Doğum Günü Telaşı

147 27 8
                                    

Yoongi

"Haklısın hyung. Bekleyemeyiz. Başlayalım."

"Başlayalım ama..biz Hoseok ile ders dışında bir araya gelmiyoruz ki? Nasıl olacak o?"

"Hyung bi parti düzenleriz. Okul içi felan. Olmaz mı?"

Bir anda aklıma 2 gün sonraki doğum günüm geldi.

"Uyduruk okul partisine gerek yok Kookie."

"E ne yapacağız o zaman?"

"Ah Kookie. Bak şimdi anlatıyorum dikkatli dinle. Şimdi 2 gün sonra benim ve Yoonji'nin doğum günü. Parti işi hallolur. Davet ederiz herkesi ama Hoseok gelir mi ki?"

"Ne güzel. O zaman bana da Hoseok Hyung'u ikna etmek kalıyor. Oldu bil sen hyung."

"Aferin be Jungkook. Hadi sınıfa gidelim. Eve gidince güzelce hazırlarız planımınızı."

"Tamam hyung."

☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎

Son derste bitmiş ve sonunda eve gelmiştim. Yatağıma uzanıp Jungkook ile görüntülü konuşuyordum.

"Hyung! Hoseok hyung kabul etti. Bir şartı varmış ama yinede kabul etti."

"Neymiş bu şart?"

"H-hyung. Ş-şey öyle önemli bir şey değil. Sadece senin numaranı istedi."

Hoseok? Benim numaramı mı istedi? Tanrım dualarım kabul mu oldu yoksa??

"Hyung? Kızdın mı? Ben sadece gelmesi için verdim. Hem neden istedin diye sordum. İddiamız vardı dedi. Ne iddiası bu hyung?"

Ona vurulduğum günkü iddia. Basketbol oyununda ben kazanırsam onu soyunma odasında görmemi affedecekti. O kazanırsa istediği bir şeyi yapacaktım. Sahi ne oldu o iddiaya? Ne isteyecekti ki ilk defa gördüğü öğrencisinden?

"Önemli bir şey değil. Basketbol oyununda o kazanmıştı. İstediği bir şeyi yapacaktım. Sadece bu."

"Neden benim haberim yok?"

"Sen gelmeden önceydi. Onu ilk gördüğüm gün. İlk beden dersimizin olduğu gün."

Anladım derecesinde başını salladı. Okuldakinin aksine mor bir sweet, kot bir pantolon ve beyaz çoraplar. Saçları daha küçük çocuklar gibi taranmıştı.

"Jungkook-ah. Nerdesin? yemek hazır."

Bir anda arkadan biri göründü. Hoseok. Beyaz bir tişört, altına da siyah bir şort giymişti. Okuldaki sexy Hoseok yerine şimdi genç bir öğrenci gibi duruyordu.

"Burdayım Hoseok Hyung. Telefonla konuşuyorum."

"Kiminle? Aa Yoongi? Merhaba."

"Merhaba Hocam."

"Hocam? Okulda değiliz ki? Bana Hoseok hyung de."

"Hyung? O ne için?"

"Gerçekten mi? Ah Yoon okuldakiler çok huysuz oluğunu
söylemişti ama bu kadarını beklemiyordum. Peki sen sadece Hoseok de."

"Peki Hoseok. Bu arada yanlış bilgi vermişler sana. Hiçte huysuz biri değilim. Basbaya beni çekemeyenlerin kuru iftirası. "

"Peki peki tamam. Nasılsın? Ne konuşuyorsunuz? Ders mi yoksa? Jungkook-ah. Gözlerim yaşardı."

"Evet Hyung. Yoongi hyung'dan matematik notlarını isteyecektim de."

"Wow Yoon. Matematik ha? Umarım matematikte olan başarın basketboldaki gibi değildir."

Bir de göz kırpıyor şuna bak ya?! Sevdiğim adam olmasaydın bu lafının altında kalmazdım ama neyse.

"Yok Hoseok. Matematik çok ayrı bir yerde. Arkamdan konuştuğunuz kişiler bunu söylemedi herhalde."

"Arkandan konuştuğum yok sadece oyundan sonra Yoonji ile konuşuyorduk. Biraz seni çekiştirdi o kadar."

Yoonji. Benim şıllık, huysuz, şımarık, yaramaz, aptal, beyin yoksulu, Jimin özürlüsünden bile daha özürlü, gıcık, yalaka, küçük sıçan hemde keseli olandan, pis, Bücür kardeşim. Sen ne hakla beni sevdiğim adama çekiştirirsin?! Senin gibi ikimiz olması için nasıl bir günah işledim de tanrı seni bana kardeş diye yolladı??!

"A şey. Hoseok hyung? Yemek hazırdı değil mi? Ben biraz acıktım da. Sen içeri git ben telefonu kapatıp geliyorum."

"Peki. Doğum gününde görüşürüz Yoon."

Doğru ya! 2 gün sonraki doğum günüme oda gelecekti. Tabi gözlerimin içine bakıp çekici aurasıyla konuşursa tabi her şeyi unuturum. Nefes almayı unutamadığıma şükretmeliyim.

"Hyung? Nereye daldın?"

"Kookie? Bu saç rengi bana yakışıyor mu?"

"Tabiki siyah sana çok yakışıyor hyung. Neden sordun?"

Telefon ekranından kendime baktım. Kaç aydır saçlarımı boylamıyordum. En son annemin;

"Yoongi oğlum. Beyaz saç sana çok yakışıyor ama artık başka bir renge mi boyasan?"

Demesiyle siyaha boyamıştım. Beyaz saç beni yaşlı gösteriyormuş Yoonji hanıma göre. Hiçte bile. Beyaz saçta bana çok yakışıyordu. Hıh.

"Olmaz Kookie olmaz! Doğum günümde çok yakışıklı olmalıyım. Hoseok beni görünce dilini yutmalı. Yarın haftasonu. Birlikte bir kuaföre gidelim."

"Waow. Yoongi yengem Hoseok hyungum için süsleniyor. Ne romantik."

"Jungkook düzgün konuş benimle! Yenge ne ya?! Ben senin enişten olacağım."

"Ama hyung? Enişte şeye denilmiyor mu? Imm. Ablanı-"

"Tamam Jungkook. Yarın sana adresi atarım. Bay."

"Hyu-"

Ah bu çocuk. Çok geveze. Durdurmazsanız sabaha kadar uyumayıp benimle konuşacak. Ah neyse.

Şimdi ben nasıl uyuyacağım? Saç rengim ne olacak? Ne giyeceğim? Doğum günü pastası nasıl olacak? Çilekli mi? Çikolatalı mı? Yoksa meyveli mi? Ohoo daha bir sürü sorun.

Eskiden doğum gününü bile hatırlamayan Min Yoongi şimdi doğum günü telaşı içinde.

Love At First Sight /YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin