Belki biraz Aynı Yıldızın Altında kitabını(filmine) benzicek. Ama sadece başı.
Tüm bu kötü hastalığımı 14 yaşındayken öğrenmiştim. Son zamanlardaki solunum sorunları yüzünden annem kolumdan tutup doktora götürmüştü. Doktorun odasını korka korka girmiştim. Kalp atışlarım çok hızlıydı. Doktor ciğerlerimin filmini çekilmesini istemişti. Çektirdikten iki gün sonra bizi aradılar. Annemin konuştukları tam olarak buydu:
"Buyrun benim."
"Tabii."
"Peki ya tedavisi var mı?"
"Siz bana ilaç isimlerini söyler misiniz?"
"Bunların hepsini alıcağım. En kısa zamanda yeniden muayneye geliceğiz."
Annem telefonu kapadıktan sonra bana baktı. Kötü haber geliyordu.
"Dolunaycığım,şimdi sana bir şey diceğim ama hemen ümitsizliğe kapılma tamam mı yavrum?"
"Tamam."
"Kansersin."
"Ne?!"
"Ama ilaçlarını alıcaksın ve iyileşiceksin."
"Peki. Ya ölürsem?"
"Böyle bir şey olmayıcak."
O zaman sadece buna boyun eğmiştim. Küçücüktüm ve sadece bir hastalığımın olduğunu biliyordum. Ama her çocuk gibi oynayamıyordum. Tam olarak 4 yıldır böyleyim ama artık ölüceğimi biliyorum. O yüzden hayata tutunmayıda bırakmıştım. Baran Soysert karşıma çıkana kadar. Laned olsun Baran Soysert! Baran'ı gördükten sonra bir karar almıştım. Artık vakit gelmişti ve bu 'dolunay vaktıydi'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay Vakti
RomansKanserli güzel Dolunay Erkıran. Playboy yakışıklı Baran Soysert. Ortak olan babalar. Birbirlerinin hayata bağlanmasını sağlayacak aşk. **** "Sen her zaman benim olucaksın,kara toprağın değil."