"Ebrar eyer hamile olsaydı beni affeder miydin?" dedi Baran."Evet.Çünkü ben seni affetmek için seni aradım.Ama kaza yaptığını öğrendim," dedim."Ama biz onunla ev-" derken söznü kestim."Zorunda falan kalmazdınız.O bebeği beraber büyütürdük," dedim.
"Seni çok seviyorum,"dedi."Bende," dedim.Yeniden sarıldık.Vanilya kokusunu iyice içime çektim.Yemek almak için kafeteryaya indim.Kapıdaki gazatecileri gördüm.
Beni görünce hepsi bir ağızdan "Dolunay Hanım!" diye bağırıyorlardı.Ben de kaçamicağımı anlayarak yanlarına gittim."Ebrar Gülsoy'un hamile olduğunu söylemiştiniz,doğru mu?" dedi bir gazateci.
"Ebrar'ın attığı bir yalan üzerine ilişkimiz bitti.Ama sonra yalan olduğu ortaya çıktı ve affettim," dedim."Peki ya Baran Bey.O nasıl?" dedi başka bir gazateci.
"Daha yeni uyandı ama gayet iyi," dedim."Teşekkürler," dediler.
Kafeteryaya indim.O sırada annem beni aradı.Kesin Baran'ı öğrendi.Baran'ın anneside delirdi beni arattırdı.
"Efendim anneciğim."
"Kızım neler olmuş neler.Ruhumz duymamış."
"Her şey tatlıya bağlandı ama annecim."
"Gelince konuşucaz."
"Tamam.Bay," dedim ve telefonu kapadım.Yiyecek bir şeyler alarak yukarı çıktım.Nurşah, Baran uyanınca eve gitti.Sıla'da.Şuan sadece Göksu benimle.
Haftalar Sonra...
"Nurşah,geç kalıcaz!" diye bağırdım Nurşah'ın kapısının ardından."Geldim geldim," diye ses verdi.Sonrada kapıyı açtı.Beyaz şortu ve sarı t-shirtiyle çok cooldu.
Ben ise siyah etek ve Bart'lı bir blyz giymiştim.Tamam,kabul ben de cooldum.Biz hep böyleydik.Üzerime siyah deri küçük sırt çantası almıştım.O da beyaz sırt çantası almıştı.
Nurşah'ın arabasına binerek okula geldik.İlk günümüzdü.Nurşah'la aynı bölümü ve üniversiteyi kazanmıştık.Şans?Şans. "Heyecanlı mısın,üniversiteli?" diye sordu Nurşah.
"Kalbim yerimden çıkıyor desem az kalır,üniversiteli," dedim."Hadi bakalım.Üniversite başlasın,biçıslar," dedi Nurşah ve içeri girdik.Gazatecilik bölümü bularak oraya girdik.
İsmimizin yazdığı sınıflara girdik.Bir sıraya oturduk.Gencecik bir hoca girdi.Dizinin orada olan elbisesi ile çok tatlı gözüküyordu."Merhaba çocuklar," dedi gülen yüzüyle.
"Merhaba," dedik."Ünirversitenin ilk günü.Durun biraz size üniversiten bahsedeyim," diyerek konuşmaya başladı.Yaklaşık bütün ders konuştu. Öğlen molası geldiği zaman okulun kafelerinden birine gittik.
İki hamburger yedik."Nası buldun okulu?" diye sordu Nurşah."Güzel," dedim."Sana bir süpriz daha yapıcak Baran,"dedi Nurşah."Neymiş?" diye sordum.
"Bekle ve gör," dedi.Ve yanağımdan makas aldı."Sana kaç kere şunu yapma diceğim?" diye sitem ettim."Baya.Ama ben hiç birini tınlamicağım," dedim."Susar mısın?" dedim."Hayır," dedi.
En sonunda "Gud bay biç," diyerek kalktım.O sırada bir çocuğa çarptım.Baya daş bir varlıktı."Dolunay?" dedi.Ben de biraz baktıktan sonra çıkardım."Bedirhan?" dedim."Benim," dedi.
"Sen bu okulda mısın?" diye sordum.Ne kadar yaratıcıyım di mi?Bu okulda görüyorum ama bu okulda mısın diye soruyorum.Milletçe alkışlanıyorum."Evet,gazetecilik," dedi."Bende," dedim.
Öküz gibi Nurşah bağırınca "Gitmem gerek," diyerek gittim."Kimdi lan o?" dedi."Maço Nurşah..." dedim ve yüzümü ekşittim."Bedirhan mıydı?" dedi."Evet," dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay Vakti
Storie d'amoreKanserli güzel Dolunay Erkıran. Playboy yakışıklı Baran Soysert. Ortak olan babalar. Birbirlerinin hayata bağlanmasını sağlayacak aşk. **** "Sen her zaman benim olucaksın,kara toprağın değil."