23.Bölüm

408 17 1
                                    

"Bu ev çok güzel," dedim Baran'a bakarak. "Ben de beğendim. Alıyoruz," dedi Baran emlakçıya. Baktığımız ve dublex bir apartman daireseydi. Kocaman bir salonu vardı. 3+1'di. Aynı zamanda okula yakındı.

Babamı ikna etmek kolay olmuştu. Amaliyat yüzünden galiba. Kendimi iyi hissetmem için yaptı kesin. Amaliyatıma bugün tam 1 ay kalmıştı. "Eşya bakmak için nereye gidelim hayatım?" diye sordu Baran. "İkea?" dedim. "Olur," dedi ve oraya gittik.

Binlerce çeşit arasından seçim yapmak zor olmuştu ama beğenmiştik. İstediğimiz renklerde boya ve önlükleri almıştık. Yarın odalarımızı boyaciktık. Kendi odam için buz mavisi rengini seçtim. Baran ise beji seçti. Çalışma odası için de beji seçtik.

Kendi odam için beyaz mobilyalar almıştım. Baran ise siyah mobilyalar. Çalışma odamıza beyaz bir kitaplık aldık. Beyaz bir çalışma masasıda aldık. Kırmızı koltuk aldık. Masanın üstüne bilgisayar koyicaktık. Koltuğada güzel güzel yastıklar alıcaktık.Zaten oda küçüktü.

Marketten aldığımız yemekleri buzdolabına dizdim. Baran'da içeride kitaplığı kuruyordu. Yemekleri dizdikten sonra patatesleri dolaptan çıkardım. Güzelce soydum ve kızartmak için aletine koydum. Aldığımız hazır köfteleri çıkardım ve ısıttım. Patatesler kızarınca onları tabaklara yerleştirdim. Mutfak masası kendiliğinden vardı. Bu yüzden oraya koydum.

Çalışma odasına gidip Baran'a seslendim. "Yemek hazır!" dedim. "Geldim!" dedi. Kapının eşiğinden onu izliyordum. Bir yandan kitapçığa bakıyor bir yandan parçaları takmaya çalışıyodu. En sonunda pes edim yemek yemeye geldi.

Daha tam yerleşemediğimiz için kendi evlerimizde kalıcaktık. Baran akşam beni eve bırkatı. Evde Nurşah karşıladı beni. Yine. Babam ve Hakan Amca yine iş gezisindilerdi. Annem ve Ebrar Teyze ise dernekle ilgileniyorlardı.

Nurşah ben kendimi evde yalnız hissetmeyeyim diye geliyordu.Külliyen yalan! Hepsi benimle son günlerini geçiriyordu. "Selam," dedi Nurşah. "Ne hoş süpriz," diye onunla dalga geçtim. "Deme öyle," dedi ve kapıyı kapadı.

"Duş alıp geliceğim," dedim ve yukarı çıkmak için banyoya gittim. Ama bir an nefes almakta zorlandım. Yürüyemedim. Kendimi bıraktım. Olduğum yere oturdum. Nefes almaya çalıştım. Olmadı. "N-nurşah, ilacımı...getir," diyebildim zorla. Bu sabah telaşdan içememiştim.

Nurşah hemen ilacımı getirdi. Nefes alabilmem için gerekli müdaheliyede yaptı. Kendimi iyi hissettiğim zaman yukarı çıktım. Duş aldım. "Söz ver,bu olayı kimse bilmeyecek," dedim. "Dalga mı geçiyorsu sen? Ya bir şey olursa," dedi. "Zaten son 1 ay! Biticek. Ölicem! Korkularım gerçekleşecek.Bildiğim olucak," dedim ve yatağa oturdum.

"Ölmiceksin," dedi. Bu cümleleri ezberlemiştim. Herkes bana bunu diyordu. Ama bu sefer kesindi. Ölicektim. Biliyordum. "Son günlerim iyi geçsin istiyorum," dedim. "Bu seninle son günlerimiz değil," dedi ve bana sarıldı. İkimizde ağlıyorduk. "Hayallerimiz var bizim Dolunay," dedi.

"...onlar gerçekleşmeden asla ölmene izin vermem. En ünlü gazeteyi çıkartıcağız. Çok konuşulcaz. Sen yinede kozmetik hakkında kendine bir blog açıcaksın. Beyaz atlı prenslerimizi bulucaz. Ki bulduk. Alper ve Baran. Çok tatlu çocuklarımız olucak. Senin kızın Arya ve benim oğlum Ozan evlenecek. Dünür olucaz."

İkimizde ağlıyorduk. Aynı anda bu hayalleri kurarken ne kadar salak olduğumuzu düşünüp hafifçe gülüyorduk. Gözyaşlarımız silip yüzümüzü yıkadık. Sonrada uyuduk. Ertesi gün benim için yorucu olucaktı.

Sabah ilaçlarımı alıp yeni evime gittim. Baran ben gelmeden önce bir şeyler yapmış. Çalışma odasını boyatmış. Ve çok güzel olmuş. Tulumumu giydikten sonra elime bir badana fırçası verdi. "Boyamaya hzır mısın?" dedi. "Evet,sen?" diye sordum. "Evet," dedi.

Dolunay VaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin