Sabah ilk dersten sonra kafeye indim.Nurşah Sıla'yla olduğu için bugün tektim.Bedirhan'a rastlamıyı umuyordum ama oda ortalıkta yoktu.
Kahvemi yudumlayıp telefonumda Tumblr'da gezerken yanımdaki sandelyeye bir kız oturdu."Okula gelen yeni çocuğu gördün mü?MMimarlıkta okuyor.Babası Hakan Soysert," dedi."Ben de Dolunay Erkıran.Daha demin bana taş dediğin çocuğun hem sevgilisi hemde ismibi söyledğin adamın oratğının kızıyım," dedim.
Kız şaşırmış gözlerle bana bakıyordu.Sonra yüz ifadesini gülümseyen bir şekile çevirip,"Tamadır,Kuzi!" diye bağırdı.Burada n'oluyor?Bu kelimeyı dışımdanda söyledim.
"Süpriz Dolunay'ım!" dedi gözlerimi kapayan ellerin sahibi."Ses vermeseydin daha tatlı ve güzel olabilirdi," dedim."Boşver," diyerek sandelye çekti."Bu Milan.Kuzenim," dedi.Milan'da elini uzattı.
"Memnun oldum.Bu arada iyi oyuncusun," dedim ve elini sıktım."Oyunculuk okuyorum," dedi."Sen de bu ışık var,görüyorum," dedim."Sağ ol.Neyse ben sizi yalnız bırakiyim," diyerek kalktı.
"Anlatın bakalım Baran Bey.Ne oluyoruz?" dedim kahvemden yudum aldım.Telefonumu kilitleyerek masanın üzerine bıraktım."Süpriz Dolunay'ım.Artık bu okuldayım,"dedi ve yanaıma öpücük kondurdu.
"Ne?!" dedim."Dün bu yğzden ortalıkta yoktum," dedi."Ama sen fazla tatlısın," dedim ve yanağına öpücük kondurdum."Bİliyorum," dedi.
--
Okul çıkışı hepimiz Turan'larda toplandık.Bizimkilerle Baran iyi anlaştı.Sorun yoktu.Şimdilik.Limana giderek gemiye bindik.Martılara simit atıp,bir kaç fotoğraf çektik.
Nurşah Sıla'yı getirmişti.Zeynep Ekin'i,Turan Barış'ı yani kardeşini,Ayaz ise yalnızdı.Beyza gibi.İkisi beraberdi daha çok.Sıla ile Barış aynı yaşta olduklarından beraberlerdi.Bu yüzden Turan ve Nurşah yakındı.Zeynep ve bende sevgililerimizle.
"Şimdi ki durak neresi?" diye sordu Ayaz'ın koluna giren Beyza.Turan elindeki defterin kapağını kaldırıp kağıda baktı."Denizli Lise'sine gidiyoruz," dedi ve defteri sırt çantasına attı.
Denizli Lise'si limanın yakınlarında olduğundan hemen gittik.Baran elimi tutmuştu. Zeynep ve Ekin'de bu pozisyondaydılar.
Yarım saat orada geçirdikten sonra dışarı çıktık.Oturucak bir kafe bulunca oturduk. Sıla ve Barış oturmuş konuşuyorlardı.
"Eee baylar bayanlar, ne yapiyoruz?" diye sordu Ayaz. "Direkman eve gidelim," dedi Beyza."Daha yeni geldik," dedim.
Nurşah bana yaklaştı ve sessizce "İlbey mesajlara cevap vermiyor.Kesin bir şey oldu," dedi."Aramayı denedin mi?" diye sordum sessizce.
"Evet,beyfendi onuda açmadı," dedi. "Görmemiştir," dedim."Siz ne konuşyorsunuz fısır fısır?" dedi Beyza."İlbey'le ilgili," dedim.
"Tamam," diyerek önüne döndü.Baran sohbete katılmamıştı. Önündeki telefonla ilgileniyordu."Ne yapıyorsun?" diyerek telefonu elinden aldım.
Doğukan ile akşam ki kafa dağıtma programlarına konuşuyorlardı. "Neden kafa dağıtmaya ihtiyaç duyuyorsun?" diye sordum.
"Benim değil zaten.Doğukan'ın.Sinem ile ayrılmışlar," dedi ve elimdeki telefonu aldı. "Yeme beni," dedim ve önüme döndüm.
Akşam dönerken Sıla ve Barış çok yakındılar. Kızlar olarak arkada yürüyoduk. "Açıkla. Barış'la aranda ne var?" diye sordu Nurşah.
"Onu seviyorum," dedi. Bu kadar çabuk döküleceğini tahmin etmemiştim." O senden hoşlanıyor mu?" diye sordu Zeynep.
"Evet,yani galiba," dedi."Tamam," dedik ve yürümeye devam ettik. Erkeklerde Barış'la konuuyorlardı. Sanırım hepimiz aralarındaki bağı anlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay Vakti
RomanceKanserli güzel Dolunay Erkıran. Playboy yakışıklı Baran Soysert. Ortak olan babalar. Birbirlerinin hayata bağlanmasını sağlayacak aşk. **** "Sen her zaman benim olucaksın,kara toprağın değil."