~Yoongi
Karanlık.
Gördüğüm tek şey karanlık.
Zifiri karanlığın arasında hiçbir şey yok. Hareket etmeye çalışıyorum ama sanki bir yere bağlanmışım gibi. Parmaklarımı oynatmayı deniyorum zorlukla. İşkence gibi geliyor ama başarıyorum en sonunda.
Sağır edici sessizliğin arasında; tanıdık bir ses, bir bağırış duyuyorum uzaklardan. Bu sefer gözlerimi açmayı deniyorum ama göz kapaklarım birbirine yapışmış gibi açılmak bilmiyor.
Öfkeyle yumruğumu sıkıyorum. Yanıma birilerinin geldiğini hissediyorum. Kolumda birkaç parmak sarılıyor ve ben uyarılmış gibi dikleşip, bağırmayı deniyorum ama, sadece küçük bir tıslama dökülüyor kurumuş dudaklarımın arasından.
"Yoongi duyuyor musun beni? Yoongi? Eğer beni duyuyorsan elimi sık."
Yumruk yaptığım elimin üzerinde sıcak parmakları vücudumu huylandırıyor. Buz gibiyim sanki. Sıcak parmaklar yumruğumu açıyor nazikçe. Avcumun içine koyuyor elini. Denileni yapıp elimin içine hapsediyorum sıcaklığı. Sahi kimin elleri bu? Sıcacık, yumuşacık.
"Yoongi duyuyorsun beni değil mi? Gözlerini açmayı dene. Ya da konuşmayı dene. Ya da sen bekle. Bekle doktor birazdan burada olur."
Kimin sesi olduğunu hala anlayamıyorum. Kulaklarım yüzünden sesi boğuk gibi geliyor ama dediklerini net anlıyorum. Sesi de elleri gibi yumuşacık. Biraz endişeli gibi ama yine de çok güzel. Telaşını saklamaya çalışarak, elini tuttuğum elime öpücükler konduruyor. Dudakları da yumuşacık. Kim bu naif kişi?
Birkaç ses daha duyuyorum. Kapı ve adım sesleri. Doktor gelecek demişti sahi. Hastanede miydim? Ama neden? En son nerede olduğumu hatırlamaya çalışıyorum ama beynim durmuş gibi. Öyle ki adımın Yoongi olduğunu dahi zor hatırlıyorum.
Sıcaklık bana da yayılıyor sanki. Isındığımı hissediyorum. Kolumda küçük bir acı oluşuyor sonra. Sivrisinek ısırığı gibi minicik ama acıtıyor. Saniyeler geçmeden acı kayboluyor sonra. İçime bir şey akıyor sanki. Doktorların bir şey verdiğini anlayıp rahatlıyorum.
"Birazdan kendisine gelir. Geçmiş olsun tekrardan."
Tekrar aynı sesleri duyuyorum ama bu sefer daha net. Vücudumdaki uyuşma yavaş yavaş geçiyor sonra. Kapı sesinin ardından da, başını koyuyor göğsüme. Birkaç tane tutam boynuma değip, tatlı tatlı huylandırıyor. Gülmek istiyorum ama ağzımı açamıyorum.
"Yoongi? Duyuyorsun beni değil mi? Uyandın değil mi? Lütfen uyan, çok özledim seni."
Üzerim ıslanıyor. Ağlıyor mu o? Ama neden? Çok uzun süre mi oldu ben burada yatalı? Belki de korkmuştur?
Bir şeyler hatırlamak için zorlasam da kendimi, tek hatırladığım; bir gece vakti uçurumun kenarında yere çökmüş ağladığım. Ama o kadar silik ki, neredeyse hayal bile olabilir.
İçimdeki soğukluk gittikçe kayboluyor. Ayak parmaklarımı hareket ettirmeyi deniyorum ve başarıyorum da. Hem bu sefer acımıyor da. Avcumun içindeki eli sıkıyorum anlaması için. Neyi anlaması gerekiyor bende bilmiyorum. Sadece uyandığımı bilsin istiyorum.
"Duyuyorsun beni değil mi? Hadi gözlerini aç. Bana 'iyiyim' demene ihtiyacım var, uyanmalısın."
Başını göğsümden kaldırıyor. Artık huylandıran tutamları yok. Şeftali kokusuda kayboldu sanki. Bana baktığını hissediyorum, umutla. Kim olduğunu, neden burada olduğunu bilmiyorum ama umudunu kırmak istemiyorum. Parmaklarımı oynatıyorum tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love At First Sight /Yoonseok
FanficMin Yoongi ve ikizi Min Yoonji okulun sexy beden hocası Jung Hoseok'a aşık olurlar.