12.Bölüm

659 17 1
                                    

"Baran Bey gayet iyi. Ölüm tehlikesi artık yok. Şu zamanlık sadece uyanmasını bekleyeceğiz. Kendisinni yoğun bakıma alıcağız." dedi çok sevdiğim doktor. "Şükürler olsun!" dedi Hakan Amca.Karısıyla sarıldı-yazarınız tab2de annesinin ismini unutmadı sjssj-. "Kurtuldu Baran." diyerek bana döndü Dolunay. Yine ağlıyordu ama bu daha çok mutluluk gözyaşlarıydı.

    "Hadi gözün aydın." dedi Doğukan. "Yenge." diye ekledi. Dolunay sadece güldü. "İlbey nerede?" dedi. "Amarika'da. Ani bir kararala gitti." dedim ve istemsizce gözlerimden yaş döküldü. "Neden ağlıyorsun?" dedi Dolunay. "Özlüyorum." dedim. "Ona ihtiyacım var." diye ekledim. Telefonunu çıkarttı ve "Ara. Yurt dışı bedava bende." dedi ve güldü.

    Telefonu alıp İlbey'i aradım. 13 saat geçmişti. Ama halen daha telefonu kapalıydı. Yaklaşık 5 kere aradım. Sonrada haberlere baktım. Aklıma kötü kötü seneryolar gelmedi değil. Haberlerdede bir şey bulamayınca kendi telefonum aklıma geldi.

Gönderen:Aşkım

Aşkım ben uçaktan indim. Telefonum kapalı olucak bir süre. Öptüm.

    Şimdi bana siz ne ara sevgili oldunuz diceksiniz. Ama şimdi anlatmicağım. PUAHAHAH Kötülük. Telefonumu çantama koydum ve Dolunay'ı yanına gittim.

    "Noldu?" dedi. "İnmiş." dedim. "Telefonu kapalı ama. Bana mesaj atmış." dedim. Göz yaşlarımı tutmaya başarmıştım bu sefer. "Kötü hissediyorsan başka yere gidebiliriz. Doktor hemen uyanmaz diyor." dedi Dolunay.

"Yok. Gerek yok. Hem sen onun sevgilisisin. Uyandığında ilk senin onun yanında olman gerekiyor."

"Evet,öyle ama. Sen benim en yakın dostumsun. Sevgililik geçici,arkadaşlıklar kalıcıdır."

"Ben iyiyim. Sadece acıktım. Kantine inip bir şeyler alacağım." dedim ve ağlamak için bahçeye indim. Eyer öyle deseydim peşimden gelirdi. Kendimi açık havaya attığımda hastane resepsiyonun önünde duran İlbey'i gördüm.

    Gördüklerime inanamayar gözlerimi ovuşturdum. Halen aynı kişi vardı önümde. Arkasına döndüğünde beni gördü. "İlbey." dedim ve ona doğru koştum. "Seni çok özledim." dedim ve sarıldım. "Buradayım bebeğim. Yanına." dedi ve saçıma bir öpücük kondurdu. "Hiç gitme." dedim ve birazdaha sokuldum. "Hep burada olacağım. Ama artık gitmemiz gereken bir yer var." dedi. Ve asansöre doğru yöneldik.

    "Sen Amarika'da değil misin lo?" dedi Dolunay. "Süpriz." dedi İlbey. "En azından senin için şans gülüyor,Nurşah." dedi ve cama geri döndü. "Kötü bir gelişme mi var?" dedim."Yok. Sadece uyanmasını istiyorum.Ama olmuyor!" dedi. Sesinde isyan vardı. "Geçicek bir tanem." dedim v omzunu sıvazladım."Hyır,geçmicek." dedi.

    "Bekliceğiz." dedim ve cam kenarından ayrıldım. Dolunay'ın yanına Zeynep gitti. Bir şeyler dedi ve Dolunay arkasına baktı. Yeniden önüne döndü sonra.

Dolunay'dan

Nurşah gidince yanıma Zeynep geldi. "Hemen köpürme ama arkamızda Ceyda var." dedi. "Moralim yeterince bozuk. Kaldıramam." dedim ve yeniden Baran'a baktım. "Arkana bak." dedi ve ben de arkamı döndüm. Bir de bu eksikti. Yeniden Baran'a döndüm ama kızın yanıma gelmesiyle köpürdüm.

"Ne işin var burada?" dedim. "Baran benim arkadaşım." dedi. "Çok samimisiniz,neden?" dedim. "Çocukluktan beri arkadaşız." dedi. "Ne o? Kıskandın mı? Eyer kıskandıysan Baran'da gözüm yok." dedi ve elindeki yüzüğü gösterdi."Hayırlı olsun." dedim. "Düğüne bekleriz." dedi. "Baran'la beraber geleceğim." dedim.

    Bir doktor yoğum bakıma girdi ve monitörlere baktı. Elindeki şeye notlar aldı. Sonrada "İyi haber. Baran Bey en geç yarına kadar uyanmış olur." dedi ve gitti. Nurşah'a baktım ve bana güldü. Bu 'biliyordum' bakışıydı. Yeniden cam kenarına geçince orada olan kız gözüme takıldı.

Dolunay VaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin