Kalbimin Kırık Parçaları Tenime Batıyor

54 11 3
                                    

~Hoseok

Sandalyemden kalkıp Jungkook'un olduğu tarafa ilerledim. Önünde diz çöküp elimi uzattım.

"Bu dansı bana lütfeder misiniz bayım?"

"Hadi ama hyung! Rezil olmamı mı istiyorsun?"

"Çok nazlısınız bayım. Size hiç yakışmıyor."

Pes edip uzattığım elime elini koydu. Gülümseyip bir elim belinde dans pistine yürüdük. Jimin de Arkamızdan gülümseyerek bizi izliyordu.

"Emin ol biz oraya çıktığımızda bunu kabul ettiğime pişman olacağım."

"O kadar da kötü değilsin Kookie. Benden bir şeyler öğrenmişsindir diye düşünüyorum."

"Umarım düşüncelerinde haklı çıkarsın Hyung."

Hafif yağan yağmurun altında dansa başladığımızda yağmur şiddetlendi. Yağmura, hatta üzerindeki milyonluk elbise ve saatlerce uğraşılmış makyaja rağmen çiftler tek tek piste çıkıp müziğin ritmine bıraktılar kendilerini.

Gülümsedim. Ama sadece Kookie'nin içi rahatlasın diye. Yoksa kalbimde öyle bir ağrı vardı ki. Ağrıyordu işte. Bilmeden, görmeden.

Ağlasam, yağmur alır kendine katar mıydı gözyaşlarımı? Duyulmaz mıydı sesim müzikten? Gök gürültüsü bastırır mıydı çığlıklarımı?

"Jay Hyung?"

"Söyle Kook."

"Ağlama."

"Ağlamıyorum."

"Ağlıyorsun Hyung. Ve ben senin ağlamanı istemiyorum. Yakışmıyor güzel yüzüne."

"Biliyor musun Kook? Çok güzel bir söz okudum.
Ağlamak istiyorum. Senin kollarında ağlamak öyle güzel olurdu ki! Senin kollarında ağlayamadığım için ağlıyorum, bu hiç de mantıklı değil; çünkü senin kollarında olsaydım ağlamazdım ki. İşte bende tam bu yüzden ağlıyorum."

"Hyung..."

Dudakları boynuma gitti usul usul. Öptü, gözyaşlarıyla ıslattı. Kolları boynumu sarmaşık gibi doladı; sanki her an gidecekmişim gibi. Uzaklaşacakmışım gibi.

"Hyung? Bana verdiğin sözü tutacaksın değil mi?"

"Sana bu konuda söz vermedim Kook."

"Deneyeceğini söylemiştin."

"Neden bu konuda bu kadar ısrarcısın? Beni zorlamaman gerekiyor."

"Seni zorlamıyorum. Sadece..."

Derin bir nefes aldı. Sonra yüzünü tekrar boynuma gömüp uzun uzun soluklandı. Biliyordum. Oda en az benim kadar zorlanıyordu.

Bi gün geldi, yok oldu sandık. Ailesi ısrarla ondan haberleri olmadığını söylediğinde yok oldu sandık. İnanmadım. İnanmasam da ister istemez aklıma kanlar içinde görüntüleri dolanıyordu.

Israrla inanmadım. Ondan tek bir haber almak için canımı vermeye razıydım. Sadece gitti. Belki başkasına, belki başka hayallere. Kendimi hep böyle avundurdum.

Düzeliyordum belki de. Bir şeyleri görmezden gelerek düzeliyordum. Aynada saçlarımı başka bir renkte görünce de böyle hissetmiştim. Normalleşiyordum sanıyordum.

Halbuki sadece birkaç saat önce Namjin'e hediyelerini verip normal bir davetli gibi yemeğimi yiyecek, çifti alkışlayacak, pastadan yiyip pistteki çiftleri seyredecektim.

Ama işte evdeki hesap çarşıya uymadı. Sabahtan beri yaşamadığım şey kalmadı. Ayılıp, bayılmalar. Düşüp kalkmalar! Daha ne kaldı acaba?

Love At First Sight /YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin