Ben Kazandım!

215 40 38
                                    

Yoongi

"Ne cezası?"

Kızlardan uzaklaşarak yanıma geldi. Beni baştan aşağı süzdükten sonra birkaç saniye yüzüme baktı. Kulağıma eğildi ve fısıldadı.

"Soyunma odasında beni o halde görmenin ve izlemenin bir cezası olmalı değil mi Yoon?"

Ve geri çekildi. Yoon. Adımı bu şekilde söylemesi hoşuma gitti doğrusu. Bu arada ne ceza verecekti bu hoca bana?

"Bay Jung. Acaba Yoongi size ne yaptı? Ben onun yerine sizden özür dilerim efendim. Yoongi hep böyledir işte. Kimseyi umursamaz, saygısız, ter-"

"Bu seni ilgilendirir mi Yoonji? Bu benimle Yoongi arasında. Ve bir daha lütfen başkalarını eleştirme. Bir kız olarak sana yakışmıyor."

"Peki tamam efendim."

Tekrar bana döndü. Yüzünde öfkeden çok alaylı bir sırıtış vardı. Korkmadım değil doğrusu. O bana böyle bakınca içim gidiyor. Uwuuw.

"Ee Yoongi. Başlamıyor muyuz?"

"Neye hocam?"

Sevişmeye mi? Ağağağa keşke öyle olsa. Jung Hoseok'un altında inlemeye hazırım. Ne? Bakmayın bana öyle. Size demiştim çok fesat biriyim diye :)

"Yarışmaya. Sana ceza olarak birlikte basketbol oynamayı veriyorum. Potaya 20 basket atan kazanır. Eğer sen kazanırsan, seni bağışlarım. Ama eğer ben kazanırsam, istediğim bir şey yaparsın. Anlaştık mı?"

"Hocam. Anlaştık anlaşmasına da. Kazanan belli değil mi? İlkokuldan beri basketbol oynuyorum ve bu işin eğitimini alıyorum. Yani beden hocası olmanız pek bir şey değiştirmez."

"Arkadaşlar. Burda acayip bir şekilde ego kokusu alıyorum. Sizde alıyor musunuz? Ama bu daha çok çakma ego gibi. Görücez bakalım Min Yoongi. Yarış başlasın o zaman."

Bana öyle karanlık baktı ki. Bu bakıştan gerçekten korktum. Ama kendime güveniyorum. Sonuç olarak bu okulda benden daha iyi basketbol oynayan yok.

Ben tam adımımı atacakken bileğimden tuttuğu gibi beni peşine sürükledi. Olayın şokuyla nereye gittiğimizi unuttum. Yatak fena olmazdı.

Basketbol sahasının önünde durduk. Siyah, Fila ceketini çıkarıp bir kenara attı. Gözlüklerini de ceketinin üzerine fırlattı. Yerdeki basketbol topunu alıp bana fırlattı. Bu ani hareket üzerine irkildim. Sonuçta aniden geldi top.

"Başlamak için izin istemene gerek yok. Hadi başla."

Başımı sallayıp derin bir nefes aldım. İçimden 3'e kadar saydıktan sonra topu sektirmeye başladım.

∆∆∆∆∆

Yaklaşık 1 saattir basketbol oynuyoruz, daha doğrusu o oynuyor. Başlarda iyiydim. 0-10 gidiyorduk. Ben kazanacağımı düşünürken, bir anda işler tersine döndü.

Meğer bizim hoca bana palavra yapmış. Ben daha nne olduğunu bilmeden skor; 15-10 olmuştu bile.
Şimdi top Hocadaydı. Gözlerime baktı. Gel ve al der gibi.
O bana yaklaştı ben ona yaklaştım. Topu almaya çalıştım.

"Hadi ama Yoongi. Bence bu sen değilsin. Al hadi."

Mal herif. Tabiki bu ben değilim. Bakışınla beni öyle bir yaktın ki, ben ben olmaktan çıktım.

Sinirleniyorum ama. Elinden topu almak için atıldığımda bana fake attı ve ters dönerek topu potaya üçlü olarak gönderdi. Ben ise şaşkınca yere yapıştım.
Ayh! Rezil oldum. Yüzüm yere, parkeye sürtünmüştü
ve yanıyordu. Aynı şekilde dizim de daha fazla acımaya başladı.

"Ah, sakar seni."

Eğildi ve koltuk altlarımdan tutarak beni popom üzerine oturttu.

"Bekle burda. Sakın kımıldama bir yere. Yaraya da dokunma."

Diyerek koşarak spor salonuna gitti. Birkaç dakika sonra Prensim -Ay hocam- geldi.

Tekrar yanıma çömeldi ve çantasını açtı. İçinden bir ıslak mendil çıkardı ve sağ bacağımın paçasını
-artık yırtık olan- dizime kadar sıyırdı.

Islak mendille dizimin üstündeki pis yeri silerek yara bandı yapıştırdı.
Yüzümü de ıslak mendille sildi yara bandı yapıştırdı.
Parmağıla dizimi işaret etti.

"Canın çok fazla yanıyor mu?"

"Hayır. Fazla acımıyor."

"Yürüyebilir misin peki? Yoksa ben-"

"Y-yok gerek yok. Yürüyebilirim."

"Peki."

Elini uzattı kalkmam için. Esmer ve damarlı elini tuttum. Ne de yakışmıştı, beyaz ellerim esmer ellerine.

Ellerimi kavradığı gibi çekti beni kendine. Ani hareket ile, bir de dizimin sızlamasıyla kollarına tutundum.
Sanki ondan başka kimsem yokmuş gibi...

Ondan ayrıldıktan sonra zilin sesini duydum. Sonunda bitti şu 2 ders. Gerçi benimle ilgilenmesinden hoşlanmadım değil. Yani tüm gün onun dersinde olsam benim için sorun olmaz.

Tamam aşırı sexy, karizmatik, yakışıklı, yetenekli biri olabilir ama bir insandan nasıl bu kadar hızlı etkilenebilirim ki? Ben Min Yoongi. Bir adamdan 2 saatte nasıl etkilendim böyle? Daha onu doğru düzgün tanımıyorum bile. Asıl şu sorunun cevabını öğrenmeliyim.
Acaba o benden etkilenmiş midir?

Arkamı dönüp spor salonuna yavaş yavaş adımlarken yine o sesi duydum. Tanrım! Bu adamdan hoşlanmama rağmen ona nasıl  'Hocam' diyebilirim ki?

"Heey Yoongi! Unutma! Ben Kazandım!"

Love At First Sight /YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin