Baran'ın bu dediğinden sonra ne diyeceğimi bilemedim. Göz yaşlarıma engel olamadım. Çareyi hemen orayı terk etmekte buldum. Baran'ın kollarının arasından sıyrıldım ve arkama dönüp yürümeye başladım. O sırada arkamdan geldiler. Biri ağzımı ilaçlı bezle kapadı. Bağırıyordum ama ağzımdaki bez sesin boğuk çıkmasını sağlıyordu. Sonrası yok...
Baran...
Konuşmamızdan sonra Dolunay'ın gözlerindeki kırmızılığı gördüm. Kaçtı. O da ağlıyor. Beni affetmek istiyor. Aslında bir suçum yok. Benden uzak durmak istemiyor. Dolunay inadından vazgeç,yalvarırım. Gözlerim dolmuş bir şekilde gidişini izliyordum. Dönmiceğini fark ettiğimde arabaya doğru yöneldim. O sırada "Baran!" diye attığı boğuk çıkan çığlıkları duydum. Arkamı döndüm ve baktım. Ağzı kapalıydı ve kaçırılıyordu. Onu kaçıran adam bana bir bakış attı. Yüz tanıdık geliyordu. Arabama hızlıca atlayıp onları takip etmeye başladım.
"Kurturacağım seni Dolunay," diye söyleniyordum. Telefonum çaldı. DOĞUKAN yazısını görünce cevapladım.
"Kanka olay büyük! Dolunay'ı kaçırıyorlar! Seni sonra ararım!" dedim ve telefonu kapadım. Yeniden yerine koyarak gaza daha hızlı bastım. Adamlar arkalarında olduğumu anlayınca hamle yapıp gözden uzak bir yere gittiler. Hadi ama! Çareyi Dolunay'lara gitmekte buldum.
Kime: Nurşah-Zeynep-Beyza-Doğukan
"Güzel haber vermek isterdim ama malesef. SOS-acil durum-. Dolunay kaçırıldı. Dolunay'larda buluşalım her şeyi anlaticağım."
Mesajı gönderdim ve telefonu yeniden yerine bıraktım. Adamı düşündüm. Beynimi zorladım.Buldum! Şirkette görmüştüm. Toplantı odasından sinirle çıkmıştı. Adamın ismi neydi ya? Buldum! Avni Acar. Acar Şirketi. Anladım. Gaza daha bir hızlı bastım. Dolunay'ların evine kazasız belasız gelmeyi başardım. Annem ve babam halen daha oradaydı. Kapıyı Nazlı açtı. "Baran bey?" dedi. "Acil durum," dedim ve içeri girdim. Salonda kahve ziyafeti veriyorlardı.
"Baran oğlum, n'oldu? Bu ne hal?"
"Baba Dolunay kaçırıldı. Gözümün önünde. Takip ettim ama yetişemedim. Ama kaçıranı biliyorum. Avni Acar. Ke-"
"Kahretsin! Biliyordum böyle bir mallık yapıcağını," dedi Nazım amca sözümü keserek. Annesi beyninden vurulmuşa dönmüştü. Babası küfürler edip duruyordu. Kısa bir zaman sonra Nurşah,Zeynep ve Beyza'da gelmişti. Doğukan'da. Olayları onlarada anlatmıştım. "Nasıl olur ya?! Polisi falan arıyalım. Nazım Amca, Meltem Teyze böyle eli kolu bağlı ı duracağız? Yapmayın bunu?" dedi Nurşah. "Nurşah haklı," diye giriştiZeynep ve Beyza. "Evet. Nazlı,telefonumu getir!" diye bağırdı Nazım Amca. Nazlı odaya çalan bir telefon getirdi. "Bilinmeyen numara," dedi ve telefonu Nazım Amca'ya verdi. Nazım Amca telefonu hopörlere aldı ve açtı.
"Alo?"
"Beni hatırladın mı,Nazım? Hani anlaşmayı iptal ettiğiniz şirketin sahibi,Avni ben. Kızım elimde. Müstakbel damadın Baran Soysert'te kızının peşinden koştu ama yetişemedi. Anlaşmanın bize kazandıracağı miktara verin kızınızı rahat bırakim."
"Kızımı bırak! Sana paranı vereceğim. O sorun değil. Kızımı bırak ama!"
"Olmaz öyle kuru kuru. Bak hepinizin canını yaktım. Baran'ın, senin ve Hakan'ın."
"Hakan'ın canını nasıl yaktın?"
"Hem ortağının kızı hem de gelini. Sözleşemenizi biliyorum.Söylediniz mi çocuklara?"
"Sözleşme iptal olalı çok oldu,eski kafalı. Kızım nerede?"
"Onu asla bulamicaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay Vakti
RomanceKanserli güzel Dolunay Erkıran. Playboy yakışıklı Baran Soysert. Ortak olan babalar. Birbirlerinin hayata bağlanmasını sağlayacak aşk. **** "Sen her zaman benim olucaksın,kara toprağın değil."