Bu çocuk nerden çıktı şimdi ya ben ne güzel tek tabanca yaşayıp gidiyordum. Matematiğim, biyolojim, kimyam ile hayat çok güzeldi.
Şimdi gelmiş "sana yolculuk" diyor. Şuna bak ya. Sen beni ne sandım dünki anasının kuzusu. Trabzon kızıyım ben. Ne bu rahatlık.
Rüya: Sen beni ne sanıyorsun be? Ben hayat kadını mıyım da yolculuk molculuk?
Nerden geldiği tam belli olmayan bir bağırma sesi yükseldi yankılana yankılana. E İmamnur'un sesi...
İmamnur: RÜYAAaa
Rüya: Pardon fahişe!
İmamnur burda bile var bee. Burda bile ortaya koyuyor herşeyi. Haklı kız. Niye fahişelere hayat kadını diyerek yüceltiyoruz?
Emre: O neydi?
Rüya: Uyarı sireni... Neyse hoca gelir şimdi ben gidiyim
Emre: Kaçmaya mı çalışıyorsun fıstık?
Rüya: Ne kaçıcam be senden?
O sırada Emre acıyla inledi ve ensesini tutarak yere eğildi.
İmamnur: Ne tutuyorsun lan kızı gitmek istiyo işte dangalak
Emre: Bu nasıl el gücü lan
İmamnur: Afkur
Ve böylece en sevdiğim arkadaşım beni elin adamının elinden kurtardı...
-----------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azgın İmamnur Ve Cankır
DiversosHer tesbih çeken kabadayı olsaydı imamlar mafya olurdu. Hafif hafif ucundan azıcık kurgu olan hakiki bir Türk efsanesi ---------------------------------------------- İmamnur: Cankır, noldu kıpkırmızı olmuşsun. Acı biber falan mı yedin? Cankır sert b...